Günümüzde Müslümanlara yönelik zulümlerle gündeme gelen Patani, 10 Mart 1909'da Siam (Tayland) ile İngilizler arasında yapılan anlaşma ile Tayland'a bırakılmıştı. 1786 yılından beri Patani'yi işgal eden Tayland'ın bu işgali anlaşmayla 'meşru' hale gelmişti.
Patani, Malakka Yarımadası'nın doğu kıyısında, Patani Nehri'nin ağzında yer alan bir şehir. Müslümanlar burada 1390 yılında bir sultanlık kurdu. Yüzyıllar boyunca Patani Sultanlığı adıyla varlığını sürdüren bölge 1786 yılında yaşanan iç karışıklıklar sonucu Tayland işgaline uğradı.
Patani`nin kaderini belirleyecek ve bu anlamda sonun başlangıcı kabul edilecek gelişme 1897 yılında İngilizlerle Siam Krallığı arasında imzalanan gizli bir anlaşmaya dayanır. İngilizler Siam topraklarındaki ticari hakimiyetlerini yitirmeme ve Fransızların bu topraklara nüfuzunu engelleme adına Siam`ın bağımsızlığına destek veriyorlardı. Bu süreç, bir yandan da Siam idari yapılanmasında modernleşmenin yaşandığı yıllardı. İdari yeniden yapılanmanın Patani üzerinde de bir nüfuz ilişkisi doğurduğu ileri sürülmektedir. Önceki dönemlerde Bangkok-Patani arasındaki gevşek ilişki yerini Patani`nin otonom yapısını ortadan kaldıracak bir evreye bırakıyordu.
20 Aralık 1902 tarihinde Patani topraklarının Siam yönetimine devri, Patani Malay Müslümanları için yepyeni bir dönem anlamı taşıyordu. Bu süreç 10 Mart 1909`daresmi bir hüviyet kazanarak Patani, Yala, Narathiwat, Satun ve kısmen Songkla`nın içinde bulunduğu yerleşim yerleri resmen Tay yönetimine bağlandı. Bu yıl içerisinde Siam Kralı Patani bölgesinde uygulanan İslam Hukuku`nu -aile ve miras bölümü istisna olmak kaydıyla- lağvederek yerine Tay seküler hukukunu uygulamaya geçirdi. Dönemin yayın organlarında yer alan bu gelişme Patani Müslümanlarının karşı karşıya kaldıkları Siam sömürgeciliği adaletsizliğine karşı giderek artan memnuniyetsizliklerini ortaya koymaktadır.
1921 yılında ise Müslüman öğrencilerin Tay dili öğrenmeleri zorunluluğu getirildi. Böylesine radikal kararları içeren bu süreç, Patani Malay Müslümanlarının ayaklanmalarına neden oldu. Bunun üzerine 1923 yılında Kral, Müslüman toplumun taleplerini gözetilmesini vaaz eden bir bildiri yayınladı.
1906 yılı Patani Müslümanları için farklı bir evrenin başlangıcı anlamı taşır. Bu süreçte, Patani toprakları yeni bir yönetim farklılaşmasına tabi tutuluyordu. Siam yönetimi, Patani, Narathiwat (Bangnara), Saiburi ve Yala olarak yedi eyaleti dörde düşürüyordu. Ayrıca, İslam hukuku evlilik ve miras gibi birkaç konuyla sınırlandırılıyor ve adat uygulamalarına son veriliyor; İçişleri Bakanlığı`nın yetkilerinin genişletilmesiyle yerel yönetimde Müslümanların siyasi gücüne darbe vuruluyordu.
Bu uygulamalar, Müslüman yöneticiler yerine merkezden atanan Siamlılarla değiştirilmesiyle halk üzerindeki baskının giderek daha da artması anlamı taşıyacaktı. Patani Sultanı`nın bu gelişmeler karşısında yapabileceği pek farklı seçenek bulunmuyordu. Evlilik vasıtasıyla Kelantan Hanedanlığı`na yakınlığı olan Sultan Tun Timong, hayatının büyük bir kısmını komşu Kelantan`da geçirmek zorunda kalıyordu.
İkinci Dünya Savaşı yıllarından itibaren Patani`de Müslümanlara yönelik saldırılar hız kazandı. Süreç içerisinde Patani Birleşik Kurtuluş Örgütü başta olmak üzere birçok direniş hareketi ortaya çıkarak bağımsızlık mücadelesi verdi.
Günümüze kadar gerek Budistlerin gerekse de ülke yönetiminin baskı ve saldırılarına maruz kalan Müslümanlarla geçtiğimiz yıllarda barış görüşmelerine başlanmıştı ancak uzun süreli bir görüşme trafiği yaşanmadı. 2014`te darbeyle iktidarı ele geçiren askeri yönetim, daha önce askıya alınan barış görüşmelerini yeniden başlatacağını duyurmuştu. Henüz bu konuda olumlu bir adım atılmadı.
Kaynak: Dünyabülteni