Bursa Barosu, “Barolar, yasakçılığın ve toplum mühendisliğinin aracı kurumları değildir” açıklaması yaparken, bir grup başörtülü avukat baro önünde protesto gösterisi yaptı...
 
“Darbeci Baro” olarak bilinen İstanbul Barosu’nun, başörtülü avukatları Staj Eğitim Merkezi’ne almaması başörtülü avukatların tepkisini çekti. Dün Taksim Tünel çıkışından İstanbul Barosu önüne kadar yürüyen başörtülü avukatlar, tepkilerini dile getirdi.
 
Erkek avukatlar da protesto gösterisine ‘başörtüsü’ takarak destek verdi. Ayrıca protesto gösterisine gazetemiz yazarlarından Abdurrahman Dilipak, eski savcı Reşat Petek, Mazlumder İstanbul Şube Başkanı Cüneyt Sarıyaşar ve çok sayıda hukuk derneği katılarak destek verdi.

BARO, YASAKÇI TAVRINI SÜRDÜRÜYOR

“Yasakçı baro hesap verecek”
sloganları atarak İstanbul Barosu önünde toplanan grup adına açıklamayı Av. Figen Şaştım yaptı. Baro yönetimiyle yasağın ardından diyalog kurmaya çalıştıklarını fakat girişimlerinin olumsuz kaldığını dile getiren Av. Figen Şaştım, “İstanbul Barosu yönetimi tarafından yaklaşık iki hafta önce Staj Eğitim Merkezi’nde, ‘Başörtülü avukat stajyerlerin derslere artık başörtülü olarak kabul edilemeyeceğine’ dair karar alınmıştır. Bunun üzerine, baro yöneticileri ile baronun bu kararının temel hak ve özgürlüklere aykırı olduğu, bu karardan bir an önce dönülmesi yönünde görüşmeler yapılmıştır. Ancak, baro yönetimi diyalog yolu ile çözüm arayışlarına bir karşılık vermediği gibi, yasakçı kararını sürdürmekte ve ısrarcı olacağını bildirmektedir” dedi.

İŞİ GÜCÜ BIRAKTILAR, BAŞÖRTÜSÜYLE UĞRAŞIYORLAR
İstanbul Barosu’nun mevcut işlerini bırakıp stajyer avukatların başörtüsüyle uğraşmasının kabul edilemez olduğunu dile getiren Şaştım, “Avukatların, mesleki sıkıntıları konusunda kılını kıpırdatmayan, duruşmalara katılmak için saatlerce beklemek zorunda kalmalarına çözüm bulamayan, Avukatlık Kanunu’nda sayılmış olan görevlerini layikı ile başaramamış, kamuoyunun hafızasına ‘Darbeci Baro’ pankartları ile kazınmış olan mevcut İstanbul Barosu yönetiminin, tüm bunları bir tarafa bırakıp stajyer avukatların kıyafetleri ile uğraşması, kabul edilemez bir durumdur. İstanbul Barosu’nun bu yasakçı tavrı, insanlık onuruna aykırı, kadınların çalışma hayatına katılmalarını engelleyici ve ayrımcıdır. Baro yasakçılık yerine, hak ve özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesine çalışmalıdır.

Baro yönetiminin, avukatlık mesleğinin henüz başındaki stajyer avukatlara yasakçı, kısıtlayıcı, ideolojik ve dayatmacı şartlar ileri sürmesi evrensel ilkelere aykırıdır. Baro, doğası gereği evrensel hukukun, kişi hak ve özgürlüklerinin benimsenmesi ve yerleşmesinde öncü olması gerekirken, tam tersine kendi içinde bile yasakçı uygulamalar sergilemesi mesleğimizin ve örgütümüzün itibarını da zedelemektedir” şeklinde konuştu. Eylemde, bazı erkek avukatlar da başlarını kapatarak, başörtülü arkadaşlarına destek verdi.
 
ECER: BU DAVA HAKLI BİR DAVA

Başı açık bir avukat olarak başörtülü arkadaşlarına destek verdiğini ifade eden İstanbul Barosu’na kayıtlı avukatlarından Ayşegül Ecer ise, “Bu haklı bir dava. Benim başımın örtülü ya da açık olması başörtülü arkadaşlarıma destek vermeme engel değil. İnsan haklarını savunurken böyle sınıflandırmalar yapamayız.

Okul sıralarında beraber okuduğum arkadaşlarımın, başı örtülü arkadaşlarımın bu mesleği yapmasının engellenmesi ne vicdana ne de hukuka sığar. Çalışma, eğitim haklarına engel olunması ve buna sessiz kalmak kabul edilebilecek bir şey değil”
diyerek tepkisini dile getirdi.

Eyleme, Mazlumder’in yanı sıra İnsan Hakları Derneği, Hukkuçu Hanımlar Derneği, Demokratik Hukukçular Derneği ve Ayrımcılığa Karşı Kadın Hakları Derneği de destek verdi.
 
BİRKAN: BAROLAR YASAKÇILIĞIN ARACI KURUMU DEĞİL

Yasakçı İstanbul Barosu’na bir tepki de Bursa’dan geldi. Bursa Barosu Başkanı Zekeriya Birkan, “Barolar, yobazlığın, çağdışı bir zihniyet olarak kalmış bulunan yasakçılığın ve toplum mühendislerinin aracı kurumları değillerdir. Baroların, bazı meslektaşlarımızın kılık ve kıyafetlerine karışmalarını kabul etmemiz asla mümkün değildir” açıklaması yaptı.

Birkan, yaptığı açıklamada, son günlerde bazı baroların, başörtülü stajyer avukatları Staj Eğitim Merkezi’ne almadığına dikkati çekerek, avukatlık mesleğinin, özgürlüğü, insan hak ve hukukunu devlet otoritesine karşı savunan kutsal bir meslek olduğunu söyledi.

Zekeriya Birkan, avukatların kayıtlı olduğu barolar ve baro başkanlarının da demokrasinin, insan haklarının ve özgürlüklerin muhkem kaleleri olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:

“Barolar, yobazlığın, çağdışı bir zihniyet olarak kalmış bulunan yasakçılığın ve toplum mühendislerinin aracı kurumları değillerdir. Bazı meslektaşlarımızın kılık-kıyafetlerine karışmalarını da kabul etmemiz asla mümkün değildir.

Bazı baro yöneticilerimizin neredeyse darbecileri öven söz ve eylemleri yanında, pankart asan gençleri linç etmeye kalkmaları, otel basıp toplantı yapılan ortamı dağıtmaları gibi bu türden aşırıya varan davranışları ve uygulamaları kabul etmek mümkün değildir.”
 
Yeniakit