Bölgede yaşanan çatışmalar nedeniyle, Diyarbakır'ın tarihi simgesi olan, 6’ncı yüzyılda I. Anastasias Dönemi’nde yapılan ve bir zamanların en gözde uğrak mekânlarından biri olan tarihi On Gözlü Köprü, eski günlerinin arar oldu.

7 Haziran seçimlerinden sonra başlayan çatışmalar,  bölgede tekrar istikrarsızlığa sebep olurken bu olaylarda en çok zarar gören tarihi yerler oldu. Sur ilçesinde, aylardır devam sokağa çıkma yasağı kesintisiz sürüyor. UNESCO'nun, Diyarbakır’daki Hevsel Bahçeleri ile birlikte, 2015’te “Dünya Kültür Mirası” listesine dâhil ettiği Sur’da, 20 turistik butik otel, 361 işyeri kapatılırken, tarihi mekânlarda çatışmalardan olumsuz yönde etkilendi.  Kurşunlu Camii, Gazi Köşkü, Hevsel Bahçeleri ve On Gözlü Köprü gibi Diyarbakır'ın tarihi yerlerine binlerce yerli ve yabancı turistler gelirken çatışmalar nedeniyle artık kimse gelmiyor.  

İnsanların fotoğraf çektirmek ve yeşil alanlarında piknik yapmak amacıyla geldikleri On Gözlü Köprü’nün şimdilerde yakınından bile geçeni bulmak zor. Ayrıca, diğer tarihi yerlerde bulunan mekânlarda kaderine terk edilmiş durumda

Tarihi

On Gözlü Köprü Mardin Kapısı’nın 3 kilometre batısında yer almaktadır. Bazı kaynaklarda 6.yüzyılda I. Anastasias Dönemi’nde yapıldığı bilgisine ulaşılmaktadır. Köprü zaman içerisinde şehri kuşatan kuvvetler tarafından yıktırılmış, daha sonra yeniden onarılmıştır. Şehrin 974 yılında Bizans İmparatoru Juannes Tzimisces tarafından kuşatıldıktan sonra köprünün yıktırıldığı, Emevi Halifesi Hişam Döneminde ise onarım gördüğü biliniyor.

Köprünün günümüze kadar gelen son yapım ve onarımı, Mervanoğlu Nizamüddevle Nasr’ın buyruğu üzerine, 1065-67 tarihlerinde yapılmıştır.

Uzunluğu 178 metre, yüksekliği ise 18 medredir. Korkulukları kesme olarak hazırlanmış, yan yana dizilerek bağlanmış üçgen çatı şekilli taşlar ile örtülüdür. Yapının kitabesi, köprünün güney yüzünde ve ilk üç göz arasındadır.  Köprünün kitabesinin sonunda aynı hizada bazalt taş üzerine işlenmiş, bir çerçeve içinde, sağa dönük bir arslan kabartması mevcuttur. Bu arslan figüründe ve köprü bedenindeki diğer taşlar üzerinde küçük bazı işaretlere de rastlanmaktadır. Nehir yatağının geniş olması sebebiyle köprü boyu uzun tutulmuş ve böylece düz bir döşeme oluşturulmuştur.(Emrah Deniz, Hamza Adiyaman- İLKHA)