Hüseyin KAYA / Siyaset Gemisi / Doğruhaber 

Tuncay Özkan, televizyon programcısı ve gazeteci kimlikleriyle tanınan biri.

Bir dönem “Ulusalcı Kemalist” ideolojisinin bir tür sözcüsü gibiydi.

Bir ara sahibi olduğu Kanaltürk isimli televizyonunu kullanarak bir tür tetikçilik yaptı. “Cumhuriyet mitingleri”nde başı çekti, “bizkackisiyiz.com” adında bir platform kurdu ve ses getiren eylemlere imza attı.

Ergenekon davası iddianamesinde yer aldı ve bir süre hapis yattı.

Şu anda CHP`de milletvekilidir Tuncay Özkan.

Geçenlerde şu açıklamayı yaptı:

“Karanlık günlerimin dostlarından biri Sayın Necmettin Erbakan`dır. Cezaevine düştüğüm an bana avukatını yollamıştır, ‘Ben Tuncay Bey için ne yapabilirim?` diye sormuştur. Kendisine çok teşekkür ettim. Binlerce mektup aldım partisinin kadın ve gençlik kollarından.

Cumhuriyet mitingleri sırasında, o insanları kızdırdığımı, korkuttuğumu o mektuplardan öğrendim, hepsinden özür dilerim diye karşılık yazdım. Bugün, burada yaptığımız şeyler de pek çok insanı kızdırıyor ve korkutuyor. Gelin, birbirimizle konuşabilme mesafemizi kaybetmeyelim.”

Özkan`ın Merhum Erbakan ile ilgili söyledikleri tartışılabilir. Pişmanlığındaki samimiyeti de sorgulanabilir. Ama son cümlesini bir daha okumanızı öneririm.

“Gelin birbirimizle konuşma mesafesini kaybetmeyelim.”

Bu cümleyi okurken bölgesel ve küresel ölçekteki olayları ve kimi zaman olayların değil de üslubun geri dönüşü imkânsız hale getirdiğini düşündüm.

Yargıları gözden geçirmek için ille de musibetler yaşamak gerekmiyor.