Riyad Makaev / Doğruhaber / Analiz

Tarihe baktığımızda Şam gerçekten büyük olaylara ve savaşlara ev sahipliği yapan, stratejik öneme sahip Ortadoğu`nun kalbi sayılabilecek bir konuma sahip. Suriye`deki sorunun Esad rejimini devirip halkı özgürlüğe kavuşturmak için muhalif grupların başlattığı ayaklanma olmadığı artık bir sır değildir. Bu savaşın arkasında derin stratejik nedenler vardır. Suriye savaşında rol alan hiçbir tarafın Esad gibi bir problemi yoktur. Esad`ı devirtmemek için uğraşanların da öyle bir derdi yoktur. Bu sorununun arkasında sıradan halkların bilmediği ve sorunu başlatanların ve yönetenlerin anlatmak istemedikleri bambaşka bir iş vardır. İşin içindeki en büyük tuzak ve tehlike İŞİD denilen örgüttür. Bugün “İŞİD ile mücadele edeceğim” niyetiyle isteyen devlet Suriye girmektedir. İŞİD ise dünyayı tehdit eden bir örgüt olarak gösterilmektedir. Dünya`nın en büyük askeri gücüne sahip olan ABD ve ikinci sıradaki Rusya İŞİD örgütünden korkmaktadır ve tüm askeri teknolojilerini kullandıkları halde İŞİD ile senelerce baş edememektedir. Avrupa ülkelerinin olası saldırı korkusundan tir-tir titrediği Rusya,  İŞİD örgütünden korkmakta! Dünyanın en büyük ordusuna ve askeri teknolojisine sahip ABD de İŞİD örgütünden korkmakta!

Rusya, İŞİD örgütünden korkuyor onun için Suriye`de örgüte karşı operasyona başladı. Neden Rusya korksun! Rusya`nın FSB istihbaratı Rusya`daki tüm vatandaşları mercek altında tutuyor. Tüm telefon görüşmeleri dinleniyor. WhatsApp üzerinden atılan mesajları, konuşmaları dinleniyor. Kısacası sosyal medya ve telekomünikasyon kurumları üzerinden herkes dinleniyor ve istediği bilgi ve kişiye ulaşılıyor. Sokakta, dağda, evinde, işyerinde, havaalanında nerede olursan ol Rus devleti seni uzaydan rahatlıkla takip edebiliyor. Bundan dolayı Rusya tehlikeli ve güçlü devlet sayılır. ABD`nin imkânlarını sıralamak gerekmez. Kısaca ifade edecek olursak ABD tüm devletleri dinleyebiliyor ve izleyebiliyor. Teröristleri dinlemek çok basit, devlet başkanlarını bile dinliyor. Şimdi, elinde Rus yapımı kalaşnikof  ile ABD yapımı Jeep Hummerlerle çölün ortasında gezen İŞİD militanları ile bu iki devlet baş edemiyor dersek beşikteki çocuk bile bize güler. Ancak, Rusya`nın ve ABD`nin söylediklerine inanıp İŞİD ile mücadele için devletler “Sünni Askeri İttifakları” bile kuruyorlar. Yalan söyleyenlerle iş yaparsan seni ulaşamayacağı hayallerin peşinde süründürür. “Genel yalan döneminde gerçeği söylemek aşırılıktır”, demiş Batılı yazar George Orwell. İşte biz yalan döneminde yaşamaktayız. Gerçeği söylersen terörist olursun veya illa birinin düşmanı konumuna düşersin.

Suriye konusunda Cenevre birinci, ikinci, üçüncü görüşmeleri yapıldı. Hiçbir sonuç alınamadı. Neden acaba? Çünkü herkes yalan söylüyor. Tarafların anlaştığı bir ateşkes ilan edildi. İlk ateşkesi ihlal eden ateşkesi gündeme getiren Rusya oldu. Zaten ateşkese katılmamıştı ki ateşkese uysun. Ateşkese razı ama “bunu ve şunu bombalarım” diyor. Nasıl bir ateşkes ki bu, birilerini bombalayacaksın diğerlerini bombalamayacaksın. Hani sen İŞİD dışında kimseyi bombalamıyordun. Ateşkese uyarak kimi bombalamaktan vazgeçtin, eğer İŞİD`i bombalamaya devam edeceksen? İşte her şey yalan. Bizler Suriye savaşı hakkında yalandan başka hiç bir şey bilmiyoruz. Rusya Esad için veya İŞİD için Suriye`ye gelmemiştir. Örneğin, Rusya`ya soralım, “senin ne işin var Suriye`de” diye. Dünya barışı ve terörle mücadele için Suriye halkı için orada bulunduğunu söyleyecektir. Tarih boyunca Rusya`nın dünya barışı için veya Müslüman halka yardım için yaptığı bir şey bana gösterin ki ben onları ilk destekleyenlerden olayım. Rusya sivilleri bombalamaya devam edecektir. BM`in veya diğer Suriye savaşında yer alan devletlerin yapacağı açıklamalar ve yaptırımlar Rusya için bir engel oluşturmayacaktır. Her zaman bir bahane bulacaktır. Utanmadan stratejik bölgeleri ve İŞİD örgütünün kamplarını bombaladığını söyleyecektir. Kimse Rusya`dan hesabı da sormayacaktır. İşte buna savaş denir. Savaşın iki rengi vardır, patlayan bombalardan çıkan siyah duman rengi ve ölen insan kanının kırmızı rengi. Savaşın başka kuralı ve iyi tarafı yoktur. Duygusal davranırsan kaybedersin. Rusya, psikolojik savaşı çok iyi bilmektedir. Rus bombardımanları sivil insanlara yöneliktir. Böylece halkı elinde silah tutanlara karşı çıkarmaya çalışır.

Şimdi ABD`ye aynı soruyu sorarsak Rusya`nın söylediklerine bir de demokrasiyi ekle başka bir farkı olmaz. Şimdi ABD`nin tarihte dünya barışı için veya Müslüman halkı korumak adına yaptığı bir şey bana gösterin ki onları da destekleyeyim. İşte hepsi büsbütün yalan. Kimse hele Rusya ve ABD İŞİD ile mücadele etmek için veya Suriye halkını özgürlüğe kavuşturmak için orada bulunmamaktadır. Suriye halkının hiçbir yardımcısı da yoktur. Ne Türkiye, ne de başkası. Suriye halkının tek yardımcısı önce Allah sonra yine kendisidir. Eğer Suriye halkı “biri gelecek ve ona yardım edecek sonra bu savaştan onu kurtaracak” diye inanıyorsa çok yanılıyor. Kimin kiminle savaştığının belli olmadığı, kimsenin kimseye güvenmediği, etnik, mezhep, tarikatlara bölünmüş bir toplum kendisi düzeltmedikçe kimse bu halka ne yardım edebilir ne de kurtarır. Ben, zavallı hiç bir şeyden haberi olmayan sıradan insanlardan bahsetmiyorum. Benim bahsettiklerim kendilerini lider sanan, çeşitli gruplar kurarak söz sahibi olmaya çalışan insanlardır.

Bugün Suriyeli İslam Âlimlerine düşen görev çok büyüktür. Hiçbir tarafı tutmadan, hiçbir grubu tutmadan tüm Suriye Müslümanlarını birliğe çağırıp, İslam bayrağı altında toplamaları lazım. İslam âlimleri birleşmez ise, farklı grupları desteklerlerse halk ne yapsın? Maalesef, bugün Âlimler kendilerine bağlı cemaatler oluşturmakla meşgul olmuşlardır. Bilmezler mi ki  Allah (C.C.) şöyle buyurmaktadır: “Hep birlikte Allah`ın ipine (Kur`an`a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah`ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O`nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz.”(Ali İmran – 103)

Bizi ve özellikle Suriyeli kardeşlerimizi şu anda içinde bulunduğu durumdan kurtaracak ve o durumu değiştirecek tek yol kendimizi düzeltmektir. Aksi takdirde bize kimse yardımcı olamaz ve kimse bizi kurtarmayacak. Allah (C.C.) şöyle buyurmaktadır: “İnsanı önünden ve ardından takip eden melekler vardır. Allah`ın emriyle onu korurlar. Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Allah, bir kavme kötülük diledi mi, artık o geri çevrilemez. Onlar için Allah`tan başka hiçbir yardımcı da yoktur.”( Ra`d -11). Allah (C.C.) yar ve yardımcımız olsun! Amin.