Çatışmaların eğitime verdiği zararları değerlendiren Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi Araştırma Görevlisi İsmet Kaya, eğitimin kazanım elde edilmesi için verildiğine dikkat çekerek, çatışmaların öğrencilerde büyük travmaya yol açtığını belirtti.

Eğitimde amacın öğrenciye yeni kazanımlar vermek olduğunu ifade eden  DÜ Araştırma Görevlisi Kaya, çatışma ortamında olumlu bireylerin yetiştirilmeyeceğini belirtti.

Çatışmaların olduğu yerde, olumlu  ve güzel duygulardan bahsedilemediğini belirten Kaya, “Böyle bir ortamda korkudan, vahşetten, kaçmaktan, bir birinden tiksinmekten bahsedilir. Güzel duyguların olmadığı bir yerde güzel düşüncülerin yeşermesinden bahsedemezsiniz. Eğer duygu ve düşünce dünyanız felç olmuşsa, bu ortamda iyi davranışlardan bahseden bireyler de bekleyemezsiniz.” dedi.

“Çatışma bireyleri hayatını derinden sarsıyor”

Çatışmaların bireylerin hayatının derinden sarstığına dikkat çeken Kaya, “Çatışma ortamı toplumu derinden sarsıyor. Çünkü toplum bireylerden meydana geliyor. Bu çatışma bireylerin hayatını derinden sarstığı için bireyler de toplumu etkiliyor.” İfadelerini kullandı.

Okul ve öğretmenlerin  değişmesinin dahi çocuklarda travmalara neden olduğunu vurgulayan Kaya, “Okullar değiştiğinde bazen ilkokul birinci veya ikinci sınıfa giden öğrencilerin anne ve babaları bize geliyor ve şunları söylüyorlar; ‘Hocam okulunu değiştirsek acaba bir şey olur mu?’ Evet kesinlikle okulunu ve öğretmenin değiştirmek çok ciddi manada çocuğu etkiliyor. Eğitimi etkileyen çok ciddi etkenler vardır. Bu etkenlerden en hafifi okul değişikliği ise en büyüğünün yapabileceği etkiyi düşünün. Çocuk seviye olarak iyidir, konuşkandır fakat okul ve öğretmen değişikliğinde hafif bir travma geçirebiliyor. Bu hafif bir değişiklik etki ediyorsa, toplumu derinden sarsan bir çatışma ortamının çocuklarda meydana getirebileceği travmaları hayal bile edemezsiniz.” diye konuştu.

“Çatışma ortamında yetişen bir çocuğun duygularının hasarlarını kolay tedavi edemezsiniz”

Kaya, “Bir çocuk kendi okulunda ruhunu, duygusunu, aklını düşüncesini eğitime verdiği zaman ilerleyebilir. Eğer bir çocukta korku varsa bilinç altında okulda kendini öğretmene veremiyorsa, hayal dünyasını bir çatışma ortamında bırakıyorsa derslere entegre olamaz. Bu çocuk illaki ülkenin veya dünyanın başka yerlerindeki öğrencilerden geri kalacaktır. Bunun telafisi çok zordur. Bir tıbbı vaka olsaydı da bir ilaç sunabilseydik, ama siz çatışma ortamında yetişen bir çocuğun duygularının hasarlarını kolay tedavi edemezsiniz. Toplum olarak yeniden kalkınmak zorundayız. Yeniden merhameti ve yardımlaşmayı diriltmek zorundayız. Bunu yapmadığımız zaman çocuklar ailelerin yaralarını sarmadığımız sürece hiçbir şey bunu telafi edemeyecektir. Toplum olarak bir bilince, dirilmeye ihtiyacımız var. Bunu fertten ferde inşa etmek zorundayız. Dokunduğumuz her insanın duygu dünyasını yeniden yeşertmek zorundayız. Ancak o zaman telafi edilebilir.” şeklinde konuştu

 Bir toplumu kaldıracak aydınlar ve akademisyenlerdir

Kaya son olarak şunları söyledi: “ Toplum kalbinden yaralı. Kurt gövdenin içine girdi artık. Toplum kendisini zehirleyen paramparça eden düşmanın farkında değil, hatta bazen bu düşmanı dost zan ediyor. Bu kurt şah damarını bulmuş ve kanı emiyor. Bu toplumu çok ciddi zararlar veriyor. Toplum artık düşman ve dost ayırt edemeyecek duruma gelmiş. Bu noktada aydınlara çok ciddi iş düşüyor. Fakat aydınların halka inmede  problemler yaşadığına inanıyorum. Bir toplumu kaldıracak aydınlar ve akademisyenlerdir. Öğretmenlerin bu kadar siyasete bulaşması doğru bir şey değil. Toplum doktorluğu yapması gerekmektedir. İnsanlar yaptıkları işin bilince olsunlar.” ifadelerine yer verdi. (Emrah Deniz/ M. Hüseyin Temel –İLKHA)