28 Şubat postmodern darbesinin yıldönümü nedeniyle yaşadıkları anları anlatarak, Müslümanların o dönemde büyük hakaretlere ve zulme uğradığını belirttiler.
28 Şubat 1997'de yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararlarla başlayan ve irticaya karşı olduğu iddia edilen, ordu ve bürokrasi merkezli süreç. Türkiye siyasi tarihine geçen kararlar ve kimilerince bir dönüm noktası olan bu kararların uygulanması sırasında Türkiye'de siyasi, idari, hukuki ve toplumsal alanlarda yaşanan değişimlere neden olan bir süreçtir.
Bin yıl süreceği iddia edilen 28 Şubat mimarları yanılsa da tarihe kara bir leke olarak geçen 28 Şubat sürecinin mağdurları o günleri İlke Haber Ajansı`na (İLKHA) anlattılar.
“28 Şubat İslamiyet`e yapılan bir darbeydi”
O dönem Bingöl`ün Genç İlçesinde Milli Gençlik Vakfında görev yapan Bingöl Din Görevlileri Derneği Başkanı Rauf Savaç, o günleri anlatırken bir hayli duygulanıyor. Yaşanan süreci İslamiyet`e yapılan bir darbe olduğunu belirtti.
Savaç, “28 Şubat bu memlekete veyahut devlete karşı yapılan post modern bir darbe değildi. O süreçte Ben Genç İlçesi`nde Milli Gençlik Vakfında görev almaktaydım. O dönemde de Rahmetli Necmettin Erbakan başbakanlık yapıyordu. O süreçte kendisi en çok mağdur olanlardan biriydi. Dindar bir Türkiye, dindar bir gençlik ve dindar bir nesil yetişmesini isteyen rahmetli Erbakan`a yapılan darbenin adıdır 28 Şubat.” dedi.
“O dönem tutuklananların çoğunun hala cezaevlerinde”
28 Şubat`ta tutuklanan Müslümanların hala cezaevinde olduğuna dikkat çeken Savaç, “O tarihte 7 yaşında ki bir çocuktan tutunda 70 yaşında ki insanlarımıza çok zulümler yapıldı. Camiler, Kur`-an Kurslarımız ve medreselerimiz kapatıldı. Bizi en çok üzen ise o dönem tutuklananların çoğunun hala cezaevlerinde olmasıdır. Biz 28 Şubat`ı bu ülkenin zihninden ve tarihinden tamamen silmek istiyor isek, özellikle zulüm ve hakarete uğrayan o insanların bir an önce cezaevlerinden çıkmaları gerekiyor. Aksi takdirde bu insanlarımız ve Müslüman kesim diyemez ki çok şükür 28 Şubat`ın izlerini sildik. Hatırlayanlar iyi bilir o dönemde 28 Şubatçıların sıkça kullandıkları bir laf vardı; ‘28 Şubat Darbesi Bin yıllık bir operasyondur.` Ama Allah`ın da bir hesabının olduğunu unuttular tabi. Bırakın Bin yılı bir yıl dahi geçmeden çökmeye başladı çünkü bu ülkenin yüzde 99`u Müslüman bir ülkedir. 28 Şubat`ta birinci hedef dini dersler veren, medreselerde bulunanlar ve İmam Hatip okuyanlardı. Aslında hedef tam manasıyla İslam dini idi.” diyerek o günleri anlattı.
“İslam bitirilmeye, Kur`an yasaklanmaya çalışıldı”
İmamlık yaparken irticai faaliyette bulunduğu gerekçesiyle önce sürgüne gönderilen ve ardından tutuklanarak 5 yıl cezaevinde yatan İmam Hatibi Zeki Dinç, “İmam hatibi olarak Bingöl`ün Genç ilçesinde göreve başladıktan 5 yıl sonra 1994 yılında cami cemaatine ve Kur'an kursu öğrencilerine dini konularda ders vermek suretiyle irticai faaliyette bulunduğum gerekçesiyle gözaltına alındım. Bu bir bezdirme, korkutma ve sindirmeydi ama ben her defasında Allah'tan başka kimseden korkmuyorum, Allah bana ömür verdiği sürece hizmetime devam edeceğim diyordum.” ifadelerini kulandı.
“Kur'an kurslarımız, medreselerimiz kapatıldı”
Yaşadığı Mağduriyeti anlatan Dinç, konuşmasına şöyle deva etti: “Diyarbakır DGM tarafından tutuklama kararım çıkarıldı. O zaman çocuklarım ilkokula gidiyordu, 4 çocuk babasıydım, mağdur edildim ve 5 yıl suçsuz yere cezaevinde yattım. Kollarımız kırıldı, şehit edilen arkadaşlarımız oldu. Zindan sürecini yaşayan birçok arkadaşımız onların eliyle bu zulümleri tattı. Bunları çok iyi biliyoruz. Allah şahittir ki en ağır işkenceleri, zorlukları o gün din görevlileri yaşadı. Bütün Kur'an kurslarımız, medreselerimiz kapatıldı. Adeta bu bölgede İslam bitirilmeye, Kur'an yasaklanmaya çalışıldı. Şu anda maddi olarak hiçbir şeye ihtiyacım yok ama caminin önünden, Kur'an kurslarının ve medreselerin önünden geçtiğim zaman gönlüm bana hep şunu haykırıyor. Rabbim bir gün bana nasip ederse tekrar bu hizmete dönersem sabahtan akşama kadar o talebelerin içinde Kur'an derslerini vermeye, iman hakikatleri noktasında hizmet etmeye devam edeceğim. Temennim, dileğim budur.”
“Müslümanlar o dönemde büyük bir hakarete ve zulme uğradılar”
28 Şubat mağdurlarından olan Memur Sen Bingöl İl Başkanı Mücahit Çelik ise, “Ne yazık ki tarihimizde 28 Şubat gibi talihsiz bir gün var. Özellikle o dönemde işin farkında olanlar bilirler ki Müslümanlar o dönemde büyük bir hakarete ve zulme uğradılar. Ben bir İmam Hatip mezunu ve Müslüman olarak o dönemi hatırlayınca çok duygulanıyorum çünkü Müslüman olarak iki kişinin bir araya gelip konuşması çok zordu. Çok büyük ızdıraplar yaşadık ve bununla birlikte Din görevlisi olarak vaazlarımız ve hutbelerimiz büyük bir baskı altındaydı ama biz doğru bildiğimizi anlatmakta çekinmedik hiç ve dinimizin emrini anlatmaya gayret ettik. O dönemde en çok acıyı yine biz İmam Hatipliler yaşadık. Binlerce öğrenciyi içinde barındıran İmam Hatip Liselerinde okuyanların sayısı düştü. O dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan hocamıza çok baskılar yapıldı ve attığı her adımda karşısına ciddi sıkıntılar çıkardılar. O gün bizlere zulmü yaşatanların bugün esemeleri bile okunmuyor ve zulüm karlıklarıyla anılıyorlar. Tekrar o eski günlere dönmeme adına Müslüman kardeşlerimizin her zamankinden fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacı vardır.” şeklinde konuştu. (Nihat Kanat-İLKHA)