Diyarbakır`da PKK`lilerin çıkardıkları olaylarda kullandıkları uzun namlulu silahlarla sağa sola ateş ettikleri esnada yüzünden yaralanan ev hanımı Bedia B, şiddet olayları nedeniyle artık insanların yaşamaktan bıktığını söyledi.

PKK'nin insanları yaşamaktan bıktırdığını söyleyen Bedia B, devletin de ihmalkârlığına tepki göstererek ölüm ile hayat arasında gelip gittiği anları İlke Haber Ajansı`na (İLKHA) anlattı.

Oturduğu evin damında yüzüne isabet eden mermi ile ağır yaralandığını ifade eden Bedia Hanım, yaralanmasının ardından PKK'lilerin hastaneye gelerek yakınlarına, polisin kendisini yaraladığına dair ifade vermesi hususunda telkinde bulunduklarını belirtti.

Yaralandıktan sonra komşularının yardımıyla bir ticari taksiyle hastaneye kaldırıldığını belirten Bedia Hanım, yaşadıkları anları şu şekilde anlattı: "Ben evdeyken dışarıdan bir kalabalık sesi geldi.  Balkondan dışarı baktığımda birinin sokağımızın başında vurulduğunu gördüm. O esnada yüzü maskeli bir kişi bağırarak etrafa küfrediyordu. Pencereden bakan halka hitaben 'Siz niye balkondan olayı seyrediyorsunuz? Gelin yardım edin' diyordu. Ardından olay büyüdü ben de damda olan oğlumu almak üzere dama çıktım. Damda, yıkadığım halı seriliydi onu da topladım. Sonra dışarıdaki olayın büyüdüğünü anlayınca damdan aşağıya baktım. Ben aşağıya baktığım esnada mermi bana isabet etti ve sırt üstü damın iç kısmına düştüm. Bana ateş adam etrafa bağırarak küfreden maskeli kişiydi. Oğlum yere düştüğümü görünce yanıma geldi, ben oğluma yüzüme bir şeyin isabet ettiğini söyledim. Ardından komşular gelip bana yardım ettiler. O esnada yüzümden kan fışkırıyordu. Ambulansa haber verildi ama ambulans olaylar nedeniyle gelemedi. Komşularım taksi çağırarak beni hastaneye götürdüler. Hastanede olayı bana soran polislere de el işaretleriyle ifade verdim."

Çok fazla kan kaybı yaşadığı için 5 gün hastanede bekletildiğini ifade eden Bedia Hanım, 5 ünite kan aldıktan sonra ameliyata alındığını söyledi.

"Sağ gözüm tam görmüyor ve çenemi açamıyor yemek ihtiyacımı da gideremiyorum"

Bedia Hanım, "Hastanede 11 gün kaldım. Çok kan kaybı yaşadığım için bana müdahale edilmedi. Bana 5 ünite kan verildikten sonra ameliyat edildim ve mermi çekirdeği başımdan çıkarıldı. Şimdi ise sağ gözüm tam görmüyor ve çenemi açamıyor yemek ihtiyacımı da gideremiyorum. Sadece sıvı içecekler ile yoğurt yiyebiliyorum, yoğurdu da çay kaşığı ile azar azar alabiliyorum." dedi.

"Artık dışarıda, pazarda gezemiyoruz, hatta evimizde bile rahat değiliz"

Yaşadıklarından dolayı PKK`ye tepkili olan Bedia Hanım, "Bunlar halktan ne istiyor. Dinimiz, Kur'anı`mız, Allah'ımız ve Peygamberimiz birdir, hepimiz Müslümanız. Ben dama çıkıp oğlumu çağırıp halımı topluyordum. Benden ne istediler. Benim 15 yaşında psikolojik rahatsızlığı olan kızım var. Ben hastanede o hasta kızımı hep düşünüyordum. Ben o hasta kızım için dua ettim 'Allah`ım ben ölmeyeyim, çocuklarım yetim kalmasın' dedim. Duydum ki psikoloji bozuk kişileri kandırıp canlı bomba yapıyorlar. Kızımı kandırıp canlı bomba yaparlar diye korkudan dışarıya çıkaramıyorum. O gün yaralandığıma şahit olan oğlum halen korkuyor. Artık dışarıda, pazarda gezemiyoruz, hatta evimizde bile rahat değiliz. Halk onlara oy da verdi, artık bizden ne istiyorlar. Kimlerle davaları varsa gitsin onlarla uğraşsınlar, halktan ne istiyorlar. Benden ne istiyorlardı. Sokağımızda küfür ederek havaya ateş ediyorlardı. Benden ne istediler bu Allah'tan korkmazlar." diyerek gözyaşlarına boğuldu.

"Hastaneye götürüldüğüm esnada sokağımızda polis yoktu"

Hastanedeyken PKK'lilerin hastaneye gelerek yakınlarına, polisin kendisini yaraladığı dair ifade vermesi hususunda telkininde bulunduklarını belirten Bedia Hanım, "Ben hastanedeyken 2 kişi gelip yakınlarıma olayı polisin işlediğini söylemelerini istemiş. Ben polislerin günahını üstüme alamam. Bakın benim evimin duvarları ayetlerle doludur, yalan söyleyemem. Ben hastaneye götürüldüğüm esnada sokağımızda polis yoktu. Tek gözümle yaralı halimle olan biten her şeyi gördüm. Sokağımızda yüzü maskelilerden başka kimse yoktu." diye konuştu.

"Eğer devlet önlemini alsaydı insanlarımız bu acıları yaşamazdı"

Yaşadığı mağduriyetten devletinde ihmalkârlığı olduğunun altını çizen Bedia Hanım, "Ben yaralandım, neden bir yetkili gelip benim durumumu sormadı. Hangi yetkili gelip de bu yaşadığımız olayı sordu. Biz de insanız, bizim durumumuzdan kimse haber değil mi? Benim çocuğum bakkala gittiğinde korkudan balkondan bakıyor, bir şey olur diye tedirgin oluyorum. Oğlum gecikince kapının önüne çıkıp onu soruyorum. Artık yaşanılmaz hale geldi buralar, bizi yaşamaktan bıktırdılar. Yetkililere sesleniyorum; bu işe bir çare bulsunlar, insanlarımız günahtır. Artık bu işe dur desinler. Eskiden biz pazara gidince evimizin kapılarını açık bırakırdık ama şimdi korkudan pazara gidemiyoruz. Evde olan kızıma ve gelinime zarar verirler diye. Kaç senedir bu sorun devam ediyor, devlet nerede. Bu silahların önünü tutamıyorlar mı? Neden bu silahların getirilmesinin önüne geçmediler. Eğer devlet önlemini alsaydı, insanlarımız bu acıları yaşamazdı. Bakın ben bu ihmalden dolayı bu hale geldim." dedi.

9 Şubat Salı günü Diyarbakır`da PKK`lilerin çıkardıkları olaylarda oturduğu binanın damında çevreye ateş edildiği esnada yüzünden ağır yaralanan Bedia B`nin, Dicle Üniversitesi Hastanesinde yapılan ameliyat ile elmacık kemiğinden baş bölgesine doğru giden mermi çekirdeği çıkarılmıştı. Sağ gözünde görme bozukluğu yaşayan, yemek yemekte zorlanan Bedia Hanım, tedavi sürecine şu an evinde kendi imkânlarıyla devam ediyor. (M.Hüseyin Temel, Emrah Deniz - İLKHA)