Alınan tüm önlemlere rağmen, ülkemiz en yüksek sezaryenle doğum oranına sahip ülkeler arasında yer alıyor. Sezaryen doğum konusu, geçtiğimiz günlerde Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Dr. Sare Davutoğlu, tarafından gündeme getirilmiş ve Türkiye`de Sezaryen oranının oldukça yüksek olduğu belirtilmişti.
Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Dr. Emrullah Akyüz, ülkemizde özellikle son dönemlerde hastanelerdeki isteğe bağlı sezaryen oranlarının gittikçe arttığını belirterek, sezaryen oranının düşürülmesi hususunda önerilerde bulundu.
“Sezaryen doğum risk taşımıyorsa yapılmamalıdır”
Ülkemizde, özellikle son senelerde hastanelerdeki isteğe bağlı sezaryenle doğum oranlarının gün geçtikçe arttığına dikkat çeken Akyüz, sezaryen ameliyatının risk taşımadığı durumlarda yapılmasının doğru olmadığını dile getirdi.
Akyüz, “Anneler doğum sancılarını çekmemek için sezaryen yöntemine başvuruyorlar. İsteğe bağlı sezaryenlerde Sağlık Bakanlığı da gerekli önlemleri almaya çalışıyor, ama sezaryen doğum endikasyon olmadığı zaman, yapılmaması gereken bir doğum yöntemidir. Sezaryen doğum bebeğin duruş pozisyonu, çoğul gebelikler, bebeğinin eşinin aşağıda durması ve 4 buçuk kilonun üstündeki bebekler doğması risk taşıdığından dolayı sezaryenle doğum yapılması uygundur. Ancak bunun gibi endikasyonlar olmadığı müddetçe, sezaryen yapılması uygun değildir.” dedi.
Sezaryen doğum sonrası için risk taşımaktadır
Sezaryen doğum sonrası için risk taşıdığını ve beraberinde yeni ölümcül hastalıklara da davetiye çıkarabileceğini açıklayan Akyüz, “Normal doğum yapan bir anne adet sancısı varmış gibi sorunsuz taburcu olurken, sezaryenle doğum yapan bir anne ise iki gün boyunca hastanede müşahede altında kalır. Sezaryen ameliyatı olduktan sonra sıkıntı olur, yapmadan önce herhangi bir sıkıntı olmaz. Sezaryen yapan bir kadının sonradan gebe olma oranı düşer. Sezaryenden sonra tekrar gebe olma durumu olsa bile bunu riske almış olur. Çünkü sezaryen yapıldıktan sonra yapışıklıklar oluşabiliyor ve bazı hastalıklara da davetiye çıkarabiliyor. Sezaryen sonrası Perkreata dediğimiz hastalığa neden olabilir ve anne hayatı tehlikeye girebilir. Bundan dolayı sezaryenle doğum ilk basamakta yapılmaması gereken bir yöntemdir.” diye konuştu.
“Normal doğum teşvik edilmeli”
Anne ve bebek hayatını tehdit eden bir durum olmadığı müddetçe, normal doğumun teşvik edilmesi gerektiğinin altını çizen Akyüz, “Eğer endikasyon varsa, bebek kaybedilecekse, anne hayatı tehlikeye girecek ise o zaman sezaryen yapılmalıdır. Fakat bunlar dışında çok büyük bir sıkıntı yoksa sezaryenle doğum uygun olan bir yöntem değildir. Bu durumda sezaryen doğumun yerine normal doğumu teşvik etmek gereklidir. Normal doğum ağrılı bir işlemdir. Sezaryen ise bu ağrıyı çekmeden bebeğin tahliye edilmesidir. Normal doğum esnasında bu sancıyı çekmemek için bazı anneler sezaryen doğumu talep edebiliyor. Bu noktada isteye bağlı sezaryen kesinlikle yapılmaması gerekiyor. Sezaryen doğum ağrısız olabilir ama bir daha çocuk yapamama ve yahut o esnada annenin hayatının kaybetmesi gibi riskleri de taşımaktadır.” ifadelerini kullandı.
Sezaryen sonrası normal doğum riskli midir?
Sezaryenden sonra normal doğum yapmak isteyen anne sayısının her geçen gün artığını belirten Akyüz, sezaryen sonrası bir daha normal doğum yapmanın riskli olduğunu kaydetti.
Akyüz, “Eğer bebek ile annenin anatomisi birbirlerine uymuyorsa, kesinlikle sezaryen yapılması gerekiyor, ama herhangi bir problem yok ise sezaryenle doğum yapması kesinlikle yanlıştır. Eğer sezaryen sonrasında da normal doğum yapması isteniyorsa bu da risklidir. Eğer bunu yapmak istiyorlarsa da tam teşekküllü bir hastanenin olması lazım. Tam teşekküllü bir hastane değilse, sezaryenden sonra normal doğum yapması riskli bir işlemdir.” şeklinde konuştu.
Sezaryen oranı nasıl düşer?
Sezaryen oranının düşürülmesi için önerilerde bulunan Akyüz, son olarak şu ifadeleri kullandı; “Sezaryen oranını düşürmek için ilk etapta vatandaşlar bilinçlendirilmelidir. Toplumda bir sezaryen hastalığı var ve bu durumda sezaryen için bir özendirme de var. Sezaryen özendirilecek bir tercih değildir. Bunun için kamu spotları yapılmalı ve sezaryenin riskleri anlatılmalıdır. Sezaryende doğum oranları çok az olur.” dedi. (Yılmaz Sönmez-İLKHA)