Vasat Cemaati lideri Şahmerdan Sarı ve çevresindeki 13 kişiye verilen hapis cezasının ardından bulunduğu Irak Kürdistanı’nda tutuklanan Şahmerdan Sarı’nın Türkiye’ye iadesini istediklerini belirten Avukatı Hüseyin Kurşun, Sarı’nın Türkiye’ye iadesi için önlerine sürekli bürokratik engeller çıkarıldığını söyledi.
Irak Kürt yönetiminin resmi bir statüsü olmadığından dolayı Adalet Bakanlığı’nın direk Irak Merkezi Hükümetle yazıştığını belirten Kurşun, “Fakat Irak Bölgesel Kürt yönetimi ile Irak Merkezi Hükümeti arasındaki sürtüşmeden dolayı Kürt yönetimi ‘Şahmerdan Sarı bizde değil’ şeklinde yanlış bir bilgi veriyor.” dedi.
Bir türlü Türkiye’ye iadesini sağlayamıyoruz
Şahmerdan Sarı’nın Irak Kürdistan’ında tamamen bir şüphe üzerine gözaltına alınarak tutuklandığını belirten Kurşun, “Biz Şahmerdan Sarı Hoca’nın Türkiye’ye iadesi için Adalet Bakanlığı düzeyinde girişimde bulunduk. Ancak Adalet Bakanlığı, Irak Bölgesel Kürt yönetiminin resmi bir statüsü olmadığından dolayı direk Irak Merkezi Hükümeti ile yazıştı. Irak Merkezi Hükümeti, bu yazıyı Kuzey Irak Bölgesel Kürt yönetimine gönderiyor. Fakat Kuzey Irak Bölgesel Kürt yönetimi ile Irak Merkezi Hükümeti arasındaki sürtüşmeden dolayı Kuzey Irak Bölgesel Kürt yönetimi ‘Şahmerdan Sarı bizde değil’ şeklinde yanlış bir bilgi veriyor. Bu bilgi Adalet Bakanlığı’na iletiliyor. Hoca şuanda Erbil’de, Kuzey Irak Bölgesel Kürt yönetimi elinde fakat bir türlü Türkiye’ye iadesini sağlayamıyoruz. Hoca şuanda mağduriyet üzerine mağduriyet yaşıyor.” şeklinde konuştu.
Kürt yönetimi tarafından yanlış bilgiler veriliyor
Türkiye'nin Kürdistan yönetimiyle iyi ilişkilerine dikkat çeken Kurşun, “Aslında Barzani yönetimi ile Türkiye hükümeti arasındaki ilişkililer iyi, bu sorun bürokratik düzeyde halledilebilecek bir meseledir. Bir hükümet yetkilisi veya Dışişleri Bakanlığı bu konuyu görüşse Hoca’nın iadesi rahatlıkla sağlanabilir. Bürokratik bir takım engeller var. Şuan Kuzey Irak Bölgesel Kürt yönetimi tarafından Hoca hakkında yanlış bilgiler veriliyor. Türkiye gereken ilgiyi gösterse Hoca’nın iade edilmesi noktasında bir şüphem yoktur.” diye konuştu.
Hakkında her hangi bir kırmızı bültenle arama yok
Şahmerdan Sarı’nın Kuzey Irak Bölgesel Kürt yönetiminde bulunan avukatı ile şuana kadar görüşme imkanlarının olmadığını söyleyen Kurşun, Şahmerdan Sarı’nın Türkiye'de arandığını ancak hakkında kırmızı bülten çıkarılmadığını söyledi.
Şahmerdan Sarı’nın yaşadığı mağduriyetlerin aslında 1997 yılına dayandığının altını çizen Kurşun, “1997 yılında malumunuz olduğu üzere derin devlet denilen bir yapı vardı. Bu yapı NATO karargahı tarafından yönlendirilen darbeleri organize eden yapıydı. 28 Şubat sürecinde bu derin yapı tarafından Hocaya bir kumpas kuruldu. Siirt’in bir ilçesindeki, bir uzman çavuş Hocayı tanıdığını iddia eden bir polise TSK’ya kayıtlı bir bomba veriyor. Daha sonra o bomba 1997 yılında fuar alanında patlatıldı. Bu bombayı kullanan şahısın Hoca ile uzaktan-yakından organik bir bağıda söz konusu değil. Önceden senaryosu hazırlanmış bu olay üzerinden bir operasyon yapılıyor. İlginçtir Hoca o dönemde tevhidi hareketleri bir araya getirmeye çalışıyor. Bu durum tabi derin devletin gözünden kaçmıyor. Bundan dolayı yapılan bir operasyonla Hoca yakalanarak o dönemin olağanüstü şartlarında işkence ve baskı ile hakkında hazırlanan ifadelere imza atmak zorunda kalıyor. Bunun üzerine 18 yıl bir ceza veriliyor.” ifadelerini kullandı.
Teknik ve fiziki takip 6 ay boyunca devam ediyor
Şahmerdan Sarı’nın 10 yıla yakın bir süre haksız yere cezaevinde kaldığını belirten Kurşun, “Hoca, 10 yıl boyunca cezaevinde kaldıktan sonra 2007 yılının Mart ayında şartlı tahliye ediliyor. Bu arada tabi hocanın sevenleri ile onun yazılarını takip edenler var. Hoca’nın evine gidip geliyorlar. Gaziantep’te yasal bir sivil toplum kuruluşu olan Şahid-Der var. Hoca ayda bir orada sohbetler veriyor. Bu sohbetler kayıtlıdır. Bu sırada Hoca, dinler arası diyalog tartışmalarının yoğun olduğu ve paralel yapının derin devletin yerine geçtiği ‘Paralel Derin Yapı’nın aktif olduğu bir dönemde, dinler arası diyalogu eleştiren yazılar yazmaya başlayınca Hoca hakkında bir izleme kararı alınıyor. Teknik ve fiziki takip 6 ay boyunca devam ediyor. Bu süreçte takip ediliyor, evi gözetleniyor. Bu olup bitenlerin farkında olan Hoca, kendinden emin olduğundan dolayı tamamen toplumun ıslahı yönünde çalışmalarını aralıksız yürütüyordu.” şeklinde konuştu.
Paralel yapının kendi dışındaki yapıları asimile etme operasyonu
Şahmerdan Sarı’nın 6 aylık bir takibin ardından 2009 yılında 'Paralel Yapı' tarafından düzenlenen bir operasyonla gözaltına alındığını belirten Kurşun, söz konusu keyfi operasyonların, kamuoyunda yer bulması için ‘Vasat terör örgütü’ adı altında yapıldığını vurguladı.
Kurşun, “1997’deki o dosya üzerinden yeniden bir dosya hazırlanıyor. Tabi bu arada Hoca, zaten terör örgütü listesine alınmış bir durumda. Dolayısıyla aslında burada yapılan operasyon terörle mücadele kanunun, ceza kanunun kısacası devletin çıkarları dikkate alınarak yapılmış bir operasyon değildir. Tamamen 'Paralel Yapı'nın kendi dışındaki yapıları sindirme operasyonudur. Burada 'Paralel Yapı' tarafından emniyet, yargı ve hukuk müessesleri araçsallaştırılmıştır.”diye konuştu.
2 oğlu da Gaziantep cezaevinde
2013 yılında Adana 7’inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin, Şahmerdan Sarı ve oğulları Süheyl ile Muhammed'in de aralarında bulunduğu 13 kişiye toplamda 100 yıl hapis cezası verdiğini cezaların onaylanmasıyla tutuklamaların başladığını belirten Kurşun şöyle konuştu: “Nitekim yaklaşık 2 yıl gibi bir yargılama süreci oldu. Biz o dönemde savunmayı genişlettik, değişik deliller dosyaya koyduk. Fakat lehimize olan deliller hiçbir şekilde değerlendirilmedi. Tamamen kurgulanmış bir fezleke ile karşı karşıya kaldık. O fezleke iddianameye, iddianame de karara dönüştü. Yargıtay aşamasında da Yargıtay Cumhuriyet Savcısı bütün sanıkların beraatını talep etmesine rağmen Yargıtay 9’uncu ceza dairesi yerel mahkemenin kararını onayladı. O süreçte 6,5 yıl ceza verilen Süheyl ve Muhammed Sarı ile beraber 5 kişi evlerinden alınarak Gaziantep cezaevine gönderildi.” (İbrahim Koçyiğit - İLKHA)