Sur ilçesinde 9 mahalleyi kapsayan sokağa çıkma yasağının dün kaldırılmasıyla halk, ev ve iş yerlerine akın etti. Gördükleri manzara karşısında şaşkına uğrayan halk, bir süredir ilan edilen yasak nedeniyle onlarca yıllık emeklerini heba olduğunu söyledi.

Çatışma ortamının bir anca önce son bulması temennisinde bulunan hak, hem PKK`ye hem de devleteadeta isyan etti.

30 yıldır buralarda yaşadığını söylen Kemal Biçer, dişiyle tırnağıyla yaptıkları evlerinin kısa bir süre içinde yok olup gittiğini söyledi. Sokakta kaldıklarını ifade eden Biçer, aldığı asgari ücretle hiçbir zararına karşılayamayacağını belirterek roketatarın evine isabet etmesiyle büyük çapta tahrip oluştuğunu, bunun yanında evinin duvarlarına mazgallar açıldığını söyledi.

“Oturduğumuz iki göz oda vardı, onu da bize bırakmadılar”

Kemal Biçer`in kızı Elif Biçer ise şöyle konuştu: “Bütün birikimimle bir dükkan açarak geçimimi sağlamaya çalışıyordum. 8 yaşından beri çalışıp biriktirdiğim para ile dükkan açtım. Artık bir hiç oldular. Yıktılar, döktüler, kırdılar. Oturduğumuz iki göz oda vardı, onu da bize bırakmadılar. Allah için bu barış nasıl geliyorsa gelsin. Sadece ben değil, bütün komşularım perişan oldular.” diye sitem etti.

“Uyandık etrafımızı sarmıştılar, ardından bizi evden dışarı attılar”

Yaşadığı korku dolu anları anlatan Fatman Hanım ise PKK tarafından evinin duvarlarına mazgallar açıldığını, çatışmaların da etkisiyle evde büyük hasarın oluştuğunu belirtti. Fatma Hanım, “Bir hafta önce hasta halimle uyandığımda etrafımız sarılmıştı. Çıkmamızı istediler, kabul etmeyince gelip bizi evden attılar dışarıya. Çıkmayı düşünmüyordum. Bunlar polis değildi. Evimi harabe ettiler. Sesim düşmüş, kaç gündür dışardayız, ortalıktayız. Benle Hacı baba tektik. Her tarafa bomba bırakmışlar.” dedi.

Eşyalarıyla beraber ilçeyi terk ederek tarihi surların dibinde bekleyen yaşlı bir kadın da hangi dinde bu zulmün meşru olduğunu ve bunun insanlığın neresinde yazılı olduğunu sorarak, devlet yetkililerinden kendilerine sığınabilecekleri bir çadır istedi.

İsmini vermek istemeyen başka bir kişi ise yaşanan mağduriyetlerine çare bulunmasını isteyerek, “Üç gündür arabada yatıyorum, ne evim kaldı ne iş yerim. Devlet bize yardım edeceğini söylüyor ama 2 aydır biz bir şey görmedik.” diye sitem etti.

 “50 yıllık evimizi 8 saatte kurban verdik”

Evi adete harabeye dönen başka kadın ise yetkililere seslenerek,  “İnsanlık burada öldü mü? Bunu yapan devletimiz midir? Kürtlerimiz midir? Bunu bize kim yaptı? 50 yıllık evimizi 8 saatte kurban verdik. Kocam yoktur, çocuklarım hepsi mahkumdur. Bir araba parası dahi bende yoktur. Madem bunlar oldu, o halde devlet evimizi yapsın.  Burası tarihi ve mübarek bir yerdir. Burası Sur`dur, Sur.” şeklinde konuştu.

“Sonunda kendime benzin döküp yakacağım”

5 yıllık evli olduğunu dile getiren Cuma adındaki mağdur vatandaş ise polislerin kendilerinden çıkmasını istediğini, aksi halde hayati risk olabileceğini hatırlattığını söyledi.

Evini terk ettikten sonra sokaklarda yattığını belirten Cuma, “Başkasının evinde kalmak zorunda kaldık en sonunda. Yiyecek bir şey bulamıyorduk. Biz Allah`a havale ediyoruz, bizi böyle rezil bir duruma sokanları.  Neden başka memleketin sorunları yok. Neden İstanbul`da İzmir`de Ankara`da böyle sorunlar yok da Diyarbakır`da var. Bu insanlara zulüm değil mi? Artık sesimizi duysunlar. Sonunda kendime benzim döküp yakacağım. Ben ölürsem sorumlusu devlettir.” diye konuştu. (M. Sıddık Bilge, Yunus Sırat- İLKHA)