Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve Müminlerin kadınlarına söyle, cilbablarını/dış örtülerini üzerlerine alsınlar. Bu, onların tanınmalarına ve neticede incitilmemelerine daha uygundur. Allah, çok bağışlayandır, pek merhametlidir. (Ahzab / 59)
Müfessirlerin çoğuna göre ayeti kerimede zikri geçen cilbab; yukardan aşağıya, diğer bir ifadeyle tepeden tırnağa, Müslüman kadının setrini sağlayan örtüdür. Bütün bedeni saracak şekilde örtünmek, Müslüman kadına farzdır. Cilbabı terk etmek ise büyük günahlardan ve cehenneme yaklaştıran haramlardandır. Cilbabın ifade ettiği manayı sağlayan, setri gerçekleştiren her giysi İslamidir. Yakın geçmişte çarşafa yapılan son saldırılardan dolayı çarşaf konusuna özel vurgu yapmak istiyoruz.
Ahlaksızlığın ve edepsizliğin kol gezdiği, haddi aşmada sınırın tanınmadığı, kadının bedenini teşhir etmeyi bir marifet sandığı, şehvetperestleri baştan çıkardığı ve toplumun haram bataklığına düştüğü bir zaman kesitinde Müslüman kadının tesettürü ve özellikle çarşafı daha çok ehemmiyet arz etmektedir.
İslam düşmanlarının; Müslümanları İslami değerlerinden uzaklaştırmak için amansız bir mücadele içinde oldukları muhakkaktır. Özellikle tesettüre ve çarşafa karşı sistemli bir savaş açılmış bulunmaktadır. Çarşafın önüne geçemeyen kâfirler, mürtetler ve münafıklar, iffetsizliği sergilemek için ellerinden gelen her türlü şeytani tezgâhı kurmakta, fitne ve fesadı yaymakta, yeri geldiğinde saldırıya geçmektedirler.
Cumhuriyetin ilanıyla beraber İslami değerlere saldırıldığı gibi Müslüman kadının tesettürüne karşı da büyük bir hazımsızlık yaşandı. Ancak İslam`a karşı açmış oldukları büyük savaşla beraber küfrün öncüleri çarşafa ve İslami tesettüre kolay kolay el atamadılar ve onlarca sene Müslüman kadınlar, çarşaflarıyla İslam`ın onurunu ve iffetini muhafaza etmeye çalıştılar. Ancak mürtet örgüt, ağababalarını da geçerek direk çarşafa saldırmış ve çarşafı, esaretin sembolü olarak gösterme cüretini göstermiştir. Mürtet örgütün yandaşlarının İslam`a karşı yapmış oldukları bu tür saldırılar İslam`a ve Müslümanlara olan düşmanlıklarını bir daha gün yüzüne çıkarmıştır. Ancak herkes şunu çok iyi bilmelidir ki; İslam`a ve Müslümanlara düşmanlık yapan hiç kimse bundan bir fayda görmemiştir, görmeyecektir. Kimler, hangi dönemde İslam`a saldırmışsa Cenab–ı Allah bir şekilde onları gerek kendi katından gerekse mümin kullarının elleriyle zelil kılmıştır.
Uhud Savaşı`nda en yiğit kahramanların dahi savaş alanını terk ettiği bir zamanda elinde kılıç, Resulullah (SAV)`ın etrafında pervane misali dönen ve kendisini hidayet rehberine siper eden Nesibe (R. Anha)`ye, bu yiğit sahabeye Resulullah (SAV); “Benden ne istersin?” diye sorduğunda Nesibe, “Ahirette senin komşun olmak isterim, ey Allah`ın Resulü” şeklinde cevap verir.
Bugünün şartlarında ihlasla ve takva ile tesettürüne riayet eden ve çarşafa bürünen, Allah (CC)`ın rızasını çalışmalarının ve hayatlarının merkezine koyan, toplumun ıslahı için çaba sarf eden Müslüman kadınların da Nesibe (R. Anha) gibi Peygamber (SAV)`e ahirette komşu olmayı hak edeceklerine ve Firdevs cennetlerin konukları olacaklarına inanıyoruz. Orada Hacer, Sara, Asiye, Meryem, Hatice, Aişe, Fatıma, Zeyneb ile arkadaş olacak ve onların yaşadıkları cennetlerde ağırlanacaklardır inşallah.
Müslüman kadınlar, İslami tesettürün ruhunu yaşatmak suretiyle İslam düşmanlarını kahredecek, onların tuzaklarını etkisiz kılacak; onurlu, haysiyetli ve izzetli bir duruş sergilemek suretiyle İslami mücadele içerisindeki yerini almalıdırlar.
Burada bütün annelerimize, bacılarımıza ve kızlarımıza sesleniyoruz. İslam düşmanları sizi tesettürlü görünce, şeytan çarpmışa dönmektedirler. Hele sizi çarşaflı görünce kinlerinden burunlarından solumaktadırlar. Onlar kinlerinden geberedursun bayanlarımız; genç, yaşlı bütün kadınlarımızın çarşafa bürünmeleri için daha çok çaba sarf etmelidir. “Tesettürün Namusun, Sen de Çarşafa Bürün” sloganıyla başta kendiniz, çocuklarınız, anne – bacılarınız ve diğer yakınlarınızın çarşafa bürünmelerini sağlamakla beraber diğer genç ve yaşlı kadınlara da çarşafı ulaştırmaya çalışın. Her fırsatta tüm çevremizi çarşaf giymeye teşvik edelim. Giymek isteyip de maddi imkânı olmayanlara birer çarşaf hediye edelim. Bu konuda maddi finans oluşturmaya çalışalım.
Tesettürsüz olan kadınlar sadece günah işlemekle kalmayıp kendileriyle muhatap olan insanların da günah işlemelerine vesile olmaktadırlar. İslam`ın huzur ve selamet bahşeden ikliminden nasipsiz olanları bu rahmet ortamına taşımak, dünya ve ahiret kurtuluşlarına vesile olmak için daha çok çaba sarf edelim. Bacılarımızın tesettür konusunda koşuşturmaları ve şeytani bakışların hedefi haline gelen tesettürsüz bayanların örtünmelerine vesile olmaya çalışmaları, bu konuda sabır ve sebat gösterip ikna yöntemini hikmetle sürdürmeleri, onlara Rabbülaleminin mağfiretini kazandıracak ve genişliği göklerle yer kadar olan cennetlere girmeyi sağlayacaktır inşallah.
Kur`an`ın, sağlam ve metin olan ipine sarılır, Resulullah`ın sünnetini yaşar, gece ve gündüz demeden ihlasla çabalayıp gayret gösterir, memleketin dört bir yanında alimeler, muallimeler, hafizeler yetiştirip toplumun bütün kesimlerine kucak açarak, halka merhametle yaklaşırsak; bu şeytani yapılar, örümceğin ağı gibi dağılıp yok olacak ve Allah (CC)`ın izniyle bütün oyunları, tezgâhları ve gayretleri boşa çıkacaktır.
http://fetva.ittihadululema.com