Mersin`in Silifke ilçesinde Gençlik Hizmetleri ve Spor il Müdürlüğü 23 Nisan Tesisindeki kampta PKK`liler tarafından katledilen 11`inci sınıf öğrencisi Cafer Gizli`nin katledilmesi olayındaki ihmaller hakkında açıklamalarda bulunan HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi Salih Demir, saldırının planlı bir şekilde yapıldığını söyledi.
Kampta bulunan öğrenciler içerisindeki bir grup PKK`linin daha önce de Cafer Gizli`ye sataştıklarını ve bunun birkaç defa yaşandığını dile getiren HÜDA PAR GİK Üyesi Salih Demir, daha sonra Cafer`e yönelik planlı bir saldırının yapıldığını ve bunun neticesinde de aldığı yaralar nedeniyle şehid olduğunu ifade etti.
Cinayet anıyla ilgili izlediği görüntüleri anlatan Demir, şunları söyledi: “Olayın neresinden bakarsak bakalım, önceki meselelerde yaşandığı şekliyle çok ciddi sorumsuzluklar ve ihmalkârlıklar söz konusu. İzlediğimiz olay anının görüntülerini izah edecek olursak; Hakkârili grup olarak ifade edilen kesim PKK`li bir kesim. Atılan sloganlardan da tesislere geldikleri günden beri hâl ve hareketlerinden de anlıyoruz ki bu gençler PKK`li gençler ve aynı zamanda gözü dönmüş gençler.”
“Oluşabilecek bir gerginlik ortadayken neden buna öncesinden müdahale edilmedi?”
Olayla ilgili kimi PKK`li olduğu belirtilen öğretmenlerin provokasyon yaptığına yönelik iddiaların araştırılması gerektiğini ifade eden Demir, “Şunun cevabı verilmeli. Bir; orada bu gençlerin başında gelen bir takım PKK`li öğretmenlerden bahsediliyor. ‘Sur içinde, Cizre`de, Silopi`de hewaller çarpışırken, mücadele ederken siz buralara dinlenmeye mi geldiniz?` söylemlerinin arka planının devlet tarafından açıklığa kavuşturulması gerekir. İkincisi; bu çocuklar Hakkâri`den gelmişler ve zihniyetleri, düşünceleri belli. Bu grup geldikleri günden beri fikirlerini en rahat şekilde ifade ediyor. Bizim şehid olan kardeşimizle birlikte 5-6 kişilik Müslüman genç de sırf düşüncelerinden dolayı bu Hakkârili gözü dönmüş grup ile bir takım itmeler, kakmalar, yan bakmalar gibi bir süreç yaşamış. Soruyoruz; bu süreç yaşanırken bu işin sorumluları neredeydi? Her an oluşabilecek bir gerginlik ortadayken neden buna öncesinden müdahale edilmedi? 6 gün süren bir süreç içerisinde şehit olan gencimiz de diğer gençler, memleketlerine gönderebilirlerdi. Burada ciddi bir ihmalkârlık var.” dedi.
“10-15 kişilik gözü dönmüş bir gurup ve bir Hüseyin”
Kampüsün güvenlik kamera görüntülerini izlediğini belirten Demir, sözlerine şöyle devam etti: “Görüntülerde gördüğümüz kadarıyla, bu PKK`liler kalabalıklarını da göz önünde bulundurarak bizim kardeşlerimize son gün çatışmacı bir mantıkla yaklaşmışlar. İdareciler PKK`li grubu deniz kenarına almışlar. Hüseyin ile beraber 6 kişiyi de bir odaya kapatarak, kapıyı üzerlerine kilitliyorlar. Bu sırada öğrencilere ‘Siz burada kalın, gerginlik olmasın, bugün zaten dağılıyoruz` demişler. Bu Hakkarili gözü dönmüş güruh, deniz kenarında kendince planlarını yapmışlar. Bizim görüntülerde gördüğümüz kadarıyla PKK`liler, yerlerinden fırlayarak o kardeşlerimizin olduğu odaya saldırı gerçekleştiriyor. Bunun sonrasında görüntülerde fazla bir şey yok. İçerde bir darp var mı yok mu bilmiyoruz. Ama kardeşimizin gözü dönmüş gruptan birinin sopasını alıp kendisini savunmaya çalıştığını görüntülerde gördük. Bu grup sloganlar eşliğinde saldırı düzenliyor. 10-15 kişilik gözü dönmüş gurup ve bir Hüseyin. Sonuç itibariyle kardeşimiz birkaç adımın ardından aldığı darbeler sonrası yere yığılıp şehadet şerbetini içiyor.”
“Şehidimizin Adana İl Spor Müdürlüğünün tesislerine götürülmesi, garipsenecek başka bir boyuttur”
Cafer Gizli`nin naaşının Adana Adli Tıp Kurumundan İl Spor Müdürlüğünün Tesislerine gönderildiğini söyleyen Demir, “Gecenin bir yarısı adli tıpa gittik. Burada Adana milletvekili Şükrü Erdinç Bey`i arayarak şehidimizin adli tıptan çıkarıldığını, olayı anlattık. Bize bunun olamayacağını ve şehidin adli tıpta bulunduğunu söyledi. Tekrar adli tıp kurumuna gittiğimizde şehidimiz çıkarılmıştı. Zaten İLKHA muhabiri şehidimizin çıkarıldığı görüntüleri çekmişti. Apar topar şehidimizin ambulansa bindirilip Adana İl Spor Müdürlüğünün tesislerine götürülmesi, garipsenebilecek ikinci bir boyuttu. Sanki birileri sansasyona çok mahal bırakmadan bu işin kapatılması yönünde bir adım atıyordu. Bu da gördüğümüz ikinci bir boyuttu.” diye konuştu.
“Bu olay deşifre edilmeli”
Olay hakkında yetkililerin üzerine düşen görevi yapmadığını belirten Demir, “Yetkililer çıkıp açıklamasını yapsınlar. Silifke kaymakamlığı daha açıklama bile yapmadı. Şehidin ilk gittiği yer Silifke Devlet Hastanesiydi. Silifke ilçe başkanı kardeşimiz hastaneye gittiğinde hastanede başhekimliğin ısrarla, ‘kesinlikle kimseye bilgi verilmeyecek` diye oradaki çalışanları tehdit ettiğini duyduk. Bu da işin farklı bir boyutu. Bu olay deşifre edilmeli. Hem Silifke Kaymakamlığının açıklama yapmaması hem de valiliğin sanki bu mesele basit, birkaç genç arasında olup biten bir mesele gibi kamuoyuna algılatması da ikinci bir yanlıştır.” dedi. (M. Hüseyin Temel, Yunus Sırat – İLKKHA)