Ben kendimle tartışırım. Böyle yapmayı kendim için daha uygun buluyorum. Başkasıyla tartışırken her şeyi söyleyemiyorum, muhatabım yanlış mı anlar, kalbi kırılır mı gibi endişeler taşıyorum. Ama kendimden bildiğim hiçbir şeyi gizlemiyorum. Hatta hiç kimseye söyleyemeyeceğim şeyleri bile kendime söyleyebiliyorum. Kendimle tartışmam bazen çok uzuyor, saatler sürüyor. Yanlış anlaşılmasın ama genelde de haklı çıkıyorum. İtiraf etmeliyim ki ben kendimle tartışırken hiç de kalbimi kırmıyorum. Çok seviyeli tartışmalarım oluyor. Başkalarıyla tartışırken pek çok kez aramıza “nefis” denen şey giriyor. Ama ben kendimle tartışırken nefis asla araya giremiyor. Bana müdahale edemiyor. O sıralarda nefsimi sürgüne gönderiyorum. Keşke hiç dönmese ama bensiz duramıyor! Pek çok kez tartışırken nefsim muhatabıma galip gelmek için beni yoldan çıkarırdı. Hak ortaya çıksın diye değil ben haklı çıkayım diye beni Haktan uzaklaştırırdı. Allah beni affetsin.

Bugün yine kendimi karşıma aldım. Sorguladım; nedenlerimi, niçinlerimi, sıraladım. Kendime dedim ki;

Arkadaş sen iyilikten yana olduğunu iddia ediyorsun peki o halde neden yıllardır zindanlardasın senin gibi pek çok kişi hep “iyiliği emredip kötülükten men ettikleri halde niçin insanlar içinde en çok sıkıntı çeken, kahır ve minnet çeken kişiler oluyorsunuz da kötü ve kötülüğe davet edenlerse sana ve senin gibilerden çok daha rahat ve bolluk içindeler? Hani dünyada her şey yasaklanır ama güzel ahlâk, iyilik, yasaklanmazdı? Seni hırsızlıkla, uğursuzlukla suçlayıp cezaevine koymadılar. Bilakis güzel ahlâklı olduğuna dostların ve düşmanların şahitlik edip dururken seni zindana tıktılar. Üstelik camide Kur`an dersi de vermişsin ne ayıp ne günah! Vah vah!

Kendim bana dedi ki;

Yahu bari sen gafil ve cahillerden olma. Allah`a sığın sen gayet iyi biliyorsun ki iyi olmak, iyilikten yana olmak her babayiğidin harcı değildir, ayrıca herkes bu şerefe lâyık da değildir. Sen diyorsun ki ben kötü bir şey yapmadım o halde neden zindandayım.

Ben de sana diyorum ki, eğer devletler, zorba sistemler, makam ve mevki sahipleri, zalim ve despotlar dinsiz ve imansız örgütler v.s. iyiliğin adına iyilik derlerse, güzele güzel derlerse, kendi kötü emel ve niyetlerini boşa atıp tahtlarını koruyabilirler mi? Elbette ki senin Kur`an öğretmeni kötü değildir. Ama sana terörist demeleri hedefi gayet güzel saptırmıyor mu? Sana terörist diyecekler ki kendileri istedikleri gibi at koştursunlar. Sen kimseye bir tokat dahi atmadım diyorsun ama zindandasın. Adın da terörist. Daha ne yapacaksın kimselerin göremediğini görmüş ve ilan etmiş, krallara çıplak demişsin. İnsanlar yaşasın diye kendini feda ediyorsun ama insanlar bundan bihaberler. Şayet insanlar senin onlar için geceyi gündüzüne katıp, bunca zahmete katlandığını bilselerdi. Sana bu kadar bigâne lakayt olurlar mıydı?

Ama birileri seni öcü gösteriyor ki kendi öcülükleri, pislikleri, zulümleri, haksızlıkları görünmesin.

Hayatında güneş görmemiş bir insana ayı güneş diye gösterip inandırabilirsin, ama güneşi görüp bilene inandıramazsın. Yani asırlardır. İslâm`ı Müslümanları terörist diye tanıtmışlar. Oysaki İslâm dünya hayatının “havası, güneşi ve suyu” mesabesindedir. Toplumdan İslâm`ı çıkarırsan toplum havasız (oksijen) güneşsiz ve susuz kalır ki bu da hayatın sonu demek olur. Hâlbuki Müslümanlar bir mum gibi etrafını aydınlatırken kendilerini eritip yok ettikleri halde...

Ne demek istiyorsun anlamadım.

Şunu demek istiyorum ki; mum ışıktır. Işık yol gösterir yoldan çıkıp duvara toslamanı engeller. Onda dört mevsim sana ve insanlığa sayısız faydalar vardır. Acaba insanlar bu fayda ve menfaatleri bilip öğrenirse ışığa söver mi, onu söndürüp kendini karanlığa gömer mi. Zalimler elbette ki ışığı karanlık göstermek isteyeceklerdir. Işık yanarsa kendi foyaları ortaya çıkacak, kabih yüzleri görünecek, pislikleri bir bir ortaya dökülecek, mızrağın çuvala sığmadığı görülecek.

Bu demektir ki durumu kurtarmak için zulmedenler her zaman yaptıklarını yapacaklar yani iyiyi kötü, kötüyü iyi diye yutturmaya çalışacaklar. Peki ama güneş balçıkla sıvanır mı?

Elbette ki sıvanmaz ama kişi devekuşu misali başını kuma gömerse sen ne diyebilirsin ki.

Yani gözleri gören için gün ışımıştır diyorsun. Madem kimsenin atına eşek demedin! Tavuğuna kış demedin. Sana bu yapılanlar Hakk`tan revamı.

Arkadaş ben seni aklı başında kırk beş yaşında olgun biri bilirdim. Sen neden anlamak istemiyorsun.Bizler Müslüman mıyız?

Elhamdülillah Müslümanız.

Allah bizlere küfür ve şirk ile mücadele etmemiz için peygamberler, kitaplar, âlimler, rehberler göndermemiş mi?

Amenna ve saddekna göndermiş.

Peki bu iman ettiğimiz Peygamberlerin hayatlarında hep bu kabilden itiraz ve sıkıntılara şahit değil miyiz? Kur`an bunların kıssalarını kendi kendimizi avutalım diye mi bizlere (haşa ve kella) kıssa ediyor. İyice bir tetkik et ve bak o kıssalara. Batıl hep sureti Hak`tan görünüp Hakk`ı yok etmeye çalışıyor. Çünkü “Hak gelirse batıl zail olur” anladın mı?

Peki bu hep böylemi sürecek, hep mazlum mu kalacağız?

Zalim olmaktansa mazlum kalalım akıbetimiz için bu daha hayırlıdır.

İyi, madem öyle sen zindanda yatmaya devam et, iyi uykular!..

Seni cahillerden olmakdan men etmemiş miydim? Gafil olma. Küfür ve şirk var oldukça bizler de var olacağız. Ve bizler var oldukça da mücadeleye devam edeceğiz. Okumuzu küfrün ve şirkin kalbine atacağız. Başını oklarımızın önüne uzatanlar kusura bakmasın!

Tek başına mı?

Bizler mustazaf ümmetin yetim evlatlarıyız. Bizim Allah`tan başka kimimiz, kimsemiz yoktur.

Sakın şunu unutma; Allah varsa gam yok, O, kimin dostuysa O ona yeter.

Ben Allah`a dayandım. Dayananlar da Allah`a dayansınlar. Kal selametle...

Ahmet Arslan

2 Nolu T. Tipi Kapalı Cezaevi

Bandırma / BALIKESİR