Mehmet Özcan / Doğruhaber / Özel Röportaj
Gazze halkı hiç olmadığı kadar sıkıntılar, acılar, insanlık dışı uygulamalar ve ölümlere maruz kalarak son on yılın belki de en zor günlerini yaşıyor. İşgal rejimi, bölgede devam eden iç savaşlardan çok ciddi bir şekilde faydalanarak Filistin`de istediği gibi insanlık dışı uygulamalara imza atıyor. 2 milyona yaklaşan nüfusuyla Gazze, bir taraftan işgalci israilin abluka ve saldırılarına maruz kalırken, diğer yandan İslâm beldesi Mısır`a açılan kapısı Refah Kapısı cuntacı Sisi rejimince kapalı tutularak cezalandırılmaya çalışıyor. İsrailin son saldırısı sonrası onbinlerce insanın hâlâ çadırlarda yaşadığı Gazze`de halk, açlık sınırının altında yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. Elektriğin günde sadece 3-4 saat verilebildiği şehrin temiz içme suyu, israilin yeraltından vakkumlaması sonucu çalınıyor. Hamas hükümetinin iç barış adına hükümeti devrettiği Abbas yönetimi altındaki Filistin yönetimi, memur maaşlarını ödemiyor. Siyonist israil ordusu istediği gibi günübirlik karadan ve havadan saldırılarda bulunabiliyor; kentin sahilinden denize açılan balıkçıların botları batırılıyor, kendileri de ya tutuklanıyor ya da katlediliyor.
Gazze, Kudüs ve Mescid-i Aksa ile ilgili tüm bu sıkıntılarla birlikte son durumu gazetemize anlatan Filistinli araştırmacı akademisyen Dr. Muin Naim, önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye ile israil arasında süren ambargonun kaldırılması müzâkeresinin sonucunun ne olacağı hakkındaki öngörülerini sorduğumuz Naim, israilin ambargoyu kaldıracağına inanmadığını ancak Türkiye`nin zorlaması halinde ambargonun insani boyutuyla hafifletilebileceğini dile getirdi. Mescid-i Aksa`ya yönelik saldırılara da değinen Naim, Mescid-i Aksa`nın ümmetin Kur`an`la tapulanmış yeri olduğunu, onu korumanın İslâmî bir sorumluluk taşıdığını ifade etti.
MESCİD-İ AKSA VE GAZZE İSRAİL-SİSİ`NİN İNSAFINA BIRAKILMIŞ DURUMDA
Gazze bu aralar hiç olmadığı kadar sıkıntılarla boğuşuyor. Bir taraftan siyonist israil diğer yandan Sisi cuntasının, Refah Sınır Kapısını kapalı tutması Gazze halkını çok zor durumda bırakıyor. Gazze`nin ne tür sıkıntıları olduğunu dile getirmek isterseniz neler söylerdiniz?
Şuanda Gazze, Kudüs, Mescid-i Aksa, bölgede yaşanan sıcak olaylardan dolayı maalesef sıkıntıları hiç gündeme gelmeyen bir bölge olarak israil işgal devletinin ve diğer taraftan Sisi rejiminin insafına bırakılmış durumda, tabi ki insafları varsa. Şu anda maalesef Gazze halkı hem maddi, hem sağlık olarak çok ciddi, hiç olmadığı kadar sıkıntılar içindedir.
REFAH KAPISI SON 200 GÜNDE SADECE 3 GÜN AÇILDI
Örneğin Refah Sınır Kapısı yaklaşık son 200 gün içerisinde sadece 3 gün açık bırakıldı. Bu üç gün içerisinde çıkmak için beklemekte olan onbinlerce kişiden ancak 500-600 kişi Gazze`den çıkabildi. Ve şu anda Gazze`nin içinde hastalıkları nedeniyle çıkması gerekip de çıkamayıp ölenler var. Yurtdışına çıkması gereken öğrenciler eğitim hayatlarını kaybediyorlar. Yurtdışında oturma izni olup da çalışan yüzlerce, binlerce Filistinli işlerini kaybetmişlerdir. Aileler şu anda ikiye bölünmüş, birisi Gazze`de birisi dışarıda kalmış ve birbirlerini göremez durumdalar.
BALIKÇILAR YA TUTUKLANIYOR YA DA KATLEDİLİYOR
Öte yandan sağlık sektöründe ciddi sıkıntı yaşanıyor. Gazze`deki ambargodan dolayı çalışanların maaş alma imkânı olmadığından dolayı ciddi bir maddi sıkıntı yaşanmaktadır. İnsanlar gerçekten açlık sınırındadırlar. Hatta açlık sınırının altında yaşamaktadırlar. Bu yetmiyormuş gibi işgal devletinin doğal kaynaklara yaptığı saldırılardan dolayı örneğin; Gazze sahillerinde balıkçılık yapan onbinlerce Filistinli, israilin saldırılarından dolayı bu işlerini icra edememekte ve evlerine ekmek götürememekteler. Çünkü sahilden biraz açılmaları durumunda hemen işgalci askerlerin tacizine uğruyor, botları batırılıyor, kendileri de ya tutuklanıyor ya da şehid ediliyorlar.
ONBİNLERCE KİŞİ BU SOĞUKLARDA HÂLÂ ÇADIRLARDA YAŞIYOR
Maalesef Gazze`de bunlar olurken dünyanın hiç haberi olmuyor. Gazze`de bir de şu var; şu anda yıllardır bombardıman altında kalan Gazze halkından onbinlercesi bu soğuklarda hâlâ çadırlarda (bulabildiyseler eğer) hayatlarını devam ettirmek zorunda kalmışlardır. Şu anda Gazze son on yılın belki de en zor durumundadır.
BÖLGEDEKİ SAVAŞLAR İŞGALCİ İSRAİLİN ELİNİ RAHATLATTI
Suriye, Irak`ta ya da Yemen`de süren savaş; israilin Filistin`de yaptığı katliamların üstünü örtüyor adeta. Batı Şeria`da Gazze`de ya da Kudüs`te Filistinliler hemen hemen her gün katlediliyor. Bu katliamlara dur denilebilmesi için neler yapılması gerekiyor?
Bilindiği gibi şu anda Gazze`den bahsediyoruz ama aslında söylediğiniz gibi Filistin`in her tarafında kan akıyor, Filistin`in her tarafında insanlara, Müslümanlara saldırılar var. Kudüs`te Yahudileştirme programları olduğu gibi devam ediyor. Kudüs`teki Müslümanların hakları ellerinden alınıyor, evleri gasp ediliyor. Ve maalesef başta söylediğim gibi bölgedeki konjonktür ve olayların sıcaklığı Filistin`de ölenleri gözden kaçırmaktadır. Bu da israil işgal devletinin işine çok yaramaktadır. Onun için hem İslâm âlemindeki devletler ve Müslüman halklar artık Filistin davasını unutmamaları ve sürekli gündemlerinde tutmaları gerektiğine inanıyoruz. Çünkü işgal devleti, bölgedeki savaşlardan, iç savaşlardan çok ciddi bir şekilde faydalanarak Filistin`de istediği gibi insanlık dışı uygulamalara imza atmaktadır.
BASIN VE MEDYA SÜREKLİ GÜNDEM YAPMALI
Bunu durdurmak için hem halklar nezdinde hem de devletler nezdinde harekete geçilmesi gerekir. Özellikle basın ve medyaya büyük görevler düşmektedir. O da Gazze`de, Kudüs`te yaşananları sürekli gündemde tutmaları gerekiyor ki, hem Müslümanların haberdar olması için, hem de dünyaya gündem olunarak; siyonist israilin tepkilerden çekinerek yapacağı katliam ve insanlık dışı uygulamalarını durdursun ya da azaltsın diye.
İSRAİLİN AMBARGOYU KALDIRACAĞINI ZANNETMİYORUM AMA TÜRKİYE ZORLARSA…
Mavi Marmara davası nedeniyle Türkiye-israil arasında beklenen anlaşma, israilin Gazze`ye uyguladığı ablukayı kaldırmadığından dolayı nihayete ermiyor. Siz israilin Türkiye ile ilişkilerini düzeltme adına Gazze`ye uyguladığı ablukayı kaldırabileceğini düşünüyor musunuz?
Bu iş bir çıkar meselesidir. İsrail işgal devletinin bölgedeki çıkarlar dengesi eğer ki Gazze`deki ambargoyu kaldırmasıyla denkse kaldırabilir. Ama israil işgal devletinin şu anda Gazze`ye ambargoyu kaldıracağını zannetmiyorum. Hele hele Filistin`deki, Gazze`deki Müslümanların direnişten vazgeçmeyeceklerini sürekli üstüne basa basa açıklaması nedeniyle israil bundan korkar ve ‘bu insanlar ambargo altındayken bunu yapabiliyorlarsa ambargoyu kaldırır isek daha güç durumda kalırız` diye korkuyordur. İkincisi burada Türkiye`nin gücü de önemli. Eğer Türkiye işgal devletine bir baskı uygulayarak ambargo kaldırılmazsa sadece karşılıklı anlaşmalar değil israilin başkaca çıkarlarının da zor duruma gireceği mesajını verirse tahminimce israil tam kaldırmasa bile en azından ciddi bir şekilde insani boyutundan ambargoyu hafifletebilir diye düşünüyorum.
MESCİD-İ AKSA ÜMMETİN KUR'AN'LA TAPULANMIŞ YERİDİR
Mescid-i Aksa ve Kudüs davasının sadece Filistinlilerin sorumluluğunda olmadığına dair söylemlerin sürekli dile getirilmesine rağmen maalesef terörist israilin insanlık dışı uygulamalarına sessiz kalınabiliyor. Bu minvalde İslâm âleminin üstüne düşen görevlerini hatırlatma babından neler söylemek istersiniz?
Bu söylemi çok fazla tekrar ettiğimize inanıyoruz. Yani Mescid-i Aksa ve Kudüs davası Filistinlilerin şahsi mülkü değildir. Mescid-i Aksa Filistinlilerin tapulu arazisi değil, ümmetin Kur`an`la tapulanmış, yazılmış, bağlanmış bir yeridir. İtikadımızdan dolayı Filistin`i sevmek, desteklemek ve savunmak zorundayız. Bu konuda seçme hakkımız yok bu tam bir sorumluluk gerektiren durumdur. Mescid-i Aksa`yı kurtarmak her Müslümanın imanı gereği yapması gereken bir görevidir. Müslümanlar bu sorumluluğu yerine getirmezse hem dünyada hem ahirette bunun azabını göreceklerdir. Çünkü Mescid-i Aksa ihanetler altında yaşarken bir Müslümanın özgür, rahat ve onurlu yaşadığını iddia etmesi bence doğru değildir, mantıklı da değildir.