Hâr, hâr ki; kuşatmaya aldı gönül kalemi,
Elim kâtip kesildi; bırakmaz ki kalemi.
Dilim hatip; Ey Resul gel, demekte,
On sekiz bin âlem can beklemekte.
Dinlemekte herkes; ellerde gül demeti,
Ve O (sav) konuşuyor: Ümmetî, ümmetî.

 

Ey Resul! Ağlamalı mı, gülmeli mi
Ya da firakın için her gün ölmeli mi?
Ağla, gül, öl kavuşmak mı? Keşke olsa.
Bir anlık bile olsa da can gülüm solsa.
Efendim! Yeter ki Sen gel,
Senli bir an, binlere bedel.

 

Gidişinle içimde nice ülkeler yıkıldı,
Asırlar geçti, zaman kendinden sıkıldı.
Paramparça, paramparça oldu sabır taşı,
Nedeni ise yüzyıllar boyu akan gözyaşı.
Gel! Ey Server-i Kâinat,
Gel! Kâfire, zalime inat.

 

Dev alevlerle şekle büründü sine
Buz kütlelerden cisim aldı yine.
Ben; bir kavurucu sıcak, bir zemheri soğuk.
Ahlarım duyulmaz oldu, sesim zaten boğuk.
Duy sesimi, ne olur gel hele.
Gel ki; bitsin on dört asırlık çile.

 

Behçet Kağan / Şanlıurfa - Yaş: 20

 

Genç Yazarlar ile HASBİHAL

Şanlıurfa`dan Behçet Kağan kardeşimiz, kutlu doğumlar kutlu baharların habercisidir. Her bahar bir yeniden dirilişin müjdecisidir. Dünyaya teşrifiyle insanlığa asrısaadet baharını yaşatan Aleyhisselatu Vesselam Efendimizin o kutlu mesajına bu asırda ne kadar da muhtacız. Bu kutlu mesajı insanlığa sunacak kimselerde bu kutlu yolun takipçileri içinden çıkacaktır. Ne mutlu bu kutlu yolda yürüyen müminlere. Sizde Aleyhisselatu Vesselam Efendimize karşı beslediğiniz hislerinizi dizelere dökmüşsünüz. Paylaşımınız için teşekkürler. Tecrübe ve duygularınızı paylaştığınız yeni şiir ve yazılarınızı bekliyoruz. Allah`a emanet olun.