Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde artan şiddet ve süren çatışmalar, hayatı durma noktasına getirdi. PKK tarafından bölgedeki birçok ilçede kurulan barikatlar ile kazılan çukurlar, buradaki yaşamı çileye dönüştürdü. Şiddetli çatışmalar nedeniyle bazı mahalleler adeta savaş alanına dönerken sokağa çıkma yasağının da uygulandığı bu ilçelerde insanlar, dışarı adım atamaz hale geldi. Bu durumdan ise en büyük darbeyi eğitim-öğretim gördü.
Çatışmalar ve sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte eğitim-öğretim de durdu. Çocuklarının can güvenliğinden endişe duyan aileler, çocuklarını okullara göndermezken PKK`nin onlarca okulu yakması ise korkuları daha da arttırdı. Bu sıkıntılar taşımalı eğitim-öğretime de büyük darbe vurdu. Servislerle köylerden alınarak şehirlerdeki okullara getirilen öğrenciler de güvenlik gerekçesiyle taşınamaz hale geldi.
“Eğitimcilerin tehdit edildiği ortamda sağlıklı bir eğitimden söz edilemez”
Okulların yakılıp eğitimcilerin tehdit edildiği bir ortamda sağlıklı bir eğitimden söz edilemeyeceğine dikkat çeken Memur Sen ve Eğitim Bir Sen Adana Şube Başkanı Mehmet Sezer, PKK tehdidi altında görevlerini sürdüren öğretmenlerin bölge halkı tarafından sahiplenilmesi çağrısında bulundu.
Çatışmaların eğitim-öğretime vurduğu darbeyi İlke haber Ajansına (İLKHA) değerlendiren Sezer, diğer bölgelerdekilerin haberlerde izledikleri bu sıkıntıların özellikle Güneydoğu Bölgesi`nde her gün yaşandığına dikkat çekti.
Sezer, savaş hukukunda bile mabetler, eğitim kurumları ve öğretmenlere asla dokunulmayacağı söz konusu iken PKK tarafından camilerin, okulların ve kütüphanelerin yakılması ile öğretmenlerin tehdit edilmesinin içinde bulunan zorlu şartları özetler nitelikte olduğunu vurguladı.
Özellikle Diyarbakır, Şırnak ve Mardin`in bazı ilçelerinde durumun daha da vahim boyuta ulaştığına işaret eden Sezer, buralarda mayın döşenen, barikat kurularak çukurların deşildiği yolların, okullardaki eğitimi engellediğini söyledi.
“Çocuklarımızın eğitimleri önünde çukur engeli var”
PKK tarafından kazılan çukurların en büyük darbeyi bölgedeki eğitime vurduğuna dikkat çeken Sezer, “Bölgede çocuklarımızın eğitimleri önünde çukur engeli var. Sadece öğrencilerimiz değil, öğretmenlerimiz de kurulan barikatlar ve çukurlarla karşılaşıyor. Bir öğretmenin bu çukurları aşıp okullara ulaşması ve ardından bu şartlar altında çocuklara eğitim vermesi hiç de kolay değil.” diye konuştu.
“Çocuklar okula gitmek istiyor”
Öğretmenlerin büyük tehditler altında okula gidip görevlerine devam ederken karşılaştıkları sıkıntıları da aktaran Sezer, “Çocuklarımızı yarınlara hazırlayan öğretmenlerimizin psikolojisi de çok önemlidir. Şiddet olaylarının tırmandığı bölgelere baktığımız zaman baskı altında okula giden öğretmenlerimiz, bu durumda sınıfa girerek çocukları eğitiyor. Bu fedakar öğretmenlerimizi yürekten kutluyorum ve Adana Memur Sen camiası olarak yanlarında olduğumuzu belirtmek istiyorum. Ayrıca şunu da belirtelim; oradaki velileri dinlediğimizde çocuklarını okula göndermek istiyorlar. Öğrencileri dinlediğimizde onlar da okula gitmek istiyorlar. Olaylar sebebiyle okulumuzdan geri kaldık diye üzülüyorlar. Her şeye rağmen çocuklarını okula gönderip eğitim almalarını sağlayan velileri kutluyorum. Her şeye rağmen ben okula gideceğim, okuyacağım diyen öğrencilerimize yürekten teşekkür ediyorum.” dedi.
“Bölge halkı öğretmenlerine sahip çıksın!”
Baskı altında olan öğretmenlerin desteklenmesi çağrısında bulunan Sezer, “O çocuklar bizim çocuklarımız, orada eğitim veren öğretmenlerimiz de bizim öğretmenlerimizdir. Orada hizmet veren öğretmenlerimiz, orada o çocuklarımıza eğitim vermek için görevlendirilmiş arkadaşlarımızdır. Türkiye`nin en batısından kalkıp doğudaki çocuklarımızın yarınlara hazırlanabilmesi için uğraş vermekteler. Bu durumda hem öğrencilerimiz hem de velilerinin öğretmenlerine sahip çıkması gerekiyor. Daha doğrusu orada bulunan herkesin öğretmenlerimize sahip çıkması gerekir.” diye konuştu.
“Okulları hedef alan zihniyet bölge halkını cahilleştirme peşinde”
Okulların hedef alınmasındaki temel nedenin bölge halkının cahilleştirmesine yönelik bir proje olduğunu ifade eden Sezer, Mardin'in Savur ilçesinde zor şartlarda eğitim alan bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar`ın örnek alınarak buna karşı dik durulması gerektiğini söyledi. Sezer, “Mardin`de yetişmiş, sıkıntılar içinde eğitimini tamamlamış bir insanımızın Nobel ödülü alması bizi sevindiriyor. Yarın başka Nobel ödülleri alabilecek öğrencilerimizin olabilmesi için onların bugünden hazırlanması gerekir. Bunların da olabilmesi için bir an önce terör olaylarının sona ermesi ve PKK tarafından açılan çukurların ortadan kalkması ve çocuklarımızın yeni başarılara uzanması gerekir.” şeklinde konuştu. (Ayhan Kaya - İLKHA)