Sağlık sektöründe hekimler için söylenen ‘hastalığı önleyici hekim hizmetleri` sözünün olduğunu hatırlatan Araştırmacı-Yazar Furkan Yılmaz Altınöz, Müslümanların da tıpkı bunun gibi ‘günahı önleyici hekim hizmetleri` noktasında bir çalışma ortaya koyması gerektiğini söyledi.
Yılbaşı ve Milli Piyango`nun İslam`daki yeri, insan ve toplum üzerindeki olumsuz etkisi hakkında görüşlerini aldığımız Araştırmacı-Yazar Furkan Yılmaz Altınöz, Yılbaşı denilen olgunun Müslümanlar tarafından tarihi, felsefi ve inanç manasında bir değerlendirmeye tabi tutulması gerektiğini belirtti.
“Günahı önleyici hekim hizmetleri ortaya konulmalı”
Yılbaşının sıradan bir gün değil, küresel anlamda insanlara dayatılan bir felsefenin, yaşam biçiminin ve inancın adı olduğunu ifade eden Altınöz, küresel bir insan tipini oluşturma konusunda çok önemli görevler üstlendiğini dile getirerek, “Müslüman bir insanın ‘yılbaşını kutlama` diye bir düşüncesinin olması, aslında onun hem inancını ve hem de davranış biçimini tartışamaya açar. Türkiye`de Müslümanlar bu tür olumsuzluklara karşı önceden bir toplumu uyarma yani ‘emri bil maruf ve nehyi anil münker` manasında önceden bunu kuşanmaları, topluma gündeme getirmeleri gerektiğini düşünüyorum. Şöyle ki; hekimlikte yani sağlık sektöründe hekimler için söylenen bir söz vardır “Hastalığı önleyici hekim hizmetleri.” Şimdi neden Müslümanlar da “Günahı önleyici hekim hizmetleri” noktasında bir çalışma ortaya koymuyorlar? Çünkü yılbaşı ve benzeri İslami olmayan, milli olmayan, tarihimizle barışık olmayan birtakım gün ve geceler topluma egemen güçler ve günah tacirleri önceden hazırlık yapmaktalar.” dedi.
Müslüman bir ülkede devletin günahı kendi elleriyle halkına dayatmasının kabul edilemez olduğunu söyleyen Altınöz, “Bu, hem islami hem de insani değildir. Özellikle son yüzyılda çıkan insan hakları gibi genelde batılıların kullandığı bu cümle çerçevesinden bakıldığında da bir Müslümanın ya da bir insanın yaşam tercihinin kendileri tarafından yapılması, ortaya konulması esastır. Batılılar bunu bu şekilde ortaya koymuşlardır. Yani bireyin önceliği vardır. Birey varlık olarak tercih sebebidir.” ifadelerini kullandı.
Altınöz, “Dolayısıyla Müslümanlar yaşadığı ülkelerde ve dinleriyle ayakta tuttukları, askeriyle ayakta tuttukları yani tabiri yerinde ise canlarıyla, kanlarıyla, ruhlarıyla hayat verdikleri devlet denen olgu, Müslümanların inançlarına, Allah` a, Resulüne, İslam`a aykırı olarak ve insan onuruna aykırı olan günahların organizesini yapması, bunu pazarlaması, medyada bunun reklamına yer vermesi, buna karşı islami ve insani bir duruş koymaması üzücü bir olaydır.” diye belirtti.
Yılbaşı ve diğer günahlara karşı, Müslümanların her an hazırlıkta ve tetikte olmaları gerektiğini söyleyen Altınöz, şöyle konuştu: “Günahların üstesinden gelmek noktasında bilgi, bilinç, birikim çok önemlidir. Bilgisi, birikimi ve bilinci olmayan insanların olayların önünde sağa sola uçuşan bir yapraktan farkı kalmaz. Dolayısıyla yılbaşı ve günah etkinliklerinin organizelerine karşı Müslümanların öncelikle inandıkları değerin farkında olması, tarih bilincinin farkında olması ve kendilerinin yeryüzüne niçin geldiklerinin farkında olmaları gerekir. Kendilerine ait olmayan inanç ve amel davranış biçimi olan herşeyi bir mümin ret etmek zorundadır. Bunu yaparken ötekileştirmek değil, Allah (c.c) bizden bir talepte bulunmuş ve her gün namaz kılan bir Müslüman, yılbaşı günah gecesinin karşısında bir her gün okuduğu Fatiha Suresinden hareketle bir duruş ortaya koyması gerekir. Allah (c.c)`ın hayır dediği bir şeye hayır demek imanın bir sonucudur.” (Fatih Gültekin, Mahmut Kaya- İLKHA)