Uluslararası sularda Mavi Marmara`ya düzenlenen saldırının ardından bozulan Türkiye-İsrail ilişkilerinin yeniden düzelmesi için anlaşma sağlandığı ve imzaların çok yakında atılacağı haberi, Türkiye`de olduğu kadar Arap sokağında da şaşkınlığa yol açtı.
İsrail`in Kudüs`ü Yahudileştirme ve Mescid-i Aksa`yı Müslümanlar ve Yahudiler arasında ikiye bölme planlarına karşı başlatılan Kudüs İntifadası devam ediyor.
Batı Yaka`da, Kudüs`te, 1948`de işgal edilen Filistin topraklarında ve hatta Gazze Şeridi`nin sınır bölgelerinde Filistinliler ile işgal güçleri çatışıyor.
Ekim ayının başından bu yana onlarca Filistinli şehit oldu ve yüzlercesi yaralandı.
Genç kızlar, bıçaklı saldırı girişiminde bulundukları iddiasıyla sokak ortasında yargısız infaz edildi.
Buna karşılık Filistinliler de işgal askerlerini ve Yahudi yerleşimcileri hedef alan eylemler gerçekleştiriyor.
İsrail toplumunda korku ve endişe büyüyor.
İntifadayı sona erdirmek için her türlü yola başvuran Netanyahu, şu ana kadar başarılı olamadı.
ABD Dışişleri Bakanı devreye girerek, Ürdün`le ve Filistin Yönetimi`yle görüştü.
Fakat eylemler engellenemiyor.
Tam tersine, Filistin direniş grupları intifadanın daha da yaygınlaştırılması çağrısında bulunuyor.
Yani İsrail zor durumda.
Hal böyleyken gündeme Türkiye-İsrail ilişkilerinin normalleşeceği haberi düştü.
Şaşkınlığa yol açması gayet normal.
İlişkilerin yeniden normalleşmesi için Ankara`nın her fırsatta dile getirdiği üç şart var:
Özür dilenmesi, tazminat ödenmesi ve Gazze`ye uygulanan ablukanın kaldırılması.
Üçüncü şartı, yani ablukanın kaldırılması şartını İsrail`in kesinlikle yerine getirmeyeceği yönünde yaygın bir kanaat mevcut.
Bu nedenle ablukanın kaldırılması şartından bir şekilde vazgeçileceği endişesi hâkim.
Ne olabilir?
Örneğin, İsrail “Gazze Şeridi`ne daha fazla ilaç, yakıt, gıda maddesi ve inşaat malzemesi girişine izin vereceğim” der ve kamuoyuna bu, sanki abluka kaldırılmış gibi sunulur.
Umarım Türkiye böyle bir dalavereye alet olmaz.
Ankara`dan yapılan son açıklama, görüşmelerin devam ettiği ve henüz bir anlaşma olmadığı, Türkiye`nin ablukanın kaldırılması şartından kesinlikle vazgeçmeyeceği yönünde.
Netanyahu da Pazartesi akşamı anlaşma olmadığını söyledi ve gayet net konuştu:
“Ablukayı kaldırmayacağız.”
İsrail`in istediği, üç-beş kuruş tazminat ve Gazze Şeridi`ne girişine izin verilen mallara bir miktar daha ekleme karşılığında ilişkilerin normalleştirilmesi ve Mavi Marmara dosyasının tamamen kapatılması.
Gazzeliler, bu konuda ne diyor?
Öncelikle şunu bilmek gerekiyor:
Kabul etmeseler ve yanlış da bulsalar medya üzerinden Türkiye`yi eleştirmeleri zor.
Ne diyebilirler ki?
Gazze`de yaşayan biri doktor, diğeri gazeteci iki arkadaşla konuştum.
Gazeteci arkadaşım, “Türkiye`nin Mavi Marmara şehitlerine ihanet etmeyeceğine inanıyoruz” dedi ve abluka kaldırılmadan ilişkilerin düzelmemesi gerektiğini söyledi.
Aksi takdirde AK Parti`nin imajının çok büyük yara alacağına dikkat çekti.
Doktor arkadaşım ise, yayınlanan haberlerin kendilerini sevindirmediğini ifade etti.
Türkiye`nin içinde bulunduğu durumun farkında olduğunu; fakat krizi aşmak için atılacak adımların İsrail`den uzak olmasını temenni ettiklerini belirtti.
Her ikisi de İsrail`in anlaşmalara bağlı kalmadığının ve verdiği sözleri çiğnediğinin altını çizdi.
İsrail`le yeniden yağlı-ballı olduktan sonra Netanyahu`ya sözümüzü dinletebileceğimizi sanan varsa fena halde yanılıyor.
Olmert`in ihaneti unutuldu mu?
“Mü`min, aynı delikten iki kez sokulmaz.”
İsmail Yaşa / Diriliş Postası