Adana'da Tekir Yaylası'nda kaldığı eve 2001 yılında yapılan baskın sonucu katledilen Hizbullah cemaatinin önde gelen isimlerinden Selahaddin Ürük`ün anne ve babası, kapılarını İlke Haber Ajansı`na (İLKHA) açtılar.  

Mardin`in Mazıdağı ilçesinde eski ancak mütevazı bir evde eşi Sultan ile birlikte yaşayan Hacı Mehmet Ürük, oğlunun daha çok küçük yaşlardan itibaren İslami ilimlere yöneldiğini ve 6 yaşında Kur`an-ı Kerim`i hatmettiğini söyledi. Merhum Ürük`ün okula da gittiğini ve bölgedeki okullar arasından yapılan sınavlarda ikinci sırada olduğunu kaydeden Baba Ürük, bunun Allah vergisi olduğunu söyledi. Merhum Ürük`ün ortaokulu bitirdikten sonra Diyarbakır Yatılı Bölge Okulu`nu kazandığını hatırlatan Baba Ürük, liseyi de Samsun`da bitirdiğini ifade etti.

“Ömrünü İslami hizmetlere adadı”

Oğlunun 1984 yılında Hizbullah Cemaati Lideri Hüseyin Velioğlu ile tanıştığını aktaran Ürük, daha sonra dünya işlerini ellerinin tersi ile iterek ömrünü İslami hizmetlere adadığını söyledi. Oğlunun, 1992 yılında gözaltına alındığını ve çıkarıldığı mahkemece tutuklanıp Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevine konulduğunu anımsatan Ürük, yaklaşık 10 ay sonra tahliye olduğunu ve 1994 yılında ise hakkında gıyabi tutuklama kararı çıktığını ve muhacir hayatı yaşamaya başladığını söyledi.

“Şehadetine çok sevindik”

2001 yılında Adana'da Tekir Yaylası'nda kaldığı eve yapılan baskın sonucu oğlunun katledildiğini ifade eden Baba Ürük, “Rabbim, her ikisini de çok sevdi ki yanına aldı ve mertebelerini yükseltti. Hem Hüseyin Velioğlu hem de oğlum; dünyalık makamları terk ederek sadece rıza-i ilahi için çalıştılar. Kur`an ve sünnete sarılarak insanlığa faydalı olmaya çalıştılar. Bunun karşılığı elbette şehitlik olacaktı, nihayetinde şehid oldular.” diye konuştu.

“Nerede olursa olsun İslam`ı anlatmaktan geri durmazdı”

Oğlunun, çok güzel bir ahlaka sahip olduğunun altını çizen Ürük, herkes tarafından sevilen ve sayılan birisi olduğunu ifade etti. Baba Ürük, “Şehid, bir yere oturduğu zaman hemen etrafını gençler sarardı. Gençlere İslam`ı anlatır, nasihatlerde bulunurdu. Özellikle bu dünyanın geçiciliğine aldanılmaması, ahiret yurduna hazırlık yapılması gerektiğini söylüyordu. Sürekli, oturma zamanı değil, Allah ve Resulü için çalışmanın zamanı olduğunu söylüyordu. Benimle onun arası çok iyiydi, hiçbir zaman beni üzdüğünü hatırlamıyorum.” dedi.

“Gençliğinizi Allah ve Resulü yolunda tüketin”

Oğlu Selahaddin`in gençlere çok önem verdiğini ve sürekli gençlerle bir araya geldiğini anımsatan Ürük, gençlere şu tavsiyelerde bulundu: “Bir şehid babası olarak gençlere tavsiyem;  gençliğinizi Allah ve Resulü yolunda tüketin. Dört günlük dünya hayatı boştur, önemli olan ahrettir. Cennet ve cehennem var, ahiret yurdu var. Yüksel makamlar var. Selahaddin`im gibi dini mübin için kendinizi feda edin. Şehitlik makamı çok büyüktür, şuan şehitlerimiz zevk-u sefa içindedirler. Rabbim, bana da şehadeti nasip etsin.”

“Evin bir odasında 70-80 çocuğa Kur`an dersi veriyordu”

Anne Sultan Ürük ise oğlunun şehadetiyle iftihar ettiğini dile getirerek, şunları söyledi: “Yine, şuan oturduğumuz evdeydik, Selahaddin, mahallenin çocuklarına Kur`an-ı Kerim dersi veriyordu. 70-80 çocuk bu odanın içinde Kur`an dersi alıyordu. Çok seviniyordum, inanın kanatlarım olsaydı uçacaktım. Aradan uzun zaman geçti, oğlum şehit oldu ve ben de ihtiyarlandım. Şimdi Selahaddin`in Kur`an dersi verdiği çocuklar bana sahip çıkıyorlar. Beni nerede görseler elimi öpüyorlar, bir ihtiyacımın olup olmadığını soruyorlar.  Beni adeta baş tacı ediyorlar. Bir Selahaddin kaybettim ama binlerce Selahaddin kazandım.”

“Allah yolunda olduğu için şehid ettiler”

Oğlunu çok sevdiğini ve aynı şekilde oğlunun da kendisini çok sevdiğini kaydeden Anne Ürük, “Bana sürekli, ‘Ey annem! Sen ne kadar tatlısın, ne kadar güzelsin` diyordu. Allah ve Kur`an yolunda olduğu için onu şehid ettiler. Bizler, Allah ve Kur`an yolundayız, olmaya da devam edeceğiz inşallah.” diye konuştu.

Cezaevine girdiğinde yaktığı ağıtı okudu

Oğlunun 1992 yılında tutuklanıp Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevine konulduğunu hatırlatan Anne Ürük, oğlu cezaevindeyken üzerine yaktığı bir ağıtı da okudu, fotoğrafına bakarak şehadetiyle gurur duyduğunu ifade etti. (İLKHA)