Bizleri yoktan var eden, varlığından haberdar eden, sırat-ı müstakim üzere yürümemiz için Kitab-ı Kerim`ini inzal buyuran Allah`a sonsuz hamd u senalar ve şükürler olsun. Âlemlere Rahmet olarak gönderilen iki cihan güneşi Efendimiz Hz. Muhammed`e (sav); aline, ashabına ve tüm Müslümanlara salat ve selam olsun.

Bir Murat`ım var. Beni hem sever hem de sayar. Cezaevine girdim gireli onu görüş günleri ziyaret mahallerinde görürüm. Akrabam değildir, ama görüşüme en çok gelenlerin başında gelir. Mehmet`im var, onu anlatmaya dilim varmaz. Resmiyette vasimdir. Hakikatte ise can kardeşim. Şöyle desem herhalde abartmış olmam; cezaevinde olana Allah Teâla, Murat ve Mehmet gibi kardeşler lutfetse, ona çok büyük bir lutüfta bulunmuş olur. Şükür kabilinden, Allah Teâla`nın üzerimdeki bu büyük lütfunu paylaşma gereği duydum. Buna dair söylenecek elbette çok şey vardır. Belki de bu çerçevede söylenecekler, güzel bir eser teşkil eder. En güzel eserler de, hayatta yaşananlardan teşkil edilen eserler değil mi? Anlatmak istediğim asıl konuya geleyim. Murat kardeşim, ara ara beni yazmaya teşvik eder. Bu satırları da onun ısrarlı teşvikleriyle kaleme almış bulunuyorum. Hatta bir seferinde “zindandan mektup var” sayfasında ondan bir mektup yazılmış olduğunu gördüm. Herhalde beni gayrete getirmek için yazmıştır.

İşte, bende onun teşvik ve gayrete getirmeleriyle bir selam vereyim dedim. Ardından gündeme dair bir şeyler yazmak istedim. Başladığım bu işin hayrını Rabbim bana öyle güzel bir tevafukla gösterdi ki bu da benim için Rabbimden hem bir teşvik, hem de gündemimi belirlemesi olmuş oldu.

Allah rahmet eylesin, yakın zamanda vefat eden Prof. Vehbe Zuhayli`nin ‘Tefsirul veciz` adlı, Dua yayıncılık tarafından Türkçe`ye tercüme ettirilmiş ve dört cilt halinde bastırılmış bir eseri var. Mütercimi benim hocam, büyüğümdür. Bu vesileyle ona selam ve hürmetlerimi gönderiyorum.

Dua yayıncılıktan çıkan eserleri dua niyetine okuyor, birçok açıdan istifade etmeye çalışıyorum. Yazarlarını ve hak davadaki yaşam ve mücadelelerini ve bu uğurda çektiklerini bildiğimden, okuduğum her bir eserden çok büyük bir feyz alıyor, dua dua gönlümü şenlendiriyorum.

Tefsir`ul Veciz-i de böylesi bir niyetle okumaya karar verdim. Elime alıp okumaya başladığım gün, gündeme dair bir yazı kaleme aldım. Yazımı bitirip eserin birinci cildini elime aldım ve takdim ile okumaya başladım. Eserin takdimini yapan da, bir diğer güzel insan Mehmet Göktaş Hoca. Müellifi, mütercimi ve takdimcisi üç güzel insan olan bu güzel eserin daha ilk satırlarını okurken ve gündemini belirleyen tevafuklu takdim yazısının baş tarafı:

“Bismillahirrahmanirrahim. Kıyamet gününe kadar Rabbimizin koruması altında olan Kur`an-ı Kerim, içinde bulunduğumuz şu zaman diliminde bütün gündemlerin önünde yürümektedir. Şu anda insanlık âleminin önemli bir bölümünün gündeminde İslâm dolayısıyla Kur`an vardır. Çünkü İslâm yeryüzüne bir daha gelmekle, tarihin çeşitli dönemlerinde olduğu gibi hamlelerinden birini daha yapmaktadır.

Böyle bir dönemde Kur`an-ı Kerim biz Müslümanların hayatında çok daha etkin ve belirleyici bir şekilde yer almalıdır.

Hâkim olan Kur`anı, hayatın bütün alanlarına hâkim kılmak isteyenler mutlaka onu kendilerine öncelikle gündem yapmak zorundadırlar. Toplumun bütününe Allah Teâla`nın kitabını hâkim kılma hedefi olan Müslüman bireyin bütün günlerinin gündemini Kur`an oluşturmalıdır.

Kur`an`ın bir Müslümana gündem olması ne demektir. Her gün vaktinin önemli bir bölümünü doğrudan Kur`an mütalaasına ayırması demektir. Kendisini bu işe hasretmesi demektir. Sair vakitlerinde de bu atmosferi teneffüs etmesi demektir. Birlikte olduğu kişilere bu havayı yansıtması demektir. Bu yoğun çalışmalarından elde ettiğini başkalarına aktarması demektir. Başkalarının da Kur`an`da yakaladıkları önemli tespitlerinin olması demektir...” (tefsirul veciz cilt 1 s 5)

Ne güzel bir takdim! Rabbim gereğiyle amel etmeyi nasip etsin!

Selam ve dua ile....

Salih Yıldırım

Osmaniye 1 nolu T tipi Kapalı Cezaevi