Eğitim-Bir-Sen Şanlıurfa Şubesi, ‘İslam Geleneğinde Toplum ve Mekân` isimli bir seminer düzenledi. Endüstri Meslek Lisesi Konferans Salonunda saat 13.00`de gerçekleştirilen seminere Harran Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Ekinci, konuşmacı olarak katıldı.

Eğitim-Bir-Sen Başkanı Coşkun, seminerdeki açılış konuşmasında, “Mekânın değeri, içinde bulunan insana göredir. İnsanlar gelenek, görenek ve değer yargılarına göre yaşadıkları mekânları şekillendirirler. Bir insan önce kendisini sonra da şehrini inşa etmelidir. Kendisini bilgi, birikim, duygu ve düşünce boyutuyla inşa edemeyenlerin fiziki ve manevi yönde inşa etmesi düşünülemez.” diye konuştu.

Daha sonra sunumunu yapan Prof. Dr. Ekinci, İslam tarihinden örnekler vererek İslam`ın şehir anlayışın değindi.

İslam toplumunun özellikle 12. yüzyılda kendi konumunu dışardaki değerlendirmeler üzerine bina ettiğini belirten Ekinci, şehir kavramının tanımlamasının da aynı şekilde batı üzerinden yapılmaya başlandığını söyledi.

Kur`an-ı Kerim`de geçen şehir ayetlerinden örnekler veren Ekinci, “Kur`an`ın bahsettiği bir şehrin en temel özelliğinin emin belde olmasıdır. Beldetül Emin,  daha sonra Hz. Peygamber`in de Medine`yi inşa ederken temel pusula olarak aldığı kavramlardan biridir. Diğer bir kavram ise Beldetün tayyibe kavramıdır. Hz. Peygamber, fiziki ve sosyal bütün aktivitelerini yaparken, yani şehri güzelleştirirken aynı zamanda yaratıcının da emrini yerine getirmektedir. Yani şehri güzelleştirmek aynı zamanda Kur`an`ın emridir. Bir de hemen hemen Hz. Peygamber`den sonraki dönmelerde görülmeyen, aynı zamanda şehrin temel dinamiklerinden olan harem kavramı vardır. Harem kavramını ne Emeviler`de, ne Abbasiler`de, ne Memlükler`de görürsünüz tam anlamıyla. Ama kırıntıları Osmanlılarda görürsünüz.” dedi.

Hz. Peygamber`in şehir inşasını anlatan Ekici şöyle konuştu:

“ Hz. Peygamber öncelikle Medine`de yaşayan tüm grupların hak ve hukuklarını aktif kılmak için Medine`de bir şehir inşasına başlamıştır. Biz buna hak temelli bir şehir modeli diyoruz. Burada kadınından çocuğuna, Müslümanından gayr-i Müslimine, hatta müşrikine kadar herkesin hak ve hukukunu teminat altına aldığını görüyoruz.”

Müslümanların bir şehri inşa ederken kendi inanç ve kültürünü ortaya koyarak alternatif bir şehir modeli oluşturması gerektiğini söyleyen Ekinci, bu yapılmadığı süreci İslam medeniyetinin ayakta durmasının mümkün olamayacağını vurguladı.

Seminer yapılan sunumun ardından sona erdi. (Osman Gülebak-İLKHA)