Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve ORSAM (Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi) Danışmanı Doç. Dr. Ferhat Pirinççi, Rusya savaş uçağının düşürülmesiyle başlayan Türkiye-Rusya krizi ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.

Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi Eski Danışmanı da olan Doç. Dr. Ferhat Pirinççi, Türkiye-Suriye kriziyle ilgili İlke Haber Ajansı`nın (İLKHA) sorularını yanıtladı.

Rusya`nın Suriye`ye savaş uçaklarını DEAŞ gerekçesiyle gönderdiğini belirten Pirinççi, DEAŞ`ın hava gücünün olmamasına rağmen karadan havaya yönelik S-300 ve S-400 füzelerinin Suriye`ye gönderilmesinin bir mesaj olduğunu belirtti. Pirinççi, bu mesajın koalisyon uçaklarının DEAŞ hedeflerinin yerine Esad rejimini vurmaya başlaması ihtimaline karşı bir mesaj olduğunu ifade ederek, eğer bunlar kullanırsa Rusya`nın doğrudan doğruya koalisyon ülkeleriyle karşı karşıya kalma ihtimalini dile getirdi.

Düşürülen Rus uçağından sonra Türkiye ile Rusya arasındaki yaşanan ve yaşanacak gelişmeleri bütün yönleriyle değerlendiren Doç. Dr. Ferhat Pirinççi ile yaptığımız röportaj:

Türkiye`nin Rusya savaş uçağını düşürmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

“Rusya ciddi bir prestij kaybına uğradı”

Türkiye açısından değerlendirmek gerekirse Türkiye, Suriye krizinin başından beri net bir tutum takınmıştı. Bu krize doğrudan askeri müdahale olmayacak ama bununla beraber Türkiye`nin ulusal güvenliğini tehdit eden bir durum olursa mütekabiliyette bulunacak ve en nihayetinde bizim savaş uçağımızın düşürülmesinin ardından angajman kurallı ilan edilmişti. Bu angajman kuralları çerçevesinde kimliği ne olursa olsun Türkiye sınırlarını ihlal eden uçakların düşürülmesi kararı alınmıştı. Ki bu çerçevede Suriye helikopteri ve Suriye uçağını düşürdüğünü biliyoruz. Rus uçağına bu açıdan baktığımızda Türkiye sınırlarını ihlal eden ve 10 kere uyarılmasına rağmen bu ihlale devam eden uçağın düşürülmesinden daha doğal bir şey yoktur Türkiye açısından. Bu uçak Suriye`ye ait olmuş olsaydı belki de basında sadece bir alt yazı veya bir günlük haber olarak yer alıp gündemden düşülecekti. Ama Rusya uçağı olması ayrı bir özellik taşıyor. Bu sadece Rusya kamuoyu açısından değil, Rusya`nın bölgesel ve ulusal kamuoyu açısından bir darbe ve büyük bir prestij kaybına neden oldu. Bunu da Rusya`nın kolayca hazmedemeyeceğini düşünüyorum.

Özellikle şu dönemde ekonomik sorunlar yaşayan Rusya`nın Türkiye`ye ekonomik yaptırımlar uygulamasını rasyonel buluyor musunuz?

“Rusya`nın Türkiye`ye karşı ticari hamleleri ve yaptırım kararları elbette Rusya`ya zarar verecektir”

Rasyonel değil elbette. Türkiye`nin de Rusya`ya ihtiyacı var Rusya`nın da Türkiye`ye ihtiyacı var. Rusya`nın Türkiye`ye karşı ticari hamleleri ve yaptırım kararları elbette Rusya`ya zarar verecektir, Türkiye`ye zarar verdiğinden daha fazla zarar verecektir.  Bu açıdan rasyonel değil. Ama Rusya`da ki karar verme mekanizması, daha açık ifade etmek gerekirse Putin rasyonel bir insan mıdır dersek, hayır rasyonel değil. Zaten aynı anda birden fazla ülkede birden fazla çatışmaya girip ve aynı zamanda ülkesinde bütün kamuoyunu ve muhalefeti dikkate almadan bir ülke olarak düşündüğümüzde Putin de rasyonel değil. Bu açıdan Rusya yaşadığı prestij kaybını Türkiye`ye karşı bazı yaptırımları devam ettirerek ödetmek isteyecektir. En azından kaybolan prestijini kurtarmak isteyecektir. Ancak Türkiye ne bir Gürcistan ne Ukrayna ne de Suriye`dir. Yani Rusya, Türkiye hava sahasında, egemenlik alanlarında istediği gibi at koşturamayacağını en azından görmüş oldu.

Defaatle Türkiye hava sahasını ihlal eden Rusya'nın, Erdoğan ve NATO tarafından sert tepki görmesine rağmen ihlallere devam etmesinde Türkiye'yi tahrikle beraber başkaca hedefi olabilir mi?

“Suriye`de 250 bin insan katledilirken uluslar arası toplum sessiz kaldı”

Açıkçası ben çok fazla bir art niyet görmüyorum. Rusya sandı ki Ukrayna`da yaptığı gibi istediği her şeyi yapacak ve hiç kimse ona ses çıkarmayacak. Sonuçta Suriye`de 250 bin insan katledilirken uluslararası toplum sessiz kaldı. Esed rejimi tarafından kimyasal silahlar kullanılırken uluslararası toplum sessiz kaldı. Suriye`de 4 milyon insan ülkelerini terk edip başka ülkelere sığınırken uluslararası toplum sessiz kaldı. Hakeza Suriye`de 8 milyon kişi yerinden edilirken uluslararası toplum yine sessiz kaldı. Yani Rusya`nın beklentisi uluslararası toplumun sessiz kalmasıydı ama hesaba katmadığı nokta şu uluslararası toplumun sessizliğiyle Türkiye`nin herhangi bir tepki göstermemesi aynı şey değil. Bu açıdan baktığımızda Rusya`nın Türkiye`nin sabrını test etmekten ziyade Rusya`nın bir taktik hatası, aslında o uçağın ısrarlı bir şekilde Türkiye hava sahasını ihlal etmesi. Bundan sonra bir daha öyle bir hataya düşeceğini zannetmiyorum çünkü ciddi bir prestij kaybına uğradı ikincisini kaldıramaz. Rusya bunu bile kaldırmakta zorlanıyor.

Türkiye ile Rusya arasındaki gerilimde Çin'in sessiz kalmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

“Çin olaya ticari bakıyor”                                                                                                                                                      

Olay henüz küresel boyuta taşınmadı. İkili seviyede, hatta Suriye bile konuşulmuyor. Türkiye Rus uçağını Suriye`de düşürdü. Cumhurbaşkanı`nın deyimiyle; o Rus uçağının Suriye`de ne işi vardı? Dolaysıyla olay Suriye`de cereyan etmesine rağmen Türkiye, Suriye, Rusya üçgeni dahi kurulmadı. Şu an ikili seviyede, ikili bir aşamada seyrediyor. En azından ilk dönem algılaması bu şekilde. O açıdan Çin elbette sessiz kalacaktır. Ancak durum ne zaman ki bir küresel soruna dönüşür, ne zaman ki uluslararası boyuta ulaşır, Çin`in de harekete geçeceğini öngörebiliriz. Çin`in pozisyonu Suriye konusunda net: “Suriye`de rejim değişmedikçe mevcut rejimle iş birliğini sürdüreceğiz. Eğer rejim değişirse biz yeni bir rejimle işbirliği imkânları oluştururuz ve işimize bakarız.” diyor. Yani Çin olaya ticari bakıyor. Sonuçta hayati çıkarlarını doğrudan ilgilendirmeyen bir ülke. Bir İran olsaydı bir Hindistan olsaydı veya bir Suudi Arabistan olsaydı, yani Çin`in yoğun bir şekilde petrol sattığı ya da silah sattığı ülkelerden bir tanesi olsaydı, belki daha doğrudan politikalar izlerdi.

Putin`in geçtiğimiz günlerde ‘Türkiye yaptığına pişman olacak, yaptırımlar ekonomik yaptırımlarla sınırlı kalmayacak` şeklinde bir açıklaması oldu. Sizce bu bir savaş belirtisi mi?

“Rusya Türkiye`ye karşı PKK`yi kullanabilir”

Putin`in o açıklamasını biraz daha prestijini kurtarma olarak görüyorum. Yani Türkiye`ye doğrudan savaş açacağını düşünmüyorum. Böyle bir şey çılgınlık olur. Hani rasyonel bir karar mekanizması değil ama sonuçta o kadar da deli değildir Putin. Türkiye Rusya`ya karşı ekonomik ya da silahlı herhangi bir adım atmadı. Türkiye`nin elinde çok fazla koz var. Evet, Rusya`nın nükleer silahları olabilir veya askeri gücü Türkiye`ye kıyaslandığında biraz daha fazla olabilir. Ama en nihayetinde hesaba katılması gereken bir nokta da Türkiye`nin NATO üyeliği. Rusya`nın karşısında 28 üyeli bir NATO var ve dünyanın en büyük savunma örgütü olarak bakıldığında Türkiye`ye karşı doğrudan bir askeri angajmanın Rusya`nın Türkiye`ye karşı doğrudan askeri bir müdahalesi demek bütün NATO`nun Rusya`ya karşı müdahalesi demektir. Bu aslında ABD`nin, İngiltere`nin arayıp da bulamadığı bir fırsattır. Rusya, daha çok farklı yöntemler izleyecektir. Ne yapabilir burada? PKK`yi kullanabilir. Veya Esad rejiminin ömrünü uzatıp Suriye`deki istikrarsızlığı arttırarak özgür Suriye ordusu ve muhalifler üzerinden Türkiye`ye karşı olan ülkeler veya örgütlerle yakın işbirliği içine girebilir. Ama bunları daha çok üstü örtülü bir şekilde yapmaya çalışacaktır. Tabi Türkiye`nin de bu anlamda eli boş değil, henüz hiçbir şey de yapmadı.

Rusya'nın S-400 füzelerini Suriye`ye konuşlandırması, S-300`leri İran'a vermesi ve geçen haftalarda Rus basınına düşen Ermenistan'a hava savunma sistemin kurulacağı haberleri... Sizce Rusya ne yapmaya çalışıyor?

“S- 400 füzelerinin Suriye`ye yerleştirilmesi bir mesaj”

Rusya`nın savaş uçaklarını Suriye`ye göndererek bombardımanlara başlamasının asıl gerekçesi Suriye`de DEAŞ`ı ortadan kaldırmak. Şimdi bu noktadan baktığımızda DEAŞ`ın herhangi bir hava gücü yok. Hava kuvvetleri söz konusu değil. S-300 ve S-400 füzelerinin özelliğine baktığımızda ise bunlar karadan havaya füzeler. İnsan durup şöyle bir düşünür; Rusya bu füzeleri DEAŞ`le mücadele için mi götürdü? Suriye`nin hava savunma sistemleri gerçekten güçlü. Güçlü hava savunma sistemi olan bir ülkeye bu füzelerin gitmesi bir mesaj… Kime karşı? Olası bir koalisyon uçaklarının DEAŞ hedeflerinin yerine Esad rejimini vurmaya başlaması ihtimaline karşı bir mesaj. Rusya eğer bunları kullanırsa doğrudan doğruya koalisyon ülkeleriyle karşı karşıya olma anlamına gelir. Bir nevi caydırıcı amaçlarla götürdü. Dolaysıyla Rusya`nın S-300 füzelerinin vermesi bir müdahale söz konusu değilken çok büyük bir anlamı yoktur açıkçası. Rusya`nın bunları kullanabileceğini düşünmüyorum. Kullanırsa da Rusya açısından maliyeti çok fazla olacaktır. (Zeki Aras –İLKHA)