Erciyes Üniversitesi öğrenci kulüplerinden Rehber Gençlik Kulübü  “Sünnet, Kültür ve Medeniyet” konulu bir konferans düzenledi. Konferansta konuşan Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Beşer, Sünnet`in İslam`ın bütününün tatbik şekli olduğunu söyledi.

Konferansa Doğru Haber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Göktaş, Erciyes üniversitesi Dekan ve Öğretim görevlileri, Hacı Hüseyin Aksakal İmam hatip lisesi idari amirleri ve Kayseri`de bulunan sivil toplum kuruluşu yöneticileri katıldı.   

Erciyes Üniversitesi Sabancı Kültür Merkezi Konferans salonunda düzenlen program Erciyes Üniversitesi Camii İmamı Ramazan Şengül Hocanın Kur`an-ı Kerim tilaveti ile başladı.

Konferansın açılış konuşmasını Rehber Gençlik Kulübü Başkanı İlhami Öztürk yaptı. Ardından konuşan Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Anabilim Dalı`nda Öğretim Üyesi,  Prof. Dr. Faruk Beşer, sünnetin ne olduğunu anlayabilmek için bakış açıları önemli olduğunu söyledi.

‘Usulcü` gözüyle bakıldığı zaman dinin kaynağı olarak Resulullah`ın hayatını kast ettiklerini belirten Prof. Beşer, Resulullah`ın hayatının tamamında Kur`an-ı Kerim`in yer aldığını ifade ederek, “Bu anlamda sünnet, farzın veya vacibin bir altı değildir. Sünnet, İslam`ın bütününün tatbik şeklidir. Tabi bunlar biri öyle bakar biri böyle bakar derken kaç türlü sünnet var diye düşünülmemesi gerekir. Aslında hangi şeye hangi açıdan bakılırsa o açıdan kanıtlayabilirsiniz. Fıkıhçı da kendi teknolojisinde der ki; bir eylemi yapmak farzdır veya vaciptir veya sünnettir der ve böyle bir sıralama yapar. Bu anlamda da sünnet dediğimiz zaman farzın veya vacibin bir altı olarak anlamış oluruz.” dedi.

Peygamber Efendimizin, “Kim ümmetimin fesada uğradığı bir zamanda, benim sünnetime tutunup yapışır ve onu yaşarsa bir şehit sevabı alır.” hadisinin yanlış yorumlandığını söyleyen Beşer, “Bazen vaiz efendiler bu hadis-i şerifi, ‘misvak kullandığın zaman bir şehit sevabı alıyorsun` der.  Bu düşünce bence son derece yanlıştır. Orda bir sünneti derken Türkçedeki bir anlamı değildir. Yani o sünnetime anlamındadır. Resulullah`ın yaşadığı hayata,  yaşadığı İslam`a tutunursa (birisi) demektir. Fesada uğradığı bir zamanda  o ‘bir` şey olabilir. Dolayısıyla Kur`an-ı Kerim`in canlı hale gelmiş hali de diyebilirsiniz.” ifadelerini kullandı.

“Allah`ın sünnetinde değişme olmaz”

Beşer şunları söyledi: “Allah`ın da bir sünneti var. Kur`an-ı Kerim`de ‘Sünnettullah` ifadesi geçiyor. Allah`ın da bir tarzı, bir yaratması ve Allah`ça bir davranma biçimi var. Mesela Allah`ın sünnetinde değişme olmaz. Başkalarının sünnetinde değişme olur. Hoşumuza gitmez farklı bir şey yaparsın. Bu anlamda Allah`ın da sünneti var, diğer insanların da sünneti var, herkesin bir sünneti var.”

Beşer, Kültürün bize göre bir sabıkası olduğunu söyleyerek, “O sabıka,  kültür vahiy bilginin yerine insanın ürettiği bilginin ortaya çıkardığı hayat tarzıdır. Bu açıdan kültür kelimesine takılmak gerekir diye düşünüyorum. Böyle olunca bütün yaşama biçimi, dünyaya bakış, insana bakış hep o insanların ürettiği bilgilerle oluyor hümanizm denen şey doğuyor. ‘En büyük insan başka büyük yok` düşüncesi Hümanizmde, sanki insana değer verme gibi anlaşılırdı ama Hümanizm insanperestliktir, insanı en büyük saymaktır.” diye konuştu.

Medeniyetin temelinde dinin olması gerektiğini söyleyen Beşer, “Bu açıdan batı medeniyetinin bir medeniyeti olup olmadığı tartışılıyor. Batı medeniyeti bir medeniyet mi acaba, yoksa bir güç medeniyeti mi? Güçlü oldukları için mi böyle yapıyorlar. Medeniyet başkalarını ezer mi, sömürür mü? Medeniyet başka insanları aşağılar mı? Oysa bugün medeniyet denilince onlar kendilerini anlıyorlar. Amerika bir medeniyet mi? Acaba Amerika, İslam devletlerini ve diğer devletleri sömürmesini bir gün bırakırsa Amerika da Amerikalı imajı kalır mı? Hiçbir şey kalmaz insanlar birbirlerine girerler.” İfadeleriyle konuşmasına son verdi.

Programın ardından Kulüp Başkanı İlhami Öztürk tarafından Prof. Dr. Faruk Beşer`e, teşekkür nişanesi olarak bir demet çiçek verildi. (Fatih Gültekin- İLKHA)