DİYARBAKIR - Âlemlere rahmet olarak gönderilen peygamber efendimiz Hz Muhammed`in (s.a.v) Nurlu Doğum`u Diyarbakır`ın Sur İlçesine bağlı Bağıvar beldesinde de büyük bir coşkuyla kutlandı.

Peygamber Sevdalıları Platformu`nu oluşturan derneklerden Bağıvar-Der`in (Bağıvar İlmi Kültür Eğitim Sağlık Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği) organize ettiği "Hebibe Xweda Âlemlere Rahmet Hz Muhammed (sav)" isimli "Kutlu Doğum" programına halk yoğun ilgi gösterdi.

Kutlu Doğum programına Genç, yaşlı, kadın, erkek yüzlerce peygamber aşığının katıldı. Etkinliğin yapıldığı meydanda "Tu Bı Xer Hati Ey Roniya Ça`va" ve Selam Sana Kâinatın Efendisi" şeklinde afişler asıldı.

Saat: 13.00`de başlayan etkinlik Kur`an-ı Kerim tilaveti ile başladı, ardından Kürtçe Mevlidin okunmasıyla devam etti. Salâvatların susmadığı programda, efendimize atfen okunan şiir ve seslendirilen ilahiler, duygulu anlar yaşattı.

Müjdeler Olsun Ki, Allah Resulü`nün Kardeşleriyiz

Programda ilk olarak Kürtçe konuşan İnzar Dergisi Yazarlarında Mahmut Kılıç, Allah Resulü Hz. Muhammed`in (s.a.v) viladet yıldönümü kutlamak için bir araya geldiklerini, ancak amaçların sadece bu olmadığını söyledi. Kılıç, bu meydanda toplanmalarının asıl sebebini Allah`a ve Resulüne verdikleri sözü yenilemek olarak ifade etti.

Kılıç sözlerini şöyle sürdürdü, "İki cihan güneşimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v), Mekke`den Medine`ye hicret ederken, Medineli Ensar, o`nu karşılaş için toplanmışlardı. Kadınlar bir tarafa, erkekler de diğer tarafta beklemişlerdi. Efendimiz Medine`ye adım atar atmaz, Teleâ Bedru`yu okudular. Bugün sizler onun için toplanmışsınız ve sizler de efendimiz doğduğu için Teleâ Bedru`yu okuyorsunuz. O zaman sizlerde o Medineli ensar gibisiniz. Müjdeler olsun size Peygamber Efendimiz bir ashabına, `sizler benim ashabımsınız, ama beni görmeden iman edenler benim kardeşlerimdir` dedi. Yani sizler, bizler Allah Resulü`nün kardeşleriyiz. Müjdeler olsun size"

Canlarımızı ve Mallarımızı Feda Etmeye Hazırız

Bin 400 yıldır, dünyanın her tarafından Müslümanlara saldırıldığını belirten Kılıç, bedellerle İslam ümmetinin uyandığını söyledi. Kılıç, "Bizler iki Said`i Allah Resulü`nün sünneti için feda ettik. Hüseyin`lerimizi verdik, en güzellerini verdik. Ya Resulüllah, bizler bu meydandan sena selam gönderiyoruz ve bize bıraktığın mirasın için canlarımızı ve mallarımızı feda etmeye hazırız. Son nefesimize kadar da Allah`ın davasından vazgeçemeyeceğiz. Ve herkim Allah ile konuşmak isterse Kur`an- Kerim oksun ve herkim peygamber efendimiz ile konuşmak istese Peygamberin sünnetini oksun" dedi.

Rabbim Allah`tır` Dediği İçin Zulme Uğradılar
Daha n sonra Türkçe olarak bir konuşma yapan Ömer Çelik Hoca, Asrı Saadete yaşanan sıkıntı ve işkencelere değindi. Zayıfların ezildiği, içkinin su gibi tüketildiği, kız çocuklarını diri diri toprağa gömüldüğü ve kumar yüzünden evlerin yıkıldı bir zamanda Efendimizin dünyaya geldiğini belirten Çelik, efendimizin bir güneş gibi bu karanlıkları aydınlığa çevirdiğini söyledi.

Çelik şöyle konuştu, "Efendimiz Allah davasını anlatmaya başladığında Mekkeli müşrikler bir endişeye kapıldılar. `Ya bunların sayısı artarsa` diye baskı yapmaya başladılar, yetmedi, ambargo uyguladılar, yetmedi işkence yaptılar. Tüm bunlarda yetmeyince onu tehdit ettiler. Ama efendimiz davasından vazgeçmedi ve `bir elime ayı, diğer elime güneşi verseler ben yine vazgeçmem` dedi. Efendimiz evine giderken, yoluna dikenler koydular, Kâbe`de namaz kılarken deve işkembesi bıraktılar. Ne için `Rabbim Allah`tır` dediği için. Sonun da kaba kuvvete başvurdular, Sümeyye ve Yasir`i şehir ettiler, hem de oğulları Ammar`ın güzü önünde. Taif`teki dayılarına İslami anlatmaya gitti, ancak taşlandı" diye konuştu.

Bizlerde Bu Davadan Vazgeçmeyeceğiz

Tüm Peygamberin sıkıntılara maruz kaldığını ifade Çelik, bunun Sünnetullah olduğunu söyledi. Tüm sıkıntılara rağmen davalarından vazgeçmediklerini belirten Çelik, kendilerinin de vazgeçmeyeceklerini söyledi. Çelik, "1400 yıl önce efendimiz ve ashabına yapılanlar, bu günde bizlere yapılıyor. Başörtülü olduğu için tecrit ediliyor, kamusal alana sokulmuyor. Sizler bu kadar kişiyi öldürdü diyorlar. Bin 400 yıl değil, milyonlarca yıl geçse de zihniyetleri hep aynıdır" diye konuştu.

Yapılan konuşmaların ardından okunan dua ile program sona erdi.

M. Salih Keskin - İLKHA