Cafesiyaset.com.tr Yazarı Gazeteci Arzu Erdoğral, Yasin Börü davası hakkında gelinen noktayı Av. Murat Sadak`a sordu.
Arzu Erdoğral'ın yaptığı analizi ve Avukat Murat Sadak'ın yaptığı açıklamaları sizlerle paylaşıyoruz:
"Gündemde birçok konu var. Ama evladı katledilen annelerin feryadını duymazdan gelemezdim. Duruşmaya çok hasta olduğu için gidemeyen Yasin Börü`nün annesi Hatice Börü ile dün mahkeme devam ederken görüştük. Mahkemede yaşanan hukuksuzluklardan dolayı bir kez daha canı acıyan bir anneyi ve diğerlerini lütfen sizlerde unutmayın.
Peki, ne olmuştu?
Geçen yıl Kurban Bayramı'nın 4'üncü günüydü…
Kurban eti paketlerini ihtiyaç sahibi ailelere dağıtmak için Diyarbakır'ın Bağlar ilçesine Yasin Börü, Ahmet Dakak, Riyat Güneş, Hasan Gökguz ve Yusuf Er tüm iyi niyetleriyle gitmişti. Ancak Kobani bahanesi ile PKK ve HDP yandaşlarının vahşi saldırısına maruz kalan Yasin Börü ve arkadaşları katledildi. Bir tek Yusuf Er yaralı olarak kurtuldu. Bu vahşet 6-7 Ekim olayları olarak tarihe yazıldı.
Bir de hiç unutamadığımız bir şey vardı;
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş`ın ABD ziyaretinden döndükten sonra sokağa çıkın çağrısı yapmasının ardından bu vahşi cinayetler işlenmişti. Dava açıldı. Şimdiye kadar ise 34 sanığın yargılandığı dava da Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin skandal uygulamalarından ve tahliyelerden başka bir şey yok!
O hakimlere sormak gerekmez mi; bunca delil varken siz Yasin ve arkadaşları en sonunda kendi kendini mi katletti diyeceksiniz?
Bu soruyla birlikte şimdi hem son duruma bakalım hem de Av. Murat Sadak`ın söylediklerini sizler ile paylaşalım;
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Yasin Börü Davası'nda müşteki avukatların 'Reddi Hakim' talebi başta olmak üzere tüm talepler reddedildi.
Haklarında onlarca suç ve delil olmasına rağmen 4 sanık tahliye edildi.
Duruşma 7 Ocak`a ertelendi!
Konu ile ilgili görüştüğüm dava avukatlarından Murat Sadak ise dava dosyasının Diyarbakır'dan Ankara'ya getirildiğinden beri hukuksuzlukların yaşandığını söyleyerek sözlerine şu şekilde devam etti;
MAHKEME AÇIKÇA TARAF TUTUYOR
Güvenlik gerekçesi ile dosyanın bu mahkemeye gelmesinden bu yana mahkeme açıkça taraf tutarak birçok hukuk skandalı yaptı. İlk olarak mahkeme tensip ile daha savunma alınmadan, haklarında çok ciddi deliller olan 4 sanığı tahliye etti. Daha sonra duruşmada bizim yasal olan taleplerimiz vardı, bunların hepsini istisnasız reddetti. Biz bu retlere itiraz ettik, bu itiraza da cevap vermediler. Soruşturmanın genişletilmesi, delillerin toplanması gibi taleplerimiz reddedilmekle birlikte mahkeme, bu dosyayı bir iş yükü olarak gördü. Bu dosyadan en hızlı bir şekilde nasıl kurtulurum mantalitesiyle hareket etti.
4 SANIĞIN TAHLİYE KARARI SAVUNMALARI BİLE YAPILMADAN VERİLDİ
Bir önceki duruşmaya 60-70 avukat, yüzlerce izleyici, müştekiler ve medya mensupları vardı. Yani mahkeme ne kadar kişinin gelebileceğini gördü. Buna göre bir salon ayarlaması gerekirken, küçük bir salon ayarladı, yapmış olduğumuz itirazları da alay edercesine reddetti. Kendi sorumluluğunu bizim üzerimize attı. Bizde şunu söyledik; Adil bir yargılama yapılabilmesi için öncelikle fiziki koşulların sağlanması lazım.
Burada çok sayıda avukat ve müştekiler bulunuyor. Bunların arasında ise sağlıklı bir iletişim olması lazım. Her biri ayrı bir yerde konumlanmış. İçeride onlarca asker ve polis de var. Böyle bir ortamda sağlıklı bir yargılama yapılamaz. Bu emniyet ilkesine de aykırıdır. Giren herkesin duruşmayı izlemeye de hakkı var. Bunu mahkeme olarak sizin sağlamanız lazımdı. Biz bunu öngöremedik de diyemezsiniz, önceki duruşma ortada. Dahası sanıklara savunma ayarlasaydınız. Haklarında onlarca suçlama ve delil olmasına rağmen 4 sanığın tahliyesine savunmalarını bile yapmamışken karar verdiniz.
Çekilmelerini istedik, çekilme talebini de ret ettiler. Bu ret edildikten sonra mahkeme sadece acil olan işleri yapabilir ki bunların içinde sanıkların tutukluluğunu değerlendirebilir. Onun dışında hiçbir işlem yapamaz. Bu ret kararı kesinleşinceye kadar. Buna rağmen mahkeme gizli tanığı dinledi. Baştan beri usulsüz olan bir şeydi. Şu an gizli tanığın vermiş olduğu ifadenin hukuki karşılığı yok. Söyledikleri doğru da olsa yanlış da olsa bir karşılığı yok. Şu an verilen tahliye kararlarına baktığımızda taraf olmasının gereğini yaptı. Verilen kararları bu anlamda ceza hukuku açısından değerlendirmek anlamsız ve gereksiz.
TEK İSTEĞİMİZ ADİL BİR YARGILAMA
Tek isteğimiz etkin yapılmayan soruşturmanın etkin ve adil bir şekilde yapılması, dosyadaki faillerin ve bu faillere egemen olan cani ve barbarca düşüncenin mahkûm edilmesiydi. Bu düşünce mahkum olmadığı takdir de bu cinayetler yine işlenebilir. Barbarca, zalimce işlenen bu cinayet bizim topraklarımıza, ülkemize yabancı. Bunu yapacak olan da mahkeme ama görmemezlikten geliyor. Ayrıca mahkeme yaşanan vahşetin azmettiricilerinin de yargılanmasını kabul etmiyor.
Şu ana kadar mahkemenin tahliye ettiği 9 kişi oldu. Davayı hukuki açıdan değerlendirmek istemesem de verilen tahliyelerin hepsi hukuk dışıdır. Mahkeme bu şekilde olduğu sürece bundan sonra da tahliyeler devam edecek. Mahkeme taraf tutarak yargılamaya devam etse de yapılan tüm bu hukuksuzlara bizler itiraz etmeye devam edeceğiz. (Cafesiyaset.com.tr)