İSTANBUL: Anadolu 10. Sulh Ceza Hakimliği'nin, Kaynak Holding ve bünyesindeki şirketlere kayyum atanmasına ilişkin kararında, Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Daire Başkanlığı bünyesinde kurulan inceleme kurulu ile MASAK tarafından yapılan incelemeler sonucunda hazırlanan raporlara yer verildi.
Kararda, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü, Kaçakçılık ve Mali Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, KOM Daire Başkanlığı'nca oluşturulan kurulun incelemelere başladığı anlatıldı.
Henüz incelemenin başında olunmasına rağmen çok ciddi bulgulara ulaşıldığı belirtilen kararda, şunlar kaydedildi:
"Normal ticari faaliyetlerinden çok, PDY/FETÖ'nün bünyesinde olduğu belirlenen kurum ve kuruluşları ilgilendiren yazışma ve para trafiklerinin olduğu, bu işlemlerin teyidi için şirket merkezlerine yeni incelemeler ve yeni bilgi ve belge taleplerinin zorunlu olduğu, böyle olunca mevcut yönetimin istenen bilgi ve belgeleri vermeyecekleri gibi var olan bilgi ve belgeler üzerinde tahribat yaparak yok edebilme ihtimallerinin bulunduğu, aynı zamanda şirketlerin kendileri aleyhine operasyon ihtimalini düşünerek, şirketlerin içini boşaltarak terör örgütüne aktarma ihtimallerinin yüksek olduğunun belirlendiği, soruşturma aşamasındaki incelemelerin tam ve sağlıklı olarak yapılabilmesi, terörün finansman kaynaklarının kesilebilmesi ve sağlıklı son rapor düzenlenebilmesi için kayyum atanması dahil tedbirlerin uygulanmasının doğru olabileceği hususunun Cumhuriyet Başsavcılığı'nın takdirinde olduğu belirtilerek, ilk inceleme raporu sunulmuştur."
Bu rapora göre, Kaynak Holding ve bağlı ticari kuruluşların bilgisayarlarından alınan imajların incelenmesinde bu bağlantıyı destekleyebileceği değerlendirilen bazı hususlara rastlanıldığı aktarılan kararda, bu hususlar 12 madde halinde sıralandı.
Raporda yer alan tespitler
KOM Daire Başkanlığı'nca oluşturulan inceleme kurulunun hazırladığı ön inceleme raporunda, "Dua listesi" adı altında hazırlanmış excel dosyası içinde başta kamuoyunda "FETÖ/PDY terör örgütü lideri" olarak bilinen Fetullah Gülen olmak üzere alfabetik sıraya göre toplam 944 kişinin ismini içeren liste bulunduğu, listedeki bazı şahısların Kaynak Holding ve bünyesinde çalışan kişiler olsa da birçok şahsın bu şirketler grubuna mensup olmayan kişilerden oluştuğu belirtildi.
İnceleme raporunda, şirket çalışanlarının kamuoyunda "FETÖ lideri" olarak bilinen Fetullah Gülen'den sürekli bahsettikleri, adı geçen şahsın hastalanması durumunda bile şirket çalışanlarından dua istedikleri, "hizmet" ve "hocaefendi" kelimelerini genellikle birlikte kullandıkları, şarkılarda bile "hizmet", "himmet", "abi" gibi ifadeler kullandıkları ve bu durumu dünyaya geliş amacı olarak tanımladıkları, imajları incelenen bu şirketlerin bahsedilen yapı ile maddi ve manevi olarak bağlantılı olabileceği yönünde tespit yapıldığı vurgulandı.
Kod isim kullanıyorlar
Bazı mailleşmelerde (G) ve (B) gibi kod isimlerin kullanıldığının tespit edildiğine yer verilen raporda, kod isim metodunun da genellikle yasa dışı suç örgütleri tarafından kullanılan, kolluk kuvvetlerinin yapacağı takibi zorlaştırmayı amaçlayan ve sadece bu örgüte mensup olanların anlayabileceği bir kripto sistemi olduğu belirtildi.
İnceleme raporunda, bir e-posta içeriğinde, kamuoyunda PDY'nin eğitim kurumları olarak bilinen bir dershanenin öğrencilerinin işe yerleştirilme faaliyetinden bahsedildiği, yine başka bir mailde KPSS sonuçlarına göre kamuda işe yerleştirilmeleri düşünülen 100 kişilik bir listenin olduğunun görüldüğü bilgisi verildi.
İncelenen bir videoda, bir şahsın Arnavutluk veya Kosova'da olduğu değerlendirilen bir okulun Almanların gayretleri ve himmetleriyle yapıldığından bahsettiği kaydedilen raporda, bir havale işlemine dair mail içeriği incelendiğinde, Kaynak Holding'e ait olmayan başka bir firmanın yetkilisi tarafından Türkmenistan'dan bir şahsın talimatı ile holding çalışanı S.K'ya para gönderme işleminin yapıldığı, bahse konu para transferine benzer başkaca para transferlerinin olup olmadığına yönelik araştırmaların derinleştirilmesi gerektiği şeklinde görüş bildirildi.
MASAK tarafından düzenlenen analiz raporu
Sulh Ceza Hakimliği'nin kararında, MASAK tarafından düzenlenen analiz raporunun "değerlendirme" ve "sonuç başlıkları" adlı bölümlerine de yer verildi.
Bu rapora göre, yurtiçi ve yurtdışındaki kurumların birbiriyle ilişkili oldukları, bu kurumlarda ortaklık yapanların neredeyse tüm şirketlerde ortak oldukları, yapıldığı tespit edilen mali içerikli önemli ve bilinçli davranışların örgüte finansal destek amaçlı olduğunun tespit edildiği kaydedildi.
Analiz raporunda, talimatların tek merkezden alındığı, özellikle yurtdışında bulunan "Gülenist" kuruluşlara yapılan bağış ve yardımların toplumsal ve ticari hayatın olağan akışına, ticari teknik ve icaplara uygun olmadığı, MASAK'ın çalışma alanı kapsamında birçok kara para aklama eyleminin varlığının tespit edildiği vurgulandı.
Önemli isimler yurtdışına kaçtı
Analiz raporunda, Kaynak Holding ve bağlı şirketlerde hakim ortaklardan aralarında özellikle Mustafa Özcan, Naci Tosun, İzzet Akyar, Çetin Hakkı Şaşmaz gibi isimlerin bulunduğu 14 kişinin kamuoyunda "17-25 Aralık darbe girişimi" olarak bilinen operasyondan sonra belli aralıklarla yurtdışına çıktıkları, halen yurtdışında bulunduklarının belirlendiği vurgulandı.
Analiz raporunda, gerek MASAK raporu, gerek KOM Daire Başkanlığı'nda oluşturulan kurulun incelemeleri sonucunda elde edilen bilgileri içeren ön değerlendirme raporu birlikte incelendiğinde, Kaynak Holding ve bağlı şirketlerin yasa dışı PDY örgütünün tamamen yurtiçinde ve yurt dışındaki faaliyetleri sırasında ihtiyaç duyacağı parasal kaynakların temin edilmesi, transfer edilmesi ve birbirleri arasında mali ağın oluşturulması amacıyla kurulduğunun açık olduğu belirtildi.
Yurtdışında kurulan tüm şirket ve okulların Türkiye'de de bir parçasının bulunduğu, adreslerinin hiçbir şekilde sağlıklı olmadığı vurgulanan analiz raporunda, yine yurtdışındaki okullara önce Kaynak Holding'e bağlı şirketler tarafından Bank Asya'dan kredi kullanılarak hileli yöntemlerle aktarıldığı, bu kredilerin Kaynak Holding'e bağlı şirketler tarafından belirli bir program dahilinde taksitler paylaşılarak ödendiğinin anlaşıldığı bilgisi verildi.
Sulh Ceza Hakimliği kararında, tüm bu anlatılanlar karşısında, Kaynak Holding'e bağlı şirketler ile dernek ve vakıfların Gülen örgütünün finansmanını sağladıkları, Gülen örgütünün propagandasını yaptıkları, buna ilişkin incelemelerin halen devam ettiği belirtildi.
Kararda, şu bilgiler aktarıldı:
"Yine FETÖ/PDY örgütü aleyhine deliller toplandıkça şirketlere ve şirket yöneticilerine yönelik yeni operasyonlar yapılabileceği düşünülerek, mevcut yöneticiler tarafından şirketlerin mal varlıklarının başkalarına devredilebileceği hatta tamamen satılarak nakde çevrilip yine örgütün amaçları doğrultusunda kullanılabileceği, ayrıca ön inceleme raporunda tespit edilen verilerin araştırılması sonucunda örgüte yardım, yataklık ve mali kaynak sağlamaya, kendilerine isnat olunan müsnet suçları işlemeye devam edecekleri hususu izahtan varestedir."