Sevginin sözlük anlamı; bir kişiye veya bir şeye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygudur.
Saygının sözlük anlamı; hürmet göstermektir. Büyüklük ve değer duyulmasını sağlayan histir.

Sevgi ve saygı; insan olmanın, insanca yaşamanın iki temel kuralıdır. Bu temeller, toplum içindeki yaşamı düzenleyen ve kardeşçe yaşamaya vesile olan ahlaki esaslardır.
"Sevilmesi ve saygı duyulması gereken bir insanın mükemmel ve kusursuz olması gerekir." düşüncesi tamamen yanlış bir düşüncedir. Çünkü insan olmak hata yapmakla eş değerdir. Her insan hata yapmaya meyilli olduğu gibi her insanda sevilecek veya saygı duyulacak bir özellik vardır. Hz. Peygamber (s.a.v) ashabıyla beraber yürürken yol kenarında bir köpek ölüsüne denk gelirler. Sahabelerden bazıları bu manzara karşısında "Bu leş ne kadar da pis kokuyor" demekten kendilerini alamazlar. Bu durum karşısında Allah Rasulünün tepkisi ise hayli farklı olmuştur: "Köpeğin ne güzel dişleri var!" Aslında Hz. Peygamber (s.a.v) ‘kötünün içinde de bir güzellik vardır` vurgusu yapar.
Hz. Peygamber (s.a.v)'in "Kişi sevdiğiyle beraberdir, sevdiğin birine, sevdiğini söyle, kendin için istediğini din kardeşin için de istemedikçe hakiki Müslüman olamazsın, bir Müslüman`a sövmek fısk, onunla savaşmak küfürdür." hadis-i şerifleri, aslında sevgi ve saygının İslam'ın temel esaslarından olduklarını da vurgulaması anlamına gelir.
Allah`u Teala mü'minler arasındaki sevgi, saygı ve kardeşliği Hucurat suresi,10. Ayette şöyle açıklıyor. "Mü'minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup düzeltin ve Allah'tan korkup sakının. Umulur ki esirgenirsiniz." Tefhimul Kuran`da İmam Mevdudi bu konuyu şöyle açıklar. "Bu Ayet yeryüzündeki tüm Müslümanları evrensel bir ailenin bireyleri olarak ilan etmektedir.

Sevgi ve saygının kendilerinde öne çıkmadığı bir toplumun istikrarlı olması ve istikbalde var olmasını garantileyecek başka hiçbir kavram yoktur. Maddi güç geldiği gibi bir gün yok olmaya da mahkûmdur. Ama manevi ve bir toplumun asıl gücü olan sevgi ve saygı, içinde bulunduğu toplumu daima aziz etmiştir. Tarih sayfalarına göz gezdirdiğimizde bunu açıkça görürüz. Buna örnek olarak Asrısaadet devrini gösterebiliriz. İçinde cehaletin hüküm sürdüğü, güçlünün zayıfı ezdiği, sevgi ve saygının yok olduğu bir toplum İslam ile tanışınca bambaşka birer kişilik kazandılar. Çünkü İslam sevgi ve saygıyı emreden bir dindir. Güçlünün gücünü kontrol altına aldığı gibi, savunmasız bir insanın da haklarının göz ardı edilmesine asla izin vermez. Küçüğün büyüğe saygı göstermesini emrettiği gibi, büyüğünde küçüğe sevgi göstermesini emreder.

Elbette ki sevgi ve saygı, yalnızca Allah`a imanı tatmış bir kalpte olur. Allah'a kulluğu kabul etmeyen bir kalpte, ne büyüğe saygı nede küçüğe sevgi duygusu olur.
Hakiki sevgi Allah sevgisidir. Allah'ı sevmeyen onun yarattıklarını sevemez. Kısacası İslam, bir toplumu yönetme dinidir. İçinde bulundurduğu hükümlerle kendisine mensup olanların, huzurlu ve kardeşçe yaşamasını sağlar. İslam'ın girmediği bir kalp, bir toplum ve bir devletten; sevgi, saygı ve bu iki duygudan meydana gelen hakların gözetilmesi asla beklenemez.
Huzur yalnızca İslam`dadır.

 

Zehra Özelçi / Konya – Yaş: 22

 

Genç Yazarlar ile HASBİHAL

Konya`dan Zehra Özelçi bacımız, mümin sevdiğinde Allah için sever. Bundan dolayı sevgisi için bir karşılık/mükâfat beklemez. Buğz ettiğinde de Allah için buğz eder. Müminin sevgisinde de buğzunda da nefsi işin içinde değildir. Nefis işin içine girdiğinde insanların sorunlarını çözmek mümkün değildir. Hiçbir nefis yenilgiyi mecbur kalmadıkça kabul etmez. Ancak Allah`a olan iman ve sadakatle insan benliğinden ve hakkından vazgeçebilir. Önceden düşmanken İslam sayesinde barışan ve kardeş olan nice kişi ve topluluklar bunun örnekleridir. Sevgi ve saygıyı İslam ahlakı çerçevesinde işlemişsiniz. Belli bir ana fikir etrafında toplanmış tecrübelerinizi de paylaştığınız yeni yazılarınızı bekliyoruz. Allah`a emanet olun.