Türkiye`nin dönem başkanlığı ve ev sahipliğinde gerçekleştirilen G-20 Antalya Liderler Zirvesi sona erdi.  Sonuçlarını paylaşmak üzere bir basın toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “G-20 bir zenginler kulübü değildir. Bizler sadece belirli bir refah seviyesini yakalamış toplumları değil, aynı zamanda, kalkınma çabaları devam eden ülkeleri de temsil ediyoruz.” dedi

Konuşmasında küresel barış ve istikrarın sağlanmadan, güçlü bir küresel ekonomiden bahsetmenin mümkün olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dolayısıyla G-20`nin küresel istikrarı doğrudan etkileyen meseleleri görmezlikten gelmek gibi bir lüksü olamaz.` Bu anlayışla, zirvede finansal konuların yanı sıra, terörizm ve mülteci krizini de ele aldık. Biz Türkiye olarak, terörizmin ne olduğunu çok iyi bilen, bunun ağır sonuçlarıyla 1970`li yıllardan beri yüzleşen bir ülkeyiz” ifadelerini kullandı.

Antalya Zirvesi Sonuç Bildirgesi`nin, G-20`nin önümüzdeki dönem çalışmalarını şekillendirecek önemli bir belge olduğuna inandığını ifade eden Erdoğan, 2016 yılı için G-20 dönem başkanlığını, Çin Halk Cumhuriyeti`ne devrettiklerini açıkladı.

Zirve öncesinde Paris`te yaşanan saldırılarının, liderler olarak kendilerini derinden üzdüğünü ve söz konusu saldırılarını şiddetle kınayıp Fransa`nın acılarını paylaştıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirve kapsamında dün gerçekleştirdikleri ilk oturumda Beyrut`tan Bağdat`a, Ankara`dan Paris`e kadar, saldırılarda hayatlarını kaybeden herkes için, G-20 liderleri olarak 1 dakikalık saygı duruşunda bulunduklarını hatırlattı.

2015 Antalya Zirvesi`nin en önemli sonuçlarından birinin, dünya ekonomisinin ve nüfusunun çok büyük bir bölümünü temsil eden G-20 ülkelerinin terörizmle mücadele konusunda güçlü bir duruş ortaya koymuş olmaları olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2008 yılından beri G-20 Zirvelerine katılan bir liderim. Başından beri söylediğim bir şey var: ‘Küresel barış ve istikrar sağlanmadan, güçlü bir küresel ekonomiden bahsetmemiz mümkün değildir. Dolayısıyla G-20`nin küresel istikrarı doğrudan etkileyen meseleleri görmezlikten gelmek gibi bir lüksü olamaz.` Bu anlayışla, zirvede finansal konuların yanısıra, terörizm ve mülteci krizini de ele aldık. Biz Türkiye olarak, terörizmin ne olduğunu çok iyi bilen, bunun ağır sonuçlarıyla 1970`li yıllardan beri yüzleşen bir ülkeyiz” diye konuştu.

Terörle mücadele konusunda uluslararası iş birliği noktasında üzerlerine ne düşüyorsa yapmaya hazır olduklarını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları söyledi: “Bu mücadelede samimi bir uluslararası iş birliği ve dayanışma şarttır. Terörizmle mücadele konusunda G-20 liderleri olarak kabul ettiğimiz bildiri, bu konudaki kararlı duruşumuzu ortaya koyması bakımından önemlidir. Terörün inancı, kökeni, bölgesi yoktur. Terörizmi herhangi bir dinle ilişkilendirmek son derece yanlış olduğu gibi, böyle bir tavır, o dinin mensuplarına yapılacak en büyük hakarettir. Zira bütün dinler için hayat hakkı kutsaldır. Biz bu anlayışı, tarihimizden ilham alarak, ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın` şeklinde ifade ediyoruz. Terör örgütleri arasında ayrım yapılmaksızın bu tehditle kararlı şekilde mücadele edilmelidir. Bu örgütler arasında ayrım yapan herkes, her ülke, bizim gözümüzde, terörizmle mücadele konusunda büyük bir hata içindedir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, G-20`de temsil edilen Müslüman liderler olarak IŞİD`e karşı ortak sorumluluklarının üzerinde durduklarını kaydetti.

“Mağdur insanların tamamına, inanç ve köken farkı gözetmeksizin kapılarımızı açtık"

Türkiye`nin de yer aldığı bölgede ve dünyanın farklı köşelerinde meydana gelen çatışmaların ve istikrarsızlıkların herkesi yakından ilgilendirdiğine, Türkiye`nin çevresinde artık yönetilemez hale gelmiş ülkelerin ortaya çıktığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye`nin en fazla öne çıkan ülke olduğunu söyledi.

Erdoğan,  “Sınır komşusu ve halkıyla yakın bağları olan bir ülke olarak, Suriye`de yaşanan dramın etkilerini ilk günden beri çok yakından hissediyoruz. Türkiye bugün 2,2 milyonu Suriyeli ve 300 bini Iraklı olmak üzere, 2,5 milyon mülteciyi topraklarında barındırıyor. Bu mağdur insanların tamamına, inanç ve köken farkı gözetmeksizin, kapılarımızı açtık. Bu tavır, her şeyden önce, bizim için bir insanlık vazifesidir. Ancak, karşı karşıya bulunduğumuz örneği görülmemiş sorun, bir ülkenin tek başına üstesinden gelebileceği boyutu çoktan aşmıştır. Esasen, sorunun derinleşmesi, evlerinden, vatanlarından uzaklaşan bu insanların geriye dönüş ümitlerinin her geçen gün zayıflamasından kaynaklanıyor. Suriye`de, ülkede yaşayan herkesin kabul edebileceği bir çözüm üzerinde uzlaşılmadan, göçmenler ve terörizm başta olmak üzere, bu bölge kaynaklı sorunların üstesinden gelinemez.” dedi.

“Kendi halkını katleden Esed`in Suriye`nin geleceğinde yeri yoktur”

Uluslararası toplumun, bu konuda artık etkin bir iş birliği, külfet paylaşımı ve samimi bir dayanışma içerisinde hareket etmesi gerektiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz cumartesi günü sona eren Viyana Görüşmeleri`nde gelinen aşamayı, ‘sorunun çözümü yolunda atılmış ümitvar bir adım` olarak gördüklerini söyledi.

“Kendi halkını katleden Esed`in Suriye`nin geleceğinde yeri yoktur. Esed bu şansını çoktan kaybetmiştir. Unutulmamalıdır ki, Suriyeli mülteciler DAEŞ`ten ve Esed rejiminin devlet teröründen kaçıyor. G-20 liderleri olarak, pek çok Avrupa ülkesinin toplam nüfusunu aşan sayıdaki bu mültecilere yardım için daha fazla gayret edeceğimizi açıkladık” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör olaylarıyla mülteciler arasında ilişki kurulmasını, insani sorumluluklardan kaçma gayreti olarak gördüklerini ifade etti.

Terörizmle mücadele ile mülteci krizine çözüm bulma çabalarının birlikte yürütülmesi gerektiğine ve bu insani krizle mücadelede samimi bir dayanışmanın ortaya konması gerektiğine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “G-20 olarak bu konuda dünyaya örnek teşkil etmemiz gerektiğine inanıyorum. Suriye`de insani güvenlik bağlamında atılması gereken adımlar daha fazla geciktirilmeden hayata geçirilmelidir. Bunu başarabilirsek, daha iyi bir gelecek konusunda tüm insanlığın güçlü bir umut beslemesine katkı sağlamış oluruz. Bu, bizim için en az, ‘güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyüme` kadar önemli bir hedeftir. Bunu birlikte yapabiliriz” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan zirvede, küresel ekonomiyi etkileyen temel zorluklar arasında 5 hususun üzerinde durarak bunları ayrıntılı olarak ele aldıklarını açıkladı ve bunları; ‘emtia fiyatlarında, özellikle de petrol fiyatlarındaki düşüş`, ‘gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye hareketlerindeki yavaşlama`, ‘küresel ticaretteki yavaşlama ve bunun büyümenin önünde ciddi bir engel olması`, ‘döviz kurlarında görülen sert hareketlerin finansal piyasalarda yol açtığı dalgalanma` ve ‘devam eden jeopolitik riskler` olarak sıraladı. ABD`de faiz oranlarının artırılmasının küresel ekonomiye etkileri üzerinde de durduklarını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu durumun, özellikle gelişmekte olan ülkelere muhtemel yansımalarının ve finansal piyasalardaki sonuçlarının dikkatle izlenmesi gerektiğinin altını çizdiklerini; liderler olarak, yapısal reformların makroekonomik politikalarla desteklenmesi gerekliliğini vurguladıklarını açıkladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan basın toplantısında, son yıllarda yaşanan önemli sıkıntılardan birinin de yatırımlardaki durgunluk olduğuna dikkat çekerek zirvede, büyüme hedeflerine ulaşabilmek için yatırımların canlandırılması gerektiği konusunda görüş birliği içinde olunduğunu dile getirdi. Bunun için G-20 ülkelerinin, somut ve kapsamlı yatırım stratejileri hazırladıklarını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu yatırım stratejilerinin hayata geçirilmesinin, 2018 sonuna kadar, küresel düzeyde yatırım miktarını 4,4 trilyon dolar civarında artıracağı hesap ediliyor” diye konuştu.

Alternatif finansman araçları kapsamında, İslami finansın gündeme alınması gerektiğine inandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyük şirketlere kıyasla, finansmana erişim ve küresel ticaret sistemine entegrasyon gibi hususlarda dezavantajlı durumda olan KOBİ`lerin finansmana erişimini kolaylaştıracak adımların atılması gerektiğini düşündüklerini bildirdi.

“G-20 bir zenginler kulübü değildir”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, G-20`nin 2008 küresel krizinin ardından üstlendiği en önemli rolün, küresel finans piyasalarının dayanıklılığının artırılması olduğunu hatırlatarak, finans sisteminin en önemli aktörleri olan bankacılık ve sigortacılık şirketlerinin krize sebebiyet vermemesi için, sağlam bir düzenleme çerçevesini tesis etmiş durumda olduklarını vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, önümüzdeki dönemde bu alanda gerçekleştirilen reformların tam ve kararlı bir şekilde uygulanması için çalışmalarını sürdüreceklerini söyledi.

“G-20 bir zenginler kulübü değildir. Bizler sadece belirli bir refah seviyesini yakalamış toplumları değil, aynı zamanda, kalkınma çabaları devam eden ülkeleri de temsil ediyoruz” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Dünyanın önde gelen gelişmiş ve yükselen ekonomilerinin temsilcileri olarak, düşük gelirli ve gelişmekte olan ülkelerin halinden de anlıyoruz. Dolayısıyla bu noktada söyleyecek sözümüzün olması gerekir. Bu anlayışla, G-20 kalkınma gündeminin, ‘Sürdürülebilir Kalkınma İçin 2030 Gündemi`ni destekleyecek şekilde, yeniden yapılandırılması için mutabık kaldık. Kültür ve medeniyet değerlerini adalet üzerine bina eden bir ülke olarak, kapsayıcılık ilkesini, bu doğrultuda ısrarla savunmaya devam edeceğimizi özellikle belirtmek istiyorum.”

Gıda kayıpları ve israfın azaltılması

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl gündemlerinde ‘gıda güvenliği`, ‘özel sektörün kalkınmadaki rolü` ve ‘gelişmekte olan pek çok ülke için önemli bir gelir kaynağı durumundaki işçi dövizi transferleri` konularının da olduğunu ve bu konuları öne çıkardıklarını belirterek, zirvenin sonuçlarına ilişkin şu açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Küresel bir sorun olan gıda kayıpları ve israfın azaltılması konusunu, ilk kez G-20 gündemine taşıdık. Liderler olarak, özel sektörün kalkınmadaki rolünü güçlendirme konusunda da bir çağrıda bulunduk. Dönem Başkanlığımızın katkıları olarak, sadece bunlarla yetinmedik. Bu yıl ilk kez düzenlenen G-20 Enerji Bakanları toplantısının gündemine, özellikle Afrika`da enerjiye erişimin artırılması konusunu taşıdık. G-20 Enerji Bakanlarını, Afrikalı Bakanlar ve ilgili uluslararası örgütlerle bir araya getirerek, bu konuda bir sinerji oluşturmayı da hedefledik.”

Basın açıklamasının sonunda Antalya G-20 Liderler Zirvesi`nin sonuçlarının Türkiye ve tüm dünya için hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirveye katılan tüm devlet ve hükümet başkanlarına, zirvenin hazırlık aşamasında ve düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını, önümüzdeki yıl Çin Halk Cumhuriyeti`nin dönem başkanlığında yapılacak zirvenin şimdiden hayırlı olmasını dileyerek tamamladı. (İLKHA)