İşgalci Siyonist askerler en son Cenin şehrinde askerleri bıçaklamaya kalkıştığı iddiasıyla Filistinli genç Mahmut Nezzal`ı sokak ortasında şehit etti. Askerler bu iddiada bulunurken, kendilerini destekleyecek tek bir kanıt sunamadılar. Şehit Mahmut sebepsiz yere sokak ortasında şehit edilen ilk Filistinli genç değildi tabi. En son da olmayacak. Mescidi Aksa için, Kudüs için başlatılan intifadanın en belirgin özelliklerinden biri de işte budur. Filistinli gençlerin başlattığı direniş karşısında çılgına dönen ve adeta kuduran işgal güçleriyle Siyonist çeteler bıçaklanma korkusuyla şüphelendikleri Filistinli gençleri sokak ortasında vurmakta, hatta bazen kendilerinden olan kişileri bile vurmaktadırlar. Bu bile yargısız infazlarda bulunurken dillendirdikleri iddianın çoğu zaman doğru olmadığını ortaya koyuyor.
Siyonist yerleşimcileri Filistinlilere öldürmeye iten sebep korku, kin, nefret ve intikam duygusudur. İşgal askerleri ise bu cinayetleri daha önce alınan kararlar ve talimatlar doğrultusunda yapmaktadır. Bunlar resmi karar ve talimat olmadan infaz edemezler. Bu cinayetler, işgalcinin Gazze`ye karşı başlattığı savaşlara çok benzemektedir. Özellikle son savaşa. İşgalci bu savaşlarda direniş karşısındaki hezimetini ve zayiatlarını örtbas etmek için mümkün olduğunca sivillere zarar vermek, evleri yıkmak, alt yapıyı tamamıyla yıkmak istiyordu. Diğer bir sebep de Filistin halkına baskı kurmak ve direniş konusunda gösterdiği azim ve iradesini kırmak için bu şekildeki korkakça politikalar izlemektedir. O nedenle aramızda aykırı bazı sesler verdiğimiz kayıplara dikkat çekerek “gençler karşılıksız şehit oluyor” demeye başladılar. Aynı şeyi son Gazze savaşında da dillendirmiştiler. O zaman sivil can kayıplarıyla, malda ve mülkte meydana gelen hasara bakarak direnişin zaferini hezimet olarak ifade etmiştiler. Aynı şekilde bazı Filistinli liderlerin aynı gerekçelerle direnişi eleştirdiklerini, suçladıklarını ve sorumlu tuttuklarını da gördük. Bunlar hezimete uğramış ve bunu içselleştirmiş olanların sesidir. Bunlar savaşları kendilerinin idare ettikleri bir ticaret merkezindeki kâr ve zarara göre değerlendiriyorlar.
Bizler işgalciyle girdikleri direniş ve savaşta şehit olan genç erkek ve kızlarımız için üzülüyoruz. Ancak her şeye rağmen, gün be gün büyüyen ve yayılan Filistin direnişi karşısında gösterdiği acziyet, bozulma, tükenme nedeniyle Filistinlilerin yaşadığı elemin çok daha fazlasını yaşayan işgalciye teslim olmamamız gerekir. Filistin direnişi Filistin toprakları üzerinde yaşayan bütün Siyonistlerin güvenliğini, huzurunu ellerinden almış, onların bireysel güvenliğini ortadan kaldırmıştır. Bu şekilde sadece bireyleri değil, Filistin toprakları üzerinde kurulan işgalci Siyonist varlığı da tehdit eder duruma gelmiştir.
Siyonist işgalcinin Filistinli gençlere karşı yürüttüğü infazlar Kudüs İntifadası`nı asla durduramayacak, aksine daha da alevlendirecektir. Filistinli liderlerin sürdürülen canice politikaları durdurmak için bütün olanaklarını seferber etmeleri ve halkı desteklemeleri gerekir. Hezimete uğramış olan ve bunu içselleştirenlerin ağlama ve sızlamayı bırakıp işlediği cinayetler nedeniyle suçluyu kınamaları gerekir.
Rabbimizden halkımıza zafer nasip etmesini, şehitlerimize rahmet ve yaralılarımıza acil şifalar vermesini diliyoruz.
Dr. İsam Şaver / Filistin Haber