Seçim sonuçlarını değerlendiren İnsan Hak ve Hürriyetler Derneği (Hür-Der) Başkanı Avukat Şaban Dalgın, Türkiye`de yaşayan her kesimi kapsayan yeni bir anayasanın olması gerektiğini belirtti.
Bazı yerlerde halkın özgür iradesinin sandığa yansıtamadığını belirten Av. Dalgın, “Yapılan seçimle şu ortaya çıkmıştır ki, özelikle Kürdistan bölgesinde HDP hala etkin görünüyor. Fakat oy oranında ciddi bir düşüş vardır. Yalnız ‘öz yönetim` ilan ettikleri yerlerde düşüş azdır. Çünkü halen PKK`nın, HDP alan hâkimiyeti alanı açısından etkisinin devam ettiği görülmektedir. Silvan, Lice ve Silopi gibi yerlerde ne yazık ki halk halen sağlıklı, özgür bir iradeyle seçimlere gidememektedir. Burada mutlak bir şekilde silahın etkisi vardır. Silahın etkisi her ne kadar büyük şehirlerde azalmışsa da, küçük ve taşra yerlerde bulunan ilçelerde ne yazık ki, silahın korkusu hala insanlar üzerinde devam etmektedir.” dedi.
“Halkın gerçek özgür iradesi ortaya çıkması lazım”
Silahlı unsurların baskı aracı olmaktan çıkması gerektiğini ifade eden Dalgın ,”Artık halkın kendisine yönetici, idareci ve milletvekili seçebilmesi için, üzerindeki baskıların kalkması gerekiyor. İster PKK`nin silahlı yapılanması, isterse de devlettin silahlı yapısı hür seçimlerin yapılabilmesi için halkın üzerinde bir baskı ve tehdit unsuru olmaktan çıkması lazım. Halkın gerçek özgür iradesi ortaya çıkması lazım. Yalnız şunu da görmekteyiz ki, çözüm sürecinin öyle ve böyle devam etmesi gerekiyor. Yalnız çözüm sürecini silahı bırakmaya dayalı olabilecek politikalar silahlı kişilerin ellerinde hep koz olarak kullanılacaktır.” ifadelerini kullandı.
“Halk gelişsin, baskı hissetmesin, halk ilerlesin”
Çözüm süreci ile silahın birbirinden ayrı bir şekilde, ayrı mecralarda değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Dalgın, böyle değerlendirildiğinde ülkemizde, coğrafyamızda silahlı güçlerin var olacağını belirterek, şöyle devam etti:
“Dağda, bayırda, ovada silahı elinde keyfi davranabilecek hiçbir unsurun memleketimizde bulunmaması gerekiyor. Halk gelişsin, baskı hissetmesin, halk ilerlesin. Bu açıdan mutlak bir şekilde silahın ortadan kaldırılması lazım.”
“Türkiye`de yaşayan birinci sınıf vatandaş olması lazım”
Yeni bir anayasanın olması gerektiğine vurgu yapan Dalgın, konuşmasına devamla, “Kürdistan bölgesinde yapılan seçimde, halkın özgür iradesinin bir nebze de olsa ortaya çıktığının kanaatindeyiz. Bazı yerlerde çıkmamış olsa da halkın özgür iradesinin sağlanması için devletin oradaki silahlı unsurlarının, güvenliği sağlaması gerekiyor. Özelikle halkımızın Türkiye`de yaşayan herkesin kendisini birinci sınıf vatandaş hissedebilmesi için, bir anayasanın mutlaka olması lazım. Bu anayasa çalışmalarında da bir STK olarak her türlü katkıyı yapmaya hazırız. Devletin yeni bir anayasayla bütün halkları eşit kabullenecek bir yapıya kavuşması lazım. Yoksa etnik sorun ortadan kalkmayacaktır. Kürtler kendilerini birinci sınıf olarak görmedikleri müddetçe, bu ülke birlik ve beraberlikten yoksun kalacaktır.” sözlerine yer verdi.
“Adalet ancak hızlı işleyen bir yargı ile temin edilebilir”
Zamanında işlenmeyen yargının adaletsizliğe yol açacağını belirten Dalgın, “Devletin işleyişinde etkin olan yargı ne yazık ki felç olmuş durumdadır. Zamanında işlenmeyen yargı adaletsizliktir. Yargıyı bilinçli veya bilinçsizce yavaşlatan unsurlar vardır. Bu unsurlara el atılması, yargının hızlandırılması zorunludur. Adalet ancak hızlı işleyen bir yargı ile temin edilebilir. Halkın güvenliğini sağlayan güvenlik güçlerinin olaylara müdahalesinde hızlı olmadığı, hatta birçok olayın üzerine gitmeden kapattığını görmekteyiz. Bu da hem güvenlik acısından halkın endişesini devam ettirmektedir.” ifadelerine yer verdi.
İşsizlik sorununun giderilmesi için yeni istihdamların olması gerektiğini söyleyen Dalgın, “Ekonomik acıdan bölgemizde özelikle gençler acısından ciddi bir işsizlik var. Bu işsiz kitleye karşı devlet bir tedbir alınmadığı zaman, bu işsizler öyle veya böyle yanlış yollara sapmalara gidecektir. Bunu engellemek için çok büyük istihdam oluşturması gerekmektedir. Gençlerin iş sahibi olmalarına yönelik bölgede yatırımların yapılması gerekir.” şeklinde konuştu. (Mustafa Kaynak/ M. Hüseyin Temel – İLKHA)