Sur`da yaşanan çatışmalarda zarar gören ilçe halkı ve esnafı, kimsenin kendilerine sahip çıkmadığını ve çatışmalardan dolayı mağdur olduklarını dile getirdiler.
Diyarbakır`ın merkez Sur ilçesinde meydana gelen çatışmalar nedeniyle genel olarak ekonomik sıkıntılar yaşanırken, çatışma izlerinin en yoğun görüldüğü yer ise Fatih Paşa Mahallesi oldu.
Yaşanan şiddet olaylarından dolayı büyük mağduriyet yaşayan ilçe halkı, hâlâ sokağa çıkmakta tedirginlik yaşadıklarını ve kimsenin sorunlarıyla ilgilenmediklerini ifade ederek duyarsızlığa tepki gösterdiler.
Çatışmalarda halkın mağdur olduğunu belirten ilçe sakinlerinden Kadri Akkum, “Çatışmalardan sonra mahallede yapılan bu tahribattan dolayı hiçbir demokratik kitle örgütü, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, avukatlar ve doktorlar buraya gelmedi. Ankara Avukatlar Barosu`ndan buraya geldiler ama Diyarbakır Barosu`ndan ve Diyarbakır`dan hiçbir avukat gelip kimsenin durumunu sormadı. Halkın burada avukat tutma, hakkını arama gücü yok. Kimsenin gelip bu problemle ilgileneceği de yok. Avrupa`dan bütün basın mensupları geldi, halkın sıkıntılarını dinledi. 500 metre mesafe uzaklıkta olan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi daha buraya teşrif etmedi. Camlarımız kırık, duvarlar tahrip edilmiş. Hiçbir yetkili bu güne kadar mağduriyetimizi gidermek için gelmedi.” dedi.
“Dışarıdan ahkâm kesmeyi ve şov yapmayı bıraksınlar”
“Bu halkın mağduriyeti giderilsin. Halk artık buradan yavaş yavaş göç ediyor.” diyen Akkum, sözlerine şöyle devam etti: “Zaten bu halk çatışmalardan dolayı mağdur ediliyor. Bir de üzerine göçte eklenince bu halk tamamen mağdur oluyor. Buradan yetkililere sesleniyoruz. Özelikle Valiliğe ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi`ne sesleniyoruz. Gelsinler bu mağduriyeti gidersinler. 15 gün önce Diyarbakır Belediyesi camları değiştireceğini söyledi ama hâlâ değiştirmedi. Gelsinler vatandaşın sorunlarıyla yerinde ilgilensinler. Halkın sorunlarını dinlesinler. Dışarıdan ahkâm kesmeyi ve şov yapmayı bıraksınlar. Bu halk ne istiyor, bu halkın sıkıntısı nedir görsünler. Günlerce burada çatışma ve sokağa çıkma yasağı yaşandı, insanlar mağdur oldu. Bu mağduriyetlerin bir an önce giderilmesini talebimiz ediyoruz.”
“Eşim vefat etmiş, durumum olmadığı için camları taktıramıyorum”
Kimsenin kendilerine yardım etmediğini ifade eden başka bir ilçe sakini Mehdiye Çelik, “Ben çatışmalar döneminde evde değildim, köye gitmiştim. Döndüğümde ise evi bu halde gördüm. Eşim vefat etmiş, durumum da olmadığı için camları taktıramıyorum. Beş çocuğum var. Akşamları havalar soğuduğunda ne yapacağımı bilmiyorum. Kimse bize yardım etmiyor.” diye konuştu.
“Kendi yaramızı kendimiz sarmaya çalışıyoruz ama gücümüz yok”
Çatışmalardan dolayı günlerce uyuyamadığını belirten Hüseyin Karaer ise çatışma olduğu zamanlarda biz evde duramıyorduk. Çatışma sürecinde hep ara koridorda kaldık, yatamıyorduk. Gelinim çatışmalardan dolayı korktuğu için babasının yanına Ankara`ya gitti. Bazı kurşunlar camlardan içeri girdi ve gördüğünüz gibi perdelere, duvardaki fotoğrafa ve televizyona isabet etti. Zararımızı kimse karşılamıyor. Kendi yaramızı kendimiz sarmaya çalışıyoruz. Ama gücümüz yok.” dedi.
“Burada yalnız bırakıldık”
Çocuklarının psikolojisinin bozulduğunu söyleyen Mehmet Gezginci de “Evimizin önüne kazılan hendek ve kurulan barikata polisler top atışları yapıyordu. Taş parçaları damımızın üzerine düşüyordu çocuklarımla birlikte arka odalardan birine girdik saatlerce orda kaldık. Çocuklarımız çok korkuyordu. Burada yalnız bırakıldık ve hiçbir yetkili bize yarım etmedi. Seçime 2 gün kaldı. Seçimin halkımıza hayırlı olmasını dilerim, umarım seçimden sonra olaylar çıkmaz ve artık insanlar da mağdur olmaz.” diye ifade etti. (Mustafa Kaynak - M.Hüseyin Temel / İLKHA)