İnsanların her gün saatlerce izlediği televizyon ekranlarında izletilen gayr-i ahlaki dizilerin toplum ve aile üzerinde oluşturduğu tahribata dikkat çeken Bitlis İl Müftüsü Abdülkerim Akbaba, bu tehlikeye karşı aileleri dikkatli olmaya, yetkilileri de duyarlı olmaya çağırdı.

Akbaba, izletilecek dizilerin toplumun inancına ve kültürüne uygun olması gerektiğini belirterek şöyle konuştu:

“Televizyonlarımız, seyirciye izlettiği filimler var. Bizim milletimize has, ülkemize has, bize ait televizyonların gösterdiği dizilerde milletimizin örf ve âdetine, kimliğine, kültürüne ait olması gerekiyor. Maalesef günümüzde üzülerek görüyoruz ki, kanalların isimleri değişse de, adeta birbirinin benzeri ve taklidi gibi unsurlar yer alıyor.” dedi.

“Dizilerde dini hassasiyet görüyoruz”

Gayr-ıi ahlaki dizilerin gençliği ve aile yapısını etkilediğini kaydeden Akbaba,  yayınlanan diziler gençler ve çocuklar için adeta bir faciaya dönüşmekte olduğunu kaydederek, “Özellikle aileye yönelik bir gayret, bir dejenerasyon olduğunu görüyoruz. Aile içindeki çarpık ilişkilerden bir çocuğun kimden olduğunu bilmemesine varıncaya kadar, yıllar sonra ortaya çıkarılan gerçekler gibi sunulmasına kadar, mahremiyete hiçbir şekilde dikkat edilmemesi, başka bir toplumun, ülkenin, bizim dışımızdaki bir dünyanın ürünü olarak görüyoruz.

Rahmetli Cemil Meriç`in dediği gibi ‘Batıda yaşanan hayata romanlar oluşur, bizde ise romanlardan hayat oluşturuluyor.` Bu senaryoların kaynağı romanlardır. Aslında bununla böyle olun getirmeye çalışıyorlar. Müslüman bir toplumda evin odasında, salonunda kesinlikle ayakkabıyla girilmez. Çünkü evlerimizin içi de mescittir. Orada namaz kılar ibadet yaparız. Öyle bakıyorsunuz ki bazı kanallarda özellikle o evlerde herkes ayakkabıyla yer alır. Bu basit bir örnektir. Bu dizilerde kültürümüze dikkat edilmediğini görüyoruz. Dini hassasiyet olmadığını görüyoruz. Bu da, bu insanların ya dine karşı olmalarından veya dini bilmemelerinden kaynaklanıyor.” diye konuştu.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, kendisine düşen görevi iyi yapmalı

Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun (RTUK), toplumu yozlaştıran dizilere karşı daha hassas davranması gerektiğini ifade eden Akbaba, devletinde vatandaşını bu tehlikeye karşı koruması gerektiğini kaydetti.

Akbaba,  “Burada devlet babalık görevini icra etmeli. Baba evlatlarını kötülüklerden korur. Devlet bu konuda kurumlar oluşturuyor. Oluşturulan kurumlar görevlerini tam yapmalı. Çünkü şuna buna karışılmaz diyerek, adeta son kalemiz olan aile yapımız da bozulursa, bizler ne ailede aldığımız o güçlü imanı, ne büyüklere saygıyı, ne de küçüklere sevgiyi muhafaza edebiliriz. Yetkililere büyük sorumluluklar düşmektedir. Geçmişten günümüze bunları iyi yolda kullanmaya çalışmalıyız. Toplumda bu konuda hassas olmalı. Birçok kişi işte kumanda elinizde diyor. Evet, kumanda elimizde onu biz yönlendiriyoruz. Fakat bir müddet sonra farkında olsak da olmazsak da o bizi istediği şekilde yönlendiriyor.” İfadelerini kullandı.

 “Din görevlilerin kötü karakter olarak gösterilmesi kabul edilemez”

“Din Görevlileri ve Camiler Haftası” nedeniyle Diyanet İşleri Başkanlığı olarak tüm illerde farklı programların yapıldığına vurgu yapan Akbaba, Camileri yürüten, orada hizmet eden, önderlik yapan imamların göz bebekleri olduğunu, dizilerde din adamlarının kötü karakterde gösterilmesinin kabul edilemez olduğunun altını çizerek, “Peygamber varisi olan din adamlarımız örnek bir şekilde gösterilmelidir. Kıllıktan kıllığa girerek, şaklabanlık yaparak bir imam figürünü oluşturmak, imam rolünü oynatmak,  bizleri, imamlarımızı ve halkımızı rencide etmektedir. Bu bir edepsizliktir.  Bizler alimlerimizi rehber edinmediğimizden dolayı, cahillerimiz öne geçiyorlar. Bu tür yayın yapanlar bunu dikkate almalı. Batı, kendi din adamını gösterirken onlara hep yapıcı ve olumlu roller biçerken, bizde neden hep böyle uygun olmayan bir şekilde yer alıyor? Bunu düşünmemiz lazım. Bunu yapanlara da, bunun yanlış olduğunu diyebilmeliyiz. Yetkililer bu konuda çok hassas olmalıdırlar.” şeklinde konuştu. (Şükrü Tontaş-İLKHA)