Obezite dünyada olduğu gibi Türkiye`de de hızla büyüyen sağlık sorunlarından biri. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye`de obezlerin sayısı yüzde 17,2`den yüzde 19,9`a yükseldi. Prof. Dr. Öge Taşçılar, “Obezite geçmişte gelir düzeyi ve eğitimi düşük toplumlarda beslenme bozukluğu, daha çok düşük kilo olarak karşımıza çıkarken şartlar ve ekonomik göstergeler değişmemesine rağmen kilo fazlalığı ile karşı karşıyayız.” dedi.

“Uluslararası gıda üreticileri ülkelerin gıda politikalarını kendilerine göre değiştiriyor”

Obezitenin gelişmiş olarak nitelenen toplumlarda da görüldüğünü söyleyen Prof. Taşçılar, “OECD ülkeleri içerisinde obezite rekoru Amerika Birleşik Devletlerinde olup nedeni sağlıksız ve ucuz gıdaların yaygınlığı ve toplumsal düşkünlüğün olması şeklinde değerlendirilmektedir.  Kalitesiz gıdalar, ucuzluğu, içerisinde çok çeşitli tad arttırıcı ve kolay sindirilen maddelerin varlığı, her yerde ulaşılabilir olmaları, üretim maliyetlerinin azalması ve paketlenmiş ürünlerin uzun süre bozulmadan kalabilmesi ile ticarette çok önemli bir konumdadırlar. Artık uluslararası gıda üreticileri ekonomik güçleri ile ülkelerin gıda politikalarını kendilerine göre değiştirebilmektedirler. Bu etkileşimler sonucu toplumlar eğitim eksikliği ve algı yönetimleri sayesinde gittikçe şişmanlamaktadır.”  

Obezitenin ülkemizde özellikle kadınlarda daha fazla görüldüğünü söyleyen Taşçılar ‘`Yaş grubu maalesef gittikçe gençleşmektedir. Bu durum gelecekte ergen ve erişkinlerde çok daha fazla obezite ve yandaş hastalıklarıyla karşılaşacağımız anlamına gelmektedir.`` ifadelerini kullandı.

Bireyleri obeziteye iten başlıca sebeplere de değinen Taşçılar, “Gıdalar, özellikle yağlı ve katkılı(sanayi ürünleri)  olduğunda daha fazla olmak üzere beynimizde mutluluk hormonu salgılatırlar. Bu tür ürünler tüketildiğinde kişiye haz vermesi nedeniyle daha çok tercih edilen(satın alınan) ürünler olmaktadır” şeklinde konuştu.

Yaşam koşulları zorlaştıkça bireylerin en ucuz rahatlama aracı olarak bu ürünlere kolayca yöneldiğine dikkat çeken Taşçılar, ayrıca pek çok kişinin de kaliteli ve sağlıklı beslenme ürünleri daha pahalı olduğundan zararlı olduğunu bile bile doymak için lezzetli(suni) ve ucuz ürünleri seçmek  zorunda kaldıklarını belirtti. 

Taşçılar, “Bunun dışında eğitim düzeyi düşük toplumlarda kilolu olmak sağlıklı olmak şeklinde kabul edilmektedir. Gittikçe artan çalışma saatleri, özellikle ofis çalışanları arasında yaygın hareketsizliğe yol açmakta ve kişiler zamanla daha kilolu olmaktadırlar” dedi. 

Kişinin obez olup olmadığını nasıl anlayabileceği ile ilgili olarak da Taşçılar, “Bu konuda kabaca hesaplanan vücut kitle oranı ve bel çevresi ölçümü ile kişilerin obezite düzeyini ölçebiliyoruz” diye konuştu. (İLKHA)