VAN - 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde 7.2 ve 5.6 büyüklüğündeki depremler sonucu Van ilinde ağır bir tahribat yaşandı. Özedönüş Platformu, bugün saat 12.30 da yaşanan depremler ve Van`ın son durumu ile ilgili basın açıklamasında bulundu. Basın açıklamasını Platform Koordinatörü Murat Bozdemir okudu.

Van`ı enerjisiz bırakmayan, kolaylık sağlayan elektrik dağıtım kurumlarına, yardım dağıtım faaliyetlerine katılan gönüllü STK ve bireylere Van halkı adına teşekkür eden Bozdemir, Depremin üzerinden 45 gün geçtikten sonra gelinen süreçte tespitlerini kamuoyu ile paylaştı.

Depremlerin ardından krizin yönetilemediğini ve kriz merkezinin başlı başına bir sorun merkezi haline geldiğini ifade eden Bozdemir, Kriz Merkezi`nin zamanında ve başarılı bir şekilde bölgeye ulaşan arama kurtarma ekiplerini zamanında ve gereği gibi enkazlara yönlendiremediğini söyledi.

Bozdemir, "Gönderilen çadırların mevsim koşullarına uygun olmaması, gönderilen çadır sayısının abartılarak sunulması, çadır dağıtımının insan haysiyetine yaraşır bir tarzda olmaması (polisin soğuk havada biber gazı ve soğuk suyla müdahalesi), konteynerlerin hala gönderilmemesi çocuklarımızın soğuktan donarak ve ısınmaya çalışırken yanarak ölmesi başta olmak üzere birçok olumsuz olaya sebep olmuştur. Hiçbir doğal afette gelen yardımın bu kadar siyasallaştığı görülmemiştir. Depremin bir felaket olduğu, ideoloji ve sınıf ayrımı yapmadan herkesi etkileyen insani bir olay olduğu bilinmesine rağmen ideolojik yaklaşım sergilemekten vazgeçilmemiştir" dedi.

"Milli Eğitimin hemen eğitime başlayalım adı altında kurduğu çadırdan sınıfların; yangın düşünülmeden, sırf estetik olsun diye bitişik nizam yapılması büyük bir faciaya davetiye niteliğindedir…" diyen Bozdemir, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Van ve Ercişliler, gittikleri bazı yerlerde ilgiyle karşılanmalarına rağmen, bazı yerlerde üç-beş kuruşluk yardım alabilmek için kurumlar arasında günlerce mekik dokumaya mahkûm bırakılmışlardır. Bu hal bazılarını canlarından bezdirmiş, "keşke enkaz altında kalsaydım da bu hallere düşmeseydim" dedirtmiştir… Van`dan göç etmeyip, edemeyip kalmak zorunda kalan ailelerin güvenliğinin sağlanmaması, hırsız ve gaspçı çetelerin sokaklarda cirit atması, özellikle çadırda kalan bazı bayanların çeteler tarafından tecavüze uğramasının hesabını kim ödeyecek? 60 yaşını geçkin vatandaşların pompalı tüfeklerle dondurucu soğukta sabaha kadar çadırların önünde nöbet tutmak zorunda bırakılmalarının bir cevabı var mıdır acaba? Bu skandalların bir hesabı olmalıdır..."

Burhan Teke - İLKHA