Aşura`nın, Hz. Hüseyin`in İbrahim`i bir kıyamla Hz. Muhammed`in (sav) dinini ihya ettiği günü ifade ettiğini vurgulayan Akgül, "Muharrem`i, Aşura`yı ve Hüseyin`in Kerbela`sını anlamak için peygambere gitmek zorunda kalacağız. Acaba bayram diye nitelendirmemiz gereken bu olaylar Muharrem`de gerçekleşen olaylar niye gönlümüzde bir matem havası bırakıyor ve niye 1400 yıldır ümmet Kerbela`ya ağlamaktadır. Belki duygusal olarak biraz çelişki görebiliriz bu olayda. Ama gözyaşları döküyorsak bile inanın İmam Hüseyn`in İslam ümmetine kazandırdıkları duygusal düşünceyi bir tarafa bıraktığımız zaman gerçekten bir bayram havası estirmesi gerekecektir.
Kendi Saltanatlarını Sürdürmek İçin Peygamberin Hz Hüseyni Katlettiler
Dedik ya Kerbela`yı anlamak için geriye dönmek gerekecek Hira`ya gitmek gerekecek, bu kadar sahabe ve tabiin varken. Bu iş, bazı sahabelerin, imam Hüseyin Medine`den çıkarken söyledikleri gibi Hüseyin`e mi kalmıştı. Başka bunu yapacak kimse yok muydu? Veya garantici zihniyetlerin dediği gibi Hüseyin kendini heba mı etmişti. Tek başına bir orduya galip gelemeyeceğini bilmiyor muydu sanki. Bunun güzel anlaşılabilmesi ötesine gitmek zorunda kalacağız. Peygamber`den daha Haşim`den ve Abdi Menaf`tan başlayacaktı. Abdi Menaf`ın devamı olan Ümeyye oğulları, beni Haşim`den peygamberin çıkmasına tahammül etmiyorlardı. Etmediler aynı zamanda. Aslında bu yıllardır süren bir mücadeleydi. Hz. Hasan`dan sonra Ümeyyeoğullarına bir fırsat geçmişti. Ayyaşlar sarhoşlar nefisperestler kendi saltanatlarını ve yeşil saraylarda rahatlık yüzü görmeleri adına Resulullah`ın ailesini ve torunlarını katlettiler" dedi.
Hz Hüseyin Makam İçin Yola Çıkmamıştı
Kerbela olayının gelişimine de değinen Akgül, "Hz. Peygamber ile bir bina dikiliyor. İslam binası, Hz. Ali ile son taşları ve tuğlaları örülecekti. Hz. Hasan ile bu iş bir sulha dönüştürülecekti. İslam ümmeti içinde bir kanın akıtılmasına müsaade edilmeyecekti. Ve bu iş öyle bir noktaya gelecek ki, Muaviye ayyaş olan oğluna İslam ümmetini teslim edecekti. İslam`ın kaleleri yıkılmış Ali`ler yoktu artık şehit edilmişti. İslam`ın Muhammed`i ruhunun ayakta kalması gerekecekti. İmam Hüseyin bir orduya sahip olmayabilirdi. Kılıçları askerleri olmayabilirdi. Ve o Medine`den yola çıktığında Yezid`in saltanatını devirmek için yola çıkmıyordu. Hilafeti elde etmek için yola çıkmıyordu aslında imam Hüseyin savaşmak için yola çıkmıyordu. Sadece bu işte bir yolun kaldığını bildiğinden dolayı yola çıkıyordu. Ve o yolun ciddiyet ve gerçekliğini İslam ümmetine göstermek adına imam Hüseyin Medine`yi terk ediyordu" diye konuştu.
Hz. Hüseyin En Güzel Seçimi Yapıyor
Hz. Hüseyin`in mücadele etmekle en güzel seçimi yaptığını belirten Akgül, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Hz. Hüseyin Mekke`ye gidecekti Abdullah bin Abbas gibi sahabeler kendisine yalvaracaktı. Ya Hüseyin gitme diyecekti. Senin babana ihanet ettiler sana da edecekler küfe ehli öyle bir ehildir. Korkuyu ve kılıcı gördüklerinde dönerler diye imam hüseyni teskin etmeye çalışırlar. İmam Hüseyin ikilem arasında kalıyor ya ceddi İbrahim ve Muhammed gibi İslam ruhunu ayakta tutacaktı ya da camisinin köşesine çekilip hadis rivayet edecekti. Ama imam Hüseyin en güzel seçimi yapıyor. Kılıçların deviremediği, insanların yerle bir edemediği o zulüm saraylarını o yeşil saraylarını yerle bir ediyordu imam Hüseyin. Muaviye Yezid`i tembihlemişti. Aman ha Hüseyin`i öldürmeyesin ona dikkat et. Belki de Muaviye Hüseyin`in kanının Emevi saltanatını yerle bir edeceğini biliyordu. Onun için oğluna diyordu onu öldürmeyesin. Çünkü Muaviye biliyordu. Hüseyin kanı dökülürse Yezitler saraylarında rahat bir şekilde yaşamayacaklar saraylarında rahat bir şekilde alem yapamayacaklar. Ve Hüseyinlerin kanı ve mücadele şekli o Kerbela ruhu ümmetin kalbine girdiğizaman Yezitler hiçbir zaman rahat yüzü görmeyecekler. Başlarında devamlı kıyam görecekler. Direniş görecekler. İslam`ın canlı Muhammedî bir ruhunu görecekler. Bundan korkuyordu ve oğluna tavsiyelerde bulunacaktı. Hz. Hüseyin Medine`den yola çıkınca ben ceddim Muhammedîn dinini ihya etmeye gidiyorum ve gerçekten ihya ediyor."
Kerbela Kıyam Yeri, Aşura Kıyam Günüdür
Hz Hüseyni kıyamete kadar zalimlerin gözüne diken yapacak unsurun Kerbela olduğunu ifade eden Akgül, "Bizim aşureye bakış açımız matem bakış açısı olmamalıdır. Aslında Kerbela bir kıyam yeridir. Aşure bir kıyam günüdür. Ümmetin diriliş ve direniş günüdür. İslami hareketlerin beslendiği çıkış noktaları Kerbeladır, imam Hüseyin`in şahadetidir. Bir zalimden su isteyecek kadar dünyalık menfaatler adına zulme boyun eğecek kadar alçalmayan izzetli bir duruşla Kerbela`da kendini feda edebilme yiğitliğine sahip olan Müslümanların her ferdi Hüseyin ve ümmetin her mekanı Kerbela`dır. İşte Kerbela`nın bize kazandırdıkları budur aslında" şeklinde konuştu.
Program Şanlıurfa Kardeşler Çocuk İlahi Grubunun Hz. Hüseyin ile ilgili seslendirdikleri ilahi ve ezgilerin ardından sona erdi.
Mehmet Demir - İLKHA