Başta Dağlıca olmak üzere Türkiye`nin birçok yerinde yaşanan şiddet olayları ile ilgili basın açıklamasında bulunan Memur-Sen Diyarbakır Temsilcisi Yunus Memiş, kan ve şiddetten beslenmenin bir insanlık suçu olduğuna dikkat çekti.
Canice saldırıların kimden gelirse gelsin; bu saldırılara destek veren iç ve dış güçleri nefretle kınadığını belirten Memur-Sen Diyarbakır Temsilcisi Memiş, şiddete karşı hep beraber mücadele etmek gerektiğini söyledi.
İnsanlık suçunu ancak aklı, ruhu ve vicdanı iflas etmiş kişilerin ve grupların işleyebileceğini belirten Memiş,” Şiddet ve teröristlerin hedefi ise insanlıktır, kardeşliğimizdir, milletimizdir, ortak geleceğimizdir, birlikte yaşama irademizdir.” dedi.
7 Haziran 2015 Milletvekili Genel Seçimleri sonrasında oluşan siyasi belirsizliği kirli emelleri ve alçakça planları için kullanan örgütlerin olduğunu vurgulayan Memiş, bu örgüt ve grupların masum insanları hedef seçip katlettiğinin altını çizdi.
“Türkiye şiddet sarmalının içine çekilmeye başlıyor”
20Temmuz 2015 günü Suruç'ta meydana gelen patlamaya da değinen Memiş, Türkiye`nin yeniden şiddet sarmalının içine çekilmeye çalışıldığını belirtti.
“Çare, halk öncüleri ve kanaat önderlerini devreye sokmaktır”
Şiddete karşı tek vücut olmak gerektiğini belirten Memiş, çarenin, sıkıyönetim ve olağanüstü hal tuzağına düşmeden terörle etkin mücadeleyi yürütmek gerektiğini söyledi.
Etnik fitneye karşı huzuru zirveye taşımanın önemine ve mezhep fitnesini devreye sokmak isteyenlere karşı din kardeşliğinin önemine vurgu yapan Memiş, “Çare, toplumda çaresizlik sendromu oluşturmak isteyenlere karşı umutları büyütmektir. Çare, teröre karşı tüm sivil toplum kuruluşları olarak birlikte hareket etmektir. Çare, halk öncüleri ve kanaat önderlerini devreye sokmaktır. Çare, bin yıllık desende, 1400 yıllık İslam kardeşliğinde buluşmaktır. Çare, Türkiye`yi büyütmektir.` ifadelerini kullandı.
Her türlü provokasyona ve engellemeye rağmen başta Doğu ve Güneydoğu Bölgeleri olmak üzere Türkiye`nin yedi bölgesinde yatırımların arttırılması gerektiğini belirten Memiş, eğitim sisteminin değerler odaklı olarak yeniden yapılandırılması ve gençlerin manevi ve ahlaki değerlerle donatılması gerektiğini söyledi.
Kutuplaştırıcı ve ayrıştırıcı dil yerine birleştirici ve bütünleştirici dil kullanmanın önemine değinen Memiş son olarak, “Acının ülkesi, dili, dini, ırkı yoktur. Ağıtlar hangi dilden yakılırsa yakılsın, hepsi can acıtıcı ve yürek yakıcıdır.” İfadelerini kaydetti. (M. Sıddık Bilge – İLKHA)