Kürt meselesi ve PKK sorunu hakkında İlke Haber Ajansı`na (İLKHA) değerlendirmelerde bulunan Sosyolog Müfid Yüksel, bütün her şeyden istikrarsızlıktan ve akan kandan PKK'nin sorumlu olduğunu belirtti.
Kürt halkının iki ateş arasında kaldığını belirten Yüksel, Kemalizm ve sistemin Kürtler üzerinde meydana getirdiği ve uzun yıllardır yol açtığı büyük bir sıkıntı olduğunu ifade etti. Özelde Kürtler açısından genelde herkese sıkıntı veren bir durumun olduğu tespitini yapan Yüksel, “Diğer tarafta ise Kürtlere musallat olan ve Kürtleri temsil ettiğini iddia eden örgüt uzantıları var. İki taraftan bir sıkıştırma söz konusudur. Bundan da en fazla zararı yine Kürtler görüyor” dedi.
Kürt halkı üzerinde çok büyük bir algı operasyonu ve propaganda faaliyeti olduğuna dikkat çeken Yüksel, PKK'nin Kürtlerin Musa`sıymış veya Kürtleri kurtaracak yegâne çözümmüş gibi lanse edildiğini söyledi.
"PKK, Kemalizm`in kötü bir kopyasıdır"
PKK`nin seküler bir hareket olduğunu ifadelerine ekleyen Yüksel, “PKK; Kürdün örfüne, dinine, inancına, ruhuna, imanına, geleneğine, kültürüne her şeyine yabancı bir hareket. Kemalizm nasıl yabancı bir hareketi Türk kimliğinin üzerine oturmaya çalıştı ise PKK de aynısını taklit ediyor. PKK, Kemalizm`deki Türk haklarını çıkarıp yerine Kürt haklarını koydu. Bu anlamda PKK, Kemalizm`in kötü bir kopyasıdır. Kemalist örgütlenme biçimini eklediğiniz zaman, ortaya bir facia çıkıyor. Bir insan kıyma makinesi ortaya çıkıyor, bir Kızıl Kımer örgütü çıkıyor açıkçası." dedi.
İslami hareketlerin Kürt meselesine eğilmediğini ve bu boşluğu fırsat bilen PKK'nin Kürt mazlumiyetini kullanarak ortaya atıldığını belirten Yüksel, "Kürdistan İslam`ın kalbinde bir coğrafyadır, bu coğrafyanın ateist, katı laik, militan anlayışlı bir çizginin eline geçmesi, siyasal angajmanlar olarak İsrail`in lehinde siyasal angajmanı esas alan bir yapının eline geçmesi demek; hem İslam açısından hem de Kürtler ve Türklerin geleceği açısından korkunç bir felaket getirir.” ifadelerini sözlerine ekledi.
“PKK, hiç olmamış şeyleri olmuş gibi gösterdi”
PKK'nin, Kobani ve Rojava üzerinden algı operasyonu yaptığını ifade eden Yüksel, "Yani PKK hiç olmamış şeyleri olmuş gibi gösterdi. Yani Rojava diye bir adlandırma yokken, sanki yüzyıllardır kullanılan bir isimmiş gibi insanların zihnine kazıyabiliyor. Bu algılar kendiliğinden oluşmuyor. Batılı yabancı reklam şirketleri var bu algı operasyonlarında. Hükümetin bu algı operasyonlarına karşı koyabilmesi lazımdı. Bu algı savaşını iyi kurmak lazım. Müslümanların bu algı savaşını yıkması lazım. PKK algı operasyonu ile istediğini yapabiliyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“PKK, Kürtleri San Marino, Paraguay, Andora gibi bir ülke olmaya itiyor”
PKK`nın Kürt halkının haklarını savunmadığına da vurgu yapan Yüksel, “PKK diyor ki ‘Ben kendime devlet kuracağım, bir toprağın üzerinde hakim olacağım ve orak dikeceğim bunun dışında hiç bir şeyim yok. Diğer şeyler hiç önemli değil` diyor. ‘Milyonlarca insan ölsün, iç savaş olsun, on milyon insan ölsün ama yeter ki ben bir toprağı çevirip o toprak üzerine bayrak dikeyim` diyor. Bir kısım kesimler de böyle bir saçmalığa inandırılmış, Kürtlerin özgürlüğü olarak da bu algıyı yerleştirmeye çalışıyor. Bunu bir özgürlük, özgürleşme olarak insanlara algı operasyonu ve propaganda yapıyorlar. Böyle bir zemin üzerinden hareket ederek korkunç bir propaganda insanların zihinlerine yerleştirmeye çalışıyor. ‘Anadilde eğitim` dendi ilk başta. Sonradan bu tür şeyler tamamen kulak arkası ediliyor. Ben bile anadilde eğitim üzerine iki maddelik iki aşamalı bir çözüm önerisi getirdim, özellikle görmezlikten geldiler. Bana ‘Bizim için o önemli değil, yaparsan sen yap bizim için bayrak dikme önemli. Ben Kuveyt gibi Bahreyn gibi devlet kurmak istiyorum` diyor. Ben de dedim ki ‘Kürtler bütün bir coğrafyayı yönetebilecek enerji potansiyeline sahiptir. PKK, Kürtleri San Marino, Paraguay, Andora gibi bir ülke olmaya itiyor. PKK, ‘Küçük olsun benim olsun` diyor. Yani bayrak merakından başka bir şey değil.” sözlerini kullandı.
“Kemalistler de PKK de dini yapıyı tasfiye etti”
Geçmişte Kemalist zihniyetin yapmak istediğinin şimdi PKK üzerinden Kürtlere yapılmak istendiğini söyleyen Yüksel şunları söyledi: “Beyaz Türkler ile PKK arasındaki son zamanlarda olan ittifakı görüyorsunuz. Son seçimde bu ittifak Beyaz Türklerin daha çok yoğun olduğu illerde semtlerde daha bariz bir şekilde görüldü. Türkiye`nin eski eliti olarak nitelendirilen Kemalist elit ile PKK/HDP arasındaki son bunun bir proje olduğunu gösteriyor. Yani PKK de dini yapıyı sonradan tasfiye etti, Kemalistler de sonradan tasfiye etti. Resmen bir beraberlik var.”
“Çöken ekonomiden çatışmayı başlatan taraf sorumludur”
Çatışmalarla beraber bölgenin çöken ekonomisine de değinen Yüksel, PKK`nın bu olumsuz sonuçtan sorumlu olduğunu dile getirerek, “Çöken ekonomiden çatışmayı başlatan taraf sorumludur. Çünkü asker cenazesi gelmiyordu. Yani güvenlik güçleri asker veya polis geriye çekilmişti. Gösteriler oluyordu onlara bile dokunmuyorlardı. PKK böyle bir ortamdan istifade ile KCK eliyle müthiş bir silah depoladı. Buna bile bir şey denmedi. Buna rağmen PKK üstelik bir de 80 milletvekiliyle meclise girdi. Buna rağmen ateşkesi bozdu ve silaha başvurdu. Yani böyle bir durumda bakın birçok destek almışsın, yüzde 13 senin siyasal uzantın olan parti oy alıp 80 milletvekiliyle meclise girmiş. Mecliste ciddi olarak birçok şeyleri değiştirebilen anahtar parti haline geldiler. Bölgede süreç yürüsün diye her türlü şey yapılmıştır. Yumuşaklık gösterilmiş yani herhangi bir şeye dokunulmamıştır. Bütün bunlara rağmen böyle durumda silaha tekrar başvuran bir örgütün kökü kazılmalı. Bütün her şeyden bütün istikrarsızlıktan, bütün akan kandan PKK sorumludur. Hiçbir şekilde bundan sonra muhatap alınmamalı." dedi.
“PKK, kendi muhaliflerini şiddetle bastıran bir zihniyete sahiptir”
PKK`nin kendisi dışında hiçbir hareketi kabul etmediğini belirten Yüksel, "PKK şiddet üzerine hâkimiyetini tesis ediyor. PKK, şiddeti esas alan bir hâkimiyeti, bir siyasal yapılanmayı tamamen öngörüyor. PKK, kendi muhaliflerini şiddetle bastıran bir zihniyete sahiptir.” ifadelerini kullandı.
“PKK, Kürt halkının sırtında bir çıbandır”
Kürt meselesinin çözümüne de değinen Yüksel, “Sorununun çözümün de öncelikle Kürtlerin bu konuda önü açılmalı. Eğer hükümet bu konuda bir şey yapacaksa Kürtleri muhatap alarak bir çözüm ortaya koymalıdır. Kürtleri yanına alarak, ‘Biz kardeşiz` demekle değil Kürtlere doğru adım atarak, reformları Kürtleri muhatap alarak PKK`yı hiç görmeden yapmalıdır. Bu reformları silahların susmasına da bağlamayarak, PKK`nın üzerine ayrı olarak gidilerek Kürt halkı ayrı bir şekilde kucaklanmalıdır. Bölgede farklı yapılanmaların alternatif yapıların oluşmasının önü açılmalıdır. PKK Kürt halkının sırtında bir çıbandır. Bu çıbanın Kürt halkı üzerinden atılması lazım. Kürt halkına bu konuda yardımcı olunması lazım. Bu Kürt halkını benimseyerek yanına almayla olur. ”ifadelerini kaydetti. (M.Hüseyin Temel - İLKHA)