Mücahid Temel - Muhammed Üveys / DOĞRUHABER

Uluslararası Rohingya Merkezinin Türkiye şubesini açmak için İstanbul`a gelen Uluslararası Rohingya Merkezi Başkanı Abdullah Selame Maruf ile görüştük. Maruf, gazetemiz Doğruhaber`e Arakan`da bulunan Rohingyalı Müslümanların durumunu anlatı.

Sizi tanıyabilir miyiz? Kurduğunuz merkezlerinizden biraz bahseder misiniz?

Ben Abdullah Selame Maruf, Arakanlıyım. Uluslararası Rohingya Merkezi (GRC) Başkanıyım. Ayrıca ARU birliği Başkan yardımcısıyım. ARU birliği Rohingya`da insani ve İslami yardım yapan bir birliktir. Yine Suudi Arabistan`daki Burma lobisinin genel sekreteriyim.

Uluslararası Rohingya Merkezi (GRC) Türkiye`de şubesini kurduk. Bu merkez Türkiye`de Rohingyalıların durumuyla ilgilenen ilk kuruluştur. Uluslararası Rohingya platformu bulunuyor. Bu platform bünyesinde 61 kuruluş bulunuyor. Türkiye devleti Rohingya Müslümanlarına yönelik baskıların başladığı ilk günden beri tam destek veriyordu. Ancak Türkiye`de daha yeni merkez açtık. Açtığımız bu merkez inşaAllah Rohingya halkının durumuyla ilgili sorunları çözmeye çalışarak, bir nevi Arakanlı Müslümanların Türkiye`deki sesi olacaktır.

Arakan`da bulunan Rohingyalı Müslümanlardan bahseder misiniz? Son olarak ne durumdadırlar?

Arakan`daki Rohingya Müslümanları çok zor durumdadır. Oradaki Budist çeteler Müslümanları katlediyor, işkence yapıyor, evlerini yakıyor ve bu şekilde insan hakları çiğneniyor. Arakan`da Müslümanlar açlıktan ölüyor. Yine insan satışı gibi çeşitli sıkıntılar yaşıyorlar.

Budist Burma hükümetinin Müslümanlara yönelik tutumu yeni bir tutum değildir. 75 yıldan beri süre gelen bir zulümdür. Burmalı Müslümanlara yönelik ilk katliam 1947 yılında yapıldı. Yaklaşık bin Müslüman tutuklandı. Büyük bir sürgün yaşandı. Ardından bir dizi katliam yaşandı. Yapılan son 2012 katliamı yirminci katliamdı. Bundan önce buna benzer yirmi katliam yaşanmıştı.

BURMA`DA,  MÜSLÜMANLARIN YAŞAMALARINI İSTEMİYORLAR

Hükümetin Müslümanlara yönelik bu tutumunun üç sebebi bulunuyor. Bunların ilki, hükümetin ırkçı davranmasıdır. Kendi ırkları dışındakilere soykırım yapma düşüncesidir. İkincisi de, Arakan halkının Müslüman olmasından kaynaklanıyor. Şuan dünya genelinde Müslümanlar zayıftır. Bu da İslam düşmanlarına güç veriyor. Şuan Arakan`da 969 adında terörist Budist grubu bölgede Müslümanların yaşamasına izin vermiyor. Bunlar orada Müslümanlara eziyet edip, onları katlediyorlar. Bunların sloganları ‘Arakan`da tek bir Müslüman istemiyoruz` sloganıdır. Bu terörist grup, Burma`yı Budistlerin hac merkezi olarak görüyor. Bu nedenle Müslümanların burada yaşamasını kabullenemiyorlar.

Müslümanların katledilmesinin üçüncü nedeni de, ekonomik nedendir. Arakan`ın zengin servetleri bulunuyor. Doğalgaz ve doğal elektrik üretmeye elverişli şelaleleri bulunuyor. Buralara hiç beşer dokunmamıştır. Hükümet, Müslümanları buradan sürerek buralara sahip olmak istiyor.

ARAKANLILAR ÜLKELERİNDE MÜLTECİ DURUMUNDADIRLAR

Arakanlı Rohingyalı Müslümanlar, Burma vatandaşı olarak kabul edilmiyor. 1982 yılında Müslümanlar vatandaşlıktan çıkarıldılar. Böylece ülkeleri onlara cezaevi halini aldı. Rohingyalılar 1982 yılında ellerinden alınan vatandaşlıklarını geri almak için mücadele ediyorlar. Oradaki soykırım ve sıkıntıların temelinde vatandaşlık sorunu vardır. Arakanlı Müslümanlar Burma`da tanınmıyorlar. Onlara kimlik verilmiyor. Komşu ülkeler Bangladeş, Pakistan ve başka ülkelerin vatandaşları olarak kabul ediliyorlar. Bunun için şu an Burma (Myanmar) içinde yaşayanlar eşit sayılmıyor. Yakında Burma`da seçimler yapılacak ancak Rohingya`lı Müslümanlara hiçbir katılım hakkı verilmedi. Rohingyalılar kendi ülkelerinde en büyük mülteci konumundadırlar. 

72 yıldan beri süre gelen zulümle ilgili siyasi girişimleriniz oldu mu?

Yapılan ilk katliamla beraber siyasi mücadelemizi sürdürüyoruz. Ancak siyasi çalışmalar uzun süre istiyor. Şuan yaklaşık 4 milyon Arakanlı zor durumda yaşıyor. Açlık içinde perişan halde hayatlarını idame ediyorlar. Bazıları da katlediliyorlar. Arakanlı Müslümanlar sürekli baskı ve engel altında oldukları için kendilerini geliştirememiştir. Arakan`da halkın içinde tek bir siyasetçi yoktur. Yine hukuku ve kanunu bilen tek bir kişi bile yoktur. Yetmiş yıldan beri kimse Burma`daki Müslümanların sorunlarıyla ilgilenmedi. Ancak son yıllarda, Suudi Arabistan, Türkiye, Mısır, Endonezya, Malezya vb. 11 ülke grup oluşturup, Arakan`a sahip çıkmaya başladılar. Bu şekilde Burma devletinin başkanıyla görüşmelere başladılar.

Ülke ve sivil toplum kuruluşlarının size verdiği destekten bahseder misiniz?

Dünya genelinde bir kısım sivil toplum kuruluşları Arakan`a destek olup, yardım etmek istiyorlar, ancak ülkeye giremiyorlar. Uzaktan çeşitli destekler veriyorlar. Devletlerin verdiği destek de sınırlı oluyor. Devletlerin desteklerini kanuna uydurmaları ve baskıları göze almaları gerekiyor. Genel olarak Rohingya`ya yapılan destekler zayıf kalıyor.

Bangladeş Arakan sınırında olan tek ülkedir. Ancak Bangladeş fakir ve çok farklı yapıların olduğu bir ülke... Bunun için oraya göç eden Arakanlılara gerekli maddi yardımı yapamıyorlar. Mülteciler orada sıkıntılar içinde yaşıyor. Hatta bazılarını geri göndermek zorunda kaldılar. Diğer taraftan Bangladeş halkı ellerinden gelen maddi ve manevi desteği sunuyor. Manevi yönden tam destek veren Bangladeş halkı fakir olduğu için maddi destekleri sınırlı kalıyor. Burma`dan çıkış ve girişimizde Bangladeş üzerinden gerçekleşiyor.

ARAKANLILARA EN GÜZEL DESTEĞİ SUUDİ ARABİSTAN VERİYOR

Suudi Arabistan`ın Arakanlılara yönelik tutumu çok olumludur. Suudi Arabistan, 72 yıldır topraklarını Arakanlı Müslümanlara açmıştır. Şu an Suudi Arabistan`da yarım milyon Rohingyalı bulunuyor. Yine onlara hak ve hukuk veren tek ülkedir. Suudi`de Rohingyalılar çok olmasına rağmen eğitim, sağlık vb. diğer yerlerde kimseye vermediği hakların hepsini verdi. Bize pasaport ve kimlik veren tek ülkedir.

Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu ve Emine Erdoğan`ın Arakan`ı ziyaret etmesi bizi çok sevindirdi, bizi çok duygulandırdı. Duygularımızı ifade edemiyoruz. Her yönden bize destek çıktılar. Lojistik ve maddi yardımda bulundular.

Size yönelik yapılan katliamları dünya mahkemelerine taşıdınız mı?

Uluslararası Rohingya merkezinin arşiv bölümü Arakan`a giderek orada yapılan suçları dosyaladı. Birileri dövülürse, öldürülürse veya tutuklanırsa dosyalanıyor. Şuan yaklaşık 600 suç dosyası hazır bulunuyor. Bu dosyaların hepsi uluslararası mahkemedeki kanunlara göre hazırlandı. Bu dosyalar Hollanda`nın başkenti Lahey`deki merkezimiz tarafından mahkemeye verildi. Yine bizim hukuk büromuz şuan Cenevre`de bulunuyor. Oradaki hukuk toplantılarına katılıp, Rohingya halkının durumlarını orada dile getiriyor. Geçen sene kimse Rohingyalı Müslümanların haklarını savunmuyordu. Allaha hamd olsun şu an savunuluyor.

Arakanlı Müslümanların durumlarını gösteren programlar yapıyor musunuz?

Biz Rohingyalı Müslümanların yaşadıkları zorlukları anlatan çeşitli kongreler ve sergiler yapıyoruz. İki yıl içinde 24 kongre ve sergi açtık. Mekke`de bir kongre açtık oraya âlimler katıldılar. Londra`da, Malezya`da ve çeşitli ülkelerde başbakan ve devlet yetkililerinin katıldığı sergiler açtık. Yakında İstanbul`da büyük bir kongre yapacağız. Bu programda Arakan`ın kültürü, yaşantısı ve çektikleri sıkıntılar konuşulacaktır.

İslam Âleminden beklentileriniz nelerdir?

Arakandaki halk yıllardır baskı, zulüm ve sıkıntılar içinde yaşıyor. Ümmetin bu sorun için harekete geçmesi gerekir. Çünkü oradakiler de İslam Âleminin bir parçasıdır. Kur`an-ı Kerim okuyorlar, sesleri çok güzeldir. Mescid-i Nebevi`nin imamı Rohingyalıdır. Meşhur karilerin çoğunluğu Arakanlıdır. Bunlar Budist çetelerin ortasında yaşadıkları halde isimleri Arap isimleridir. Budistler yıllardır onları dinlerinden döndüremedi. Onların İslam âleminden tek istedikleri Müslümanların onlara el atmaları ve onlara sahip çıkmasıdır.

Size onlar ile ilgili bir anımı anlatayım, onlardan birisiyle görüştüm. Bana dedi ki, sizden maddi hiçbir şey istemiyorum. Sadece bir ibrik istiyorum. İbriğe ne yapacaksın diye sordum Budistler bizim her şeyimize el koydu. Benim şu an bir odam var orada 40 genç yaşıyor. Bunlar evleri yananlar, ailelerini kaybedenler ve aileleri olmayanlardır. Onunla (ibrikle) abdest alsınlar, namaz kılsınlar.

Onların sıkıntıları çoktur. Evleri bomboş, içinde hiçbir şey yok. Hatta geçenlerde bir sel oldu. Bazılarının evleri de yıkıldı. Yemek namına bir şeyleri yok. Orası (Arakan) açık bir zindandan farklı değildir. Müslümanların oralara sahip çıkması ve onları barındırması gerekir.