Fetih liderlerinden Ebu Eşref El-Armuşi`nin Hıttin Mahallesine girmesiyle 22 Ağustos tarihinde Aynu`l-Hulve Mülteci Kampında şiddetli çatışmalar başladı.

Çatışmalar bütün kampa yayılırken, 23 Ağustos`ta çatışmanın durması için yoğun çabalar ortaya kondu.

Ardından 24 Ağustos`ta gece çatışmalar yine başladı ve yaklaşık 9 saat sürdü. Aynu`l-Hulve`de çatışma yaşanması için birçok düzeyde kararların alındığı açıktı. Çünkü birçok semte ve meskûn yere yoğun ateş açılmakta, top ve füzeler kullanılmakta ve bazı noktalara baskınlar yapılmaktaydı.

Siyasi açıdan bakılınca Fetih, bu savaşın kampın içinde bulunan ve dış güçlerin emrine bağlı olarak içerde durumu krize dönüştürmek isteyen, Fetih liderlerini öldüren ve Filistin uzlaşısının dışında aşırı fikirleri olan İslamî cemaatlerden kurtulmayı amaçladığını söylüyordu.

Buna mukabil suçlanan İslamî cemaatler ise Fetih`in kendilerini takip ettiğini, rahatsız verdiğini, mensuplarını öldürdüğünü, köklerini kazımak için uğraştığını ve savaşı Fetih`in başlattığını savunuyordu.

Ancak bu yaklaşımların dışında, kampta ağırlığı olan başta Hamas olmak üzere diğer hareketlerin, eşrafın, esnafın, sivil toplum kuruluşları ve kurumların da bir yaklaşımı vardı.

Bu yaklaşıma sahip olanlar şunu savunuyor: “Aynu`l-Hulve`deki güven ve huzurun korunması, buradaki Filistin varlığının zarar görmemesi ve kampın savaş meydanı haline getirilmemesi gerekir. Fitnelerden uzak durup, sorunları diyalogla çözmek, silaha başvurmayı haram görmek, kimden olursa olsun suikastları reddetmek, suçlu varsa adil mahkemelere sevk etmek gerekir. Aynu`l-Hulve ve diğer kampları Filistin-Filistin, Filistin-Lübnan veya şii-sünni savaşı gibi çatışmalardan uzak tutmak gerekir”.

Çatışmalar başlar başlamaz bölgede etkin olan İslamî Direniş Hareketi (Hamas) siyasi ve askeri gelişmeleri takip ederek gereken tedbirleri alıp şu çalışmaları yaptı:

1. Ateşkes çabalarına destek olmaları amacıyla Aynu`l-Hulve ve Sayda`da bulunan bazı şahsiyetlerle Hamas liderlerinden bazılarını kampa gönderdi.

2. Çatışan tarafların ateşkes sağlamaları, kampın ateşe sürüklenmemesi ve halkın ateşe maruz kalmaması için hızlı bir şekilde devreye girdi ve görüşmeler yaptı.

3. Kampta ve çevresinde insani bir felaketin yaşanmaması için Lübnanlı ve Filistinli çevrelerle görüştü ve ateşkesin hayata geçirilmesini istedi.

4. Nehru`l-Barid`te olduğu gibi yeni bir felaketin yaşanmaması için tarafları uyardı.

Bu hususlar çerçevesinde Hamas şu alanlarda harekete geçti:

Birincisi: Siyasi alanda

Olaylar başlar başlamaz Hamas`ın Lübnan temsilcisi Ali Bereke ile yardımcısı Ahmed Abdulhadi başta Filistinli siyasi, milli ve İslami çevreler olmak üzere, Lübnan askeri istihbaratı, Emel Hareketi ve diğer siyasi çevrelerle görüşerek olayların büyümesini engellemeleri, bu konuda birlikte çaba göstermeleri, varılan ateşkesin devam etmesi için ciddi gayretler göstermelerini talep etti. Yapılan görüşmeler bu çevrelerin harekete geçmesini sağladı.

İkincisi: Sahada

Hamas`ın Sayda`daki siyasi temsilcisi Eymen Şenaa ve beraberindeki heyet savaşın yaşandığı noktalara bizzat giderek bütün taraflardan ateşi kesmelerini talep etti. Ona eşlik eden heyet çok zor şartlarda bölgeyi geziyordu. Çünkü silahlı bazı şahıslar Hamas temsilcisini ve heyeti açıkça tehdit ediyorlardı.

Aynu`l-Hulve`de bulanan Hamas yetkilisi Ebu`l-Velid Nur da taraflarla birebir görüşerek ateşkese varmalarını teşvik etti.

Hamas kampta olayları protesto etmek ve olup bitenin kamp sakinleri tarafından reddedildiğini, böyle bir çatışmayı istemediğini göstermek için 23 Ağustos`ta gösteri düzenledi. Gösteri esnasında silahlı şahısların yoğun ateş açmaları sonucunda insanlar tedirgin oldu. Her şeye rağmen Hamas yetkilileri meydanı terk etmedi ve çok geçmeden halk tekrar etraflarını sardı ve yürüyüşlerini tamamladı.

Üçüncüsü: İnsani boyut

Hamas hareketine bağlı ilk yardım ekipleri çatışmalar sırasında ateş altında kalan halktan yüzlerce kişiyi tahliye ederken, Fetih`ten yaralanan bazı şahısları da kurtarıp hastaneye kaldırdı.

Bu gelişmelerin ışığında Hamas şunları savunuyor:

1. Taraflar ateşkese bağlı kalmalı ve ihlal etmekten sakınmalı.

2. Kampları koruma ve savaşı reddetme konusunda Filistin girişiminin kararları esas alınmalı.

3. Sorunları çözmede savaş ve şiddete baş vurulmamalı.

4. Suikast, saldırı ve kaçırmalara son verilmeli.

5. Aynu`l-Hulve yeni bir felakete maruz bırakılmamalı.

6. Halkın huzuru için güven ortamı sağlanmalı, herkesin işine rahatça gitmesine imkan tanınmalı, okullar açılmalı, yollardaki barikatlar kaldırılmalı, savaş enkazı izale edilmeli ve çatışmalarda zarar görenlere yardım edilmeli.

7. Hamas diğer güçler savaşta taraf değildirler. Hamas kimsenin yanında değil, halkın yanında yer almaktadır.

Re`fet Murre / Filistin Haber