Hükümetin, Dersim Katliamını kabul edip özür dilemesinin ardından, gözler 28 Şubat Post-Modern darbesinin başörtüsü mağdurlarına çevrildi. 28 Şubat darbesinin başörtüsü mağdurlarından olan Sosyolog Hülya Şekerci, “Askerler özür diler mi bilmiyoruz, fakat darbenin kökenine indiğimizde, ilk özrü onların dilemesi gerekir” dedi.
 
28 Şubat Post-Modern darbesinin başörtüsü mağdurlarından olan Sosyolog Hülya Şekerci, hükümetin Dersim Katliamı konusundaki tavrını olumlu olduğunu fakat eksik bulduğunu ifade ederek “Dersim’de yaşananlar ciddi bir katliamdır. Fakat Türkiye’nin birçok noktada yaptığı hak ihlalleri konusunda kendisi ile yüzleşmesi gerekir” dedi.
Sokaklarda postallar yoktu fakat
 
Hülya Şekerci, 28 Şubat darbesini değerlendirerek “Sokaklarda askerler ve postallar yoktu. Fakat joplar, polisler ve hapishanelerin gölgesinde ciddi zulümlerin uygulandığı ve etkileri uzun dönem olan bir darbeydi” şeklinde konuştu. Şekerci, günümüzde hala etkisi süren zulümlerin son bulması gerektiğini söyleyerek “Özgürlükleri gasp eden başörtüsü yasağının tamamen kaldırılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
 
Askerden Özür Bekliyoruz
Temel özgürlükleri hedef alan 28 Şubat döneminde askeri vesayet uygulandığını vurgulayan Şekerci, “Askerler özür diler mi bilmiyoruz, fakat darbenin kökenine indiğimizde, ilk özrü onların dilemesi gerekir” dedi. Şekerci, ”28 Şubat Post-Modern darbesini yapanlar ve destek olanlar için yargısal süreç derhal işlemeli, dilenecek özrün ardından da mağdurların mağduriyetini gidermek için gerekenler yapılmalıdır” şeklinde konuştu.
 
Parmağı olan herkesten hesabı sorulmalı
Başörtüsü mağdurlarından Doç. Dr. Sevgi Kurtulmuş, “Her kesimden olduğu kadar, o dönemde de üniversitelerde başörtüsü nedeni ile benim gibi haksızlığa uğrayan ve acı çeken çok kişi var. Askeriye, sivil ve siyasi olmak üzere, bu olayda parmağı olan herkesten hesabı sorulmalı ve mağdurlardan özür dilenmeli” dedi.
 
Teröristmiş gibi kıyıma uğradılar
Başörtüsü ile çalışan ilk doçent olmayı isterdim” ifadelerini kullanan Kurtulmuş “Kendi ülkemde, inanç ve değer yargılarıma uygun bir şekilde yaşamaya çalıştığım için, kendimi acımasızca kapının önünde buldum. İnançları gereği başını örtenler, teröristmiş gibi kıyıma uğradılar”.
 
Derin izler bıraktı
İstanbul Üniversitesi` nde akademisyenken, başörtüsü yasağı yüzünden görevinden uzaklaştırılan Sevgi Kurtulmuş, “Dönemin antidemokratik ve baskıcı uygulamalarından en çok etkilenen kurumların başında İstanbul Üniversitesi geliyordu. Rektör olarak Kemal Alemdaroğlu’nun göreve başlamasıyla birlikte hedef seçildim ve hemen açığa alındım” şeklinde konuştu.
 
Yaptırım olmadığı sürece yapay gündemden öteye geçemez
Dersim katliamı konusunda dilenecek özrün asla telafi olmayacağını vurgulayan İLKDER Başkanı Özden Sönmez ise, “Kayıpları geri getirmeyecek olan bu özür, Dersimliler için bir şey ifade etmez. Ayrıca yanında belli yaptırımları getirmediği sürece, yapay gündem olmaktan öteye geçemez” ifadelerini kullandı.
 
İade-i İtibar bekliyoruz
Hak ve özgürlükler noktasında ciddi kayıpların yaşandığını ve 28 Şubat dönemindeki başörtüsü yasakları konusunda yaşadıklarını unutamadığını söyleyen Sönmez, “Okul kapılarının kapatılması ve psikolojilerinin bozulması nedeni ile geleceği sekteye uğrayan mağdurların mağduriyetleri, kuru bir özür ile gerçekleştirilemez. Dönemin başörtüsü mağdurlarının yasal olarak haklarının verilmesini istiyor ve İade-i İtibar bekliyoruz” dedi.
 
Milat Gazetesi