Son yıllarda kapattığı camiler, susturduğu ezanlar, başörtüsüne getirdiği yasaklarla adını sıklıkla duyuran İlhan Aliyev başkanlığındaki Azerbaycan yönetimi, halkın yüzde 96’sının Müslüman olduğu ülkede İslam’a karşı adeta bir savaş başlatmış bulunuyor. Ancak ülkede yüzde birlik bir orana dahi sahip olmayan Yahudilere tanıdığı olanakların yanı sıra siyonist rejimle yaptığı ekonomik, askeri ve stratejik anlaşmalar, Azeri yönetiminin israil markajına alındığını gösterdiği gibi ikiyüzlü yöneticilerin kirli yüzünü de ortaya çıkarıyor.
 
Başkenti Bakü olan Azerbaycan Cumhuriyeti, 8,5 milyon nüfusa sahip bir ülkedir. Komşuları Gürcistan, Ermenistan, İran, Türkiye ve Dağıstan Özerk Cumhuriyeti’dir. Başkentin dışındaki şehirlerden birkaçı Gence, Sumgayıt, Mingeçevir, Ali Bayramlı’dır. Halkın yüzde 96’sı Müslüman olan Azerbaycan devleti laik bir sistemle yönetilmektedir. Ülkede bulunan Müslümanların çoğunluğu Şii-Caferi mezhebine mensuplar. Nüfusun yüzde 3’ü Rus Ortodoks, yüzde biri de Yahudi ve diğer dinlere bağlılar. Para birimi olarak da Manat kullanılıyor. Ülkenin resmi dili Azericedir. Rusça, Ermenice, Lezgice, Gürcüce de kullanılan diğer diller arasındadır.
 
ÜLKENİN TARİHİ VE 1991’DE GELEN BAĞIMSIZLIK
Ülkenin bilinen tarihinin başladığı M.Ö 600 yılından bugüne savaşlara, iktidar mücadelelerine sahne olmuş bir ülke olan Azerbaycan, İslamiyet’le Hz. Ömer döneminde tanışmış. Emeviler tarafından fetihlerde üs olarak kullanılan bugünün Azerbaycan toprakları Moğol istilasına; Bizanslılar ile Sasanilerin, Akkoyunlular ile Karakoyunluların, Osmanlılar ile Safevilerin savaşlarına; 17. yüzyılda ise Osmanlı Devleti, İran ve Rusya arasındaki nüfuz mücadelesine sahne olmuştur. Rusya’nın 18. yüzyılda başlayan ve 19. yüzyılda hız kazanan sömürgecilik faaliyetlerinden nasibini alan ülke, 1917’deki Bolşevik devriminden sonra Bolşeviklerin self-determinasyon hakkını desteklemesi sonucunda Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti adıyla tarih sahnesinde yerini almıştır. Ancak Azerbaycan, Bolşeviklerin verdikleri sözü unutarak 1920’de ülkeyi işgaliyle SSCB’nin bir parçası haline gelmiştir. Uzun süren komünizm döneminin ardından 1991’de bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan’ı ilk tanıyan ülke Türkiye oldu.
 
DAĞLIK KARABAĞ SORUNU
Azerbaycan’ın hala çözüme kavuşturulamamış bir sorunu olan Ermenistan ile arasındaki sorun Karabağ sorunudur. Uzun bir tarihi geçmişe dayanan ve Ermenistan’ın Karabağ’ın dağlık kesimi üzerindeki hak iddiasına dayanan sorunun 1991’de iki ülkenin bağımsızlığını ilan etmesi ile savaşa dönüşmesi; yüzlerce Azeri’nin katledilmesi ve çoğunluğu Azerbaycan sınırları dâhilinde olmak üzere bir milyon civarında Azeri’nin yerinden edilmesine yol açtı. İki ülke arasında 1994’te ateşkes ilan edildi; lakin bu insanların sığınma, beslenme, sağlık ve eğitim gibi sorunları çözüme kavuşturulabilmiş değil.


SİYASET SAHNESİ TÜRKİYE’YE BENZİYOR
Seçmen sayısı 4 milyon 2 yüz bin olan Azerbaycan’da devlet başkanı, anayasaya göre beş yıllık süre ile iki kereden fazla olmamak üzere seçilmektedir. Devlet başkanı dışında bir de hükümet başkanı bulunmakta, bakanlar kurulu ise devlet başkanı tarafından atanmakta ve milli meclis (parlamento) tarafından onaylanmaktadır. Azerbaycan Milli Meclisi’nde 125 üye bulunmakta, milletvekilleri beş yıl için seçilmektedirler. Azerbaycan’da demokrat, komünist, liberal gibi birçok parti kurulmuş ve faaliyetlerini halen de sürdürürken, dinî partiler de kurulmuş, faaliyetlerini sürdürüyor ancak sürekli engellerle karşılaşmaktadırlar.
 
ALİYEV BASKIYLA İKTİDARINI SÜRDÜRÜYOR
Bugün Azerbaycan’ın en ciddi sorunlarından biri ülkenin içinde bulunduğu siyasi durumdur. Seçim dönemleri başta olmak üzere zaman zaman sesini yükselten muhalefet Aliyev iktidarının baskı ve usulsüzlüklerini gündeme getirmektedir, ancak yeterince güçlü değildir. 6 Kasım 2005 seçimlerinden de galip çıkan İlham Aliyev iktidarını daha da güçlendirme çabası içerisindedir. Haydar Aliyev, 15 Ekim 2003’teki başkanlık seçimleri öncesinde istifa ederek oğlu İlham Aliyev’i başbakan olarak atamış ve oğlu için başkanlık yolunu açmıştı. Adil olmadığı ve usulsüzlük karıştırıldığı insan hakları örgütleri tarafından sık sık dile getirilse de sonuç olarak Yeni Azerbaycan Partisi olarak İlham Aliyev başkan seçilmişti. Muhalefetin şiddetli tepki ve protesto gösterilerine karşılık Aliyev yönetimi protestoları bastırmayı ve muhalefeti sindirmek üzere baskılarını sürdürmeyi seçmiştir.


SİVİL VE SİYASAL HAKLAR
Azerbaycan son yıllarda muhalif siyasi gruplara yönelik baskılarla uluslararası insan hakları kuruluşlarının gündemindedir. Seçimlerde yapılan usulsüzlükler, hükümet karşıtı gösteriler sonrası tutuklama ve baskılar, muhalif partilere ve bağımsız medyaya getirilen kısıtlamalar gündeme getirilmekte ve değiştirilmesi yönünde Azerbaycan yönetimine uyarı ve baskı yapılmakta ancak Bakü yönetimi uyarıları dikkate almamaktadır.


MÜSLÜMANLAR YOĞUN BASKI ALTINDA
Azerbaycan’da İslam’ın geniş alanlara yayılması özgürlüğün ilk yıllarında başlamıştır. Özgürlüğünü elde ettiği 1991 yılında Azerbaycan’a birçok Arap ülkesi ile birlikte, komşu İran ve Türkiye’den de İslami cemaatlerin gelişi başlamıştır. Bu da haliyle Azerbaycan nüfusunun İslam konusunda bilgilenmesi ve bilinçlenmesini kolaylaştırmıştır. Ancak Azerbaycan rejimi, Müslümanları yoğun baskı altında tutmaktadır. Her alanda engellenen Müslümanların hareket alanları oldukça sınırlandırılmış, ülke Müslümanları adeta esaret altında yaşamaya mahkûm bırakılmaktadır.
 
CAMİ KAPATMALAR… BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI… TUTUKLAMALAR…
Son yıllarda başkent Bakü ve çevresindeki illerde birçok medrese ve cami tadilat bahanesiyle kapatılmış, bazı camilerin hoparlörlerinden ezan okunmasına yasak getirilmiştir.

Kasım 2010’da bu ülkenin orta dereceli okullarında başörtüsü yasaklandı. Bundan sonraki süreçte resmi olmazsa da diğer eğitim kurumlarında ve kamu alanlarında İslami örtüye ciddi engellemeler getirildi. Şu anda üniversitelerde örtünün yasaklanmasıyla ilgili bir açıklama yapılmamakla birlikte yasakların yakınlarda üniversiteyi de kapsayacağı kuşkusu varlığını hissettirmektedir. Azerbaycan mevzuatına bakıldığında okullarda başörtüsünü yasaklayan herhangi bir metne rastlanmamakta. Ancak gayri hukuki bu yasak uygulama, Türkiye pratiğinde öğrencilerin karşılaştığı fiili yasak uygulamasında olduğu gibi keyfi muamelelerle insanlar mağdur ediliyor.
 
Azerbaycan’ın Müslüman kadınları dini problemlerinin ortadan kaldırılması, özellikle de örtü sorununun halledilmesi için yoğun çaba sarf ediyor. Duyarlı Müslüman halk da İslami örtü ve bu sebepten dolayı tutuklanan Müslümanların serbest bırakılması ile yasağın kalkması için gösteriler düzenliyor. Yapılan bu tür gösterilere karşı Azeri polisi uzun süreli tutuklamalar gerçekleştiriyor.
 
PETROL VE GAZ ZENGİNİ ÜLKE ABD VE İSRAİL MARKAJINDA
Zengin petrol ve doğalgaz yataklarına sahip olan Azerbaycan, büyük güçlerin bilhassa bölgedeki enerji kaynaklarından faydalanmak için Rusya ile nüfuz mücadelesi içerisinde olan ABD ile israil’in ilgisini fazlasıyla çekiyor. 1994’te ABD ile imzalanan yüzyılın anlaşması ve 2005’te faaliyete geçen Bakü-Ceyhan Petrol Boru Hattı, ülke üzerindeki ABD etkisinin en somut örnekleridir. Bakü yönetiminin siyonist israille son dönemlerde yaptığı ekonomik, askeri ve stratejik birçok anlaşma ise Azeri rejiminin, israil’le dostluğunu pekiştirdiğini gösteriyor.
 
SİYONİSTLERİN ÜLKEDEKİ NÜFUZU
Bu ülkedeki Yahudi nüfusu bütün ülke nüfusunun binde birinden fazla değildir ancak Aliyev yönetimini etkileri altında tutabiliyorlar. Burada yaşayan Yahudiler iki kısma ayrılır. Bir kısmına dağlık bölge Yahudileri, diğerlerine ise Eşkenazi Yahudileri denilmektedir. Farklı yol ve yöntemleri kullanan siyonistler Azerbaycan halkını kandırmaya çalışmakta ve hükümete nüfuz etmektedirler. Özellikle ülke basınını, gazeteleri, eğitim ve öğretim kurumlarını nüfuzları altına alıp imkânlarını kullanarak İslam’a karşı yoğun propagandalar yürütmekte, her alanda İslam düşmanlığını işlemeye çalışmaktadırlar. Bakü’de Yahudi Havra`larının sayıları çok fazla değil. Ancak faaliyet merkezleri oldukça yoğundur. Bakü’de biri Yahudilere yardım ulaştırma merkezi, diğeri de büyük bir eğitim kompleksi olmak üzere iki büyük merkez bulunmaktadır. Bu merkezlerin açılışı bizzat bu ülkenin cumhurbaşkanı İlham Alivev tarafından yapıldı.


YAPILAN BASKILAR MÜSLÜMANLARI BİLİNÇLENDİRİYOR
Azerbaycan’ın Müslüman halkı, ülkede Müslümanlara yönelik yasaklamaların birçoğunun arkasında siyonist Yahudilerin parmağının olduğuna inanmaktadır. Azerbaycan, Sovyetler Birliğinin elinde olduğu yıllarda ülkedeki hakim komünist sistem Azerbaycan topraklarından İslami izleri silmek için medreseleri kapatmıştı. Sovyetlerin yıkılmasından sonra Müslüman Azerbaycan halkı Gavi Çay, Celilabad ve Nardaran şehirlerinde medreselerini yeniden inşa etti. Ancak medreseleri yasaklayıp kapılarına kilit vuran bugünkü Azerbaycan rejimi İslam’a düşmanlıkta komünist rejimi aratmadığını ortaya koydu. Ayrıca siyonist israil’le yaptığı birçok anlaşma sonrası iki rejim arasında başlayan yakınlaşma, Bakü yönetiminin İslam’a olan düşmanlığını günden güne artırıyor. Ama yönetimin İslam’a göstermiş olduğu düşmanlık, nüfusun yüzde 96’sı Müslüman olan ülke halkını İslami davayı daha iyi anlamaya, bilinçlenmeye ve sahiplenmesine yol açacaktır inşallah...
 
 

Faruk Can / İnzar Dergisi / Kasım 2011