Mehmet Şenlik / İnzar Dergisi
 
Kuran`da Hak ve batıl kavramları, İslam ile onun dışındaki dinleri, sistemleri tanımlamak için kullanılır. Nitekim dinler tarihini yazan birçok yazar, dinleri `hak dinler` ve `batıl dinler` şeklinde iki kategoride incelemişlerdir. Hak dinlere `milel`, batıl dinlere de `nihal` denmiştir.

Kur`an, hak kelimesini hem Allah (cc) için, hem de O`nun dini İslam için kullanır. Çünkü Allah (cc), mutlak haktır, mutlak varlıktır. O`nun varlığı değişken değil, ebedidir. O`nun hak din olarak gönderdiği İslam da haktır, doğrudur, gerçektir ve kalıcı olandır.

"De ki: Hak geldi; artık bâtıl ne bir şeyi ortaya çıkarabilir ne de geri getirebilir." (Sebe: 49)

Batıl, hakkın karşıtıdır. Temelsiz, geçersiz ve hükümsüzdür. Sürekli ve kalıcı olmayandır. Şu ayet-i kerime hak ve batılı ne güzel ifadelerle tasvir ediyor:

"(Allah) gökten bir su indirdi de kendi miktarınca sel oldu. Sel de yüze vuran bir köpük yüklendi. Bir süs veya meta (fayda) sağlamak için ateşte yakıp-erittikleri şeylerden (madenlerden) de bunun gibi bir köpük (posa) kalır. İşte Allah, hak ile batıla böyle örnekler verir. Köpüğe gelince, o atılır, insanlara fayda sağlayacak şey ise yeryüzünde kalır. İşte Allah böyle örnekler vermektedir." (Rad: 17)

Allah (cc), mutlak Hak`tır. O kendi varlığı ile vardır ve her şeyin yaratıcısıdır. Kıyamette her şey ölecektir ve yalnızca O`nun varlığı kalacaktır. (Kasas: 88)

Öyleyse ...
 
MAKALENİN TÜMÜNÜ OKUMAK İÇİN TIKLAYIN!