Geçen yıl meydana gelen savaşın üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, Gazze ile ilişki konusunda İsrail`de en üst düzeyde iç tartışmalar halen devam ediyor.

 İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu`nun Gazze ile ateşkesin devamlılığını sağlamak için Mısır, Türkiye ve Katar gibi ülkeler aracılığıyla Hamas ile dolaylı görüşme kanalını açık tutma konusunda istekli ve ısrarlı davranmasına karşın; Filistin`deki iç bölünme, Filistin kararlarında bazı çevrelerin etkisi, İsrail`de yaklaşan seçimler, dünyanın Müslüman Kardeşler`in hezimetini seyretmesi, Hamas ile ilişki konusunda başka konuların öncelenmesine neden oldu. Sonuç olarak da Gazze`de büyük sorunlar yaratarak ve sorunların devam etmesini sağlayarak bölgenin Hamas hareketine karşı patlaması için Gazze`de gidişatı patlama noktasına doğru ittiler.

Bunun için de;

Bir: Direnişin sahada kazandığı zaferleri ufukları olmayan felaketlere dönüştürerek, insanların umutlarını kırmaya çalıştılar.

İki: İmarın başlamamasını ve ambargonun kaldırılmamasını, Hamas`ın Gazze`de bulunan askeri gücüne bağladılar.

Üç: Filistin davasının etrafını çevreleyenler, Gazze`de toplumun tamamen yıkılması ve dağılması için bölgeyi yok edecek kuşatmayı devreye sokmak gerektiğinde ittifak ettiler.

Dört: Gazze savaşından sonra halklar tarafından fazlasıyla sevilen direnişi kötülemek ve ona karşı kamuoyu oluşturmak amacıyla medyayı direniş aleyhinde harekete geçirdiler.

Beş: Başka Arap bölgelerinde olduğu gibi, burada da küresel cihad hareketlerini kullanarak, Gazze`de de teröre karşı olduğu iddiasıyla bir hareket başlatmak istediler.

Altı: Fetih`le uzlaşma ve anlaşma olanaklarını yok ettiler. Bu da Filistin hükümetinin hiçbir şekilde kurulmayacağı ve rol üstlenmeyeceği anlamına geliyor.

Yaşanan krize karşı Hamas`ın tavrı:

Hamas daha önce olduğu gibi, şimdi de düşmanın kellesini istediğini biliyor. Çevresindeki devletlerin de “Hamas`sız bir Gazze`nin kendileri için daha iyi” olduğu bakış açısında düşmanla ortak paydaya sahip olduklarını da biliyor.

Bu tespit ve öngörüsü, Hamas hareketini bazı kartları kullanmaya götürdü. Bunun sonucunda hareket kuşatmanın bazı halkalarını kırmayı başardı. Ve şu adımları attı:

Bir: Seçimlerden önce Netanyahu`yu zor duruma sokmak için büyük dosyaları yayınlama tehdidinde bulunarak medya savaşına yine medya aracılığıyla karşılık verdi. Bu, Siyonist toplumun savaşlarda alışık olmadığı bir şeydi. Bu tehdit ve savaş Netanyahu`nun aracılar vasıtasıyla Hamas hareketine “seçimlerden sonra İsrail savaş sonrası talepleri kabul etmeye hazırdır” mesajını vermesine neden oldu.

İkincisi: Güvenlik sorununa Mısır`la birlikte karşı koymak. Mısır emniyeti Gazze`ye hükmeden Hamas hareketinin bölgedeki güvenliği zaptu rapt altına alma görevini bırakabileceğini, ancak bunun Sina`daki durumun daha da kötüleşmesine neden olacağını anladı. Bunun sonucu olarak da Hamas ile ilişkilerde yaşanan buzlar erimeye başladı. Her ne kadar, Hamas liderleri Mısır İstihbarat Bakanı ile görüşüyor ve bölgedeki durumu masaya yatırıyorlarsa da bu ilişki mütevazı bir düzeyde yürüyor ancak bu iki taraf için olumlu bir adımdır. Bunun sonucu olarak Mısır Mahkemesi Hamas hareketi ile ilgili verdiği kararı bozup onu terör listesinden çıkardı.

Üçüncüsü: Hamas müttefiklerinin Gazze kuşatması dosyasında bulunma istek ve arzuları, bunun için ciddi çabalar göstermeleri. Bu durum İsrail`in, özellikle Mavi Marmara ve Gazze savaşından sonra oluşan bozulmaları onarma ihtiyacını hissetmesine neden oldu.

Dördüncüsü: İsrail`in, Hamas hareketinin İsrail hükümetinin hiç istemediği büyük bir savaşı idare etme güç ve kabiliyetine sahip olduğuna kanaat getirmesidir.

Beşincisi: Hamas hareketinin işgal rejimini çevreleyen ülkelerle iyi ilişkiler geliştirmesi ve burada varlığını hissettirmesidir. Netanyahu hükümetinin korktuğu işte budur. Çünkü bununla Suriye ve Lübnan`da yeni güvenlik noktaları oluşacak ve süreç Filistinli grupların Lübnan`dan çıkmadan önceki hale gelecektir.

Altıncısı: Hamas hareketinin çok yönlü olarak işleri elinde bulundurma başarısıdır. Gazze`nin idaresi ve burada güvenliği sağlamada başarı kazanması onu ayrıcalıklı kıldı. En önemlisi onun Gazze`de etkin olan güçler ve çevrelerle uzlaşma ve anlaşma becerisidir.

Bu altı nokta ve başka hususlar İsrail ile uluslararası camianın şu adımları atarak yeni bir savaş ve patlamanın fitilini söndürme çabaları içine girmelerine neden oldu:

Bir: Küresel çapta Hamas`a açılma. Avrupa düzeyinde oldukça fazla ilgi ve açılım olurken, Amerika`da biraz, Arap ülkelerinde de gözle görülür bir açılım meydana geldi. Bu da Gazze`ye dönük yeni çözümlerin doğmasına imkân sağlayacak.

İki: Avrupa Tonyy Blair ve değişik siyasi çevreler aracılığıyla ateşkes karşılığında kuşatmanın kaldırılması ve imarın başlaması gibi çok somut öneriler sundu.

Üç: Dosya şu anda çok kapalı görünse de kayıp İsrail askerleri için bakanlar düzeyinde girişimler yapıldı.

Dört: Hamas`ın ateşkes görüşmelerinden önce kuşatmanın hafifletilmesi şartını öne sürmesinden sonra çözüm için Türkiye ve Katar`ın devreye girmeleri ve rol almaları.

Beş: Uluslararası çevrelerin ve dünya ülkelerin Ortadoğu Dörtlüsü`nün daha önce öne sürdüğü şartları tekrar gündeme getirmeden ve bunları şart koşmadan Hamas hareketiyle görüşmeyi kabul etmeleri ve Filistin Yönetimi`nin Gazze konusunda çıkardığı engelleri atlamaları.

Yaşanan gelişmeler ışığında gelecekle ilgili birkaç tespit

Ateşkes için ortam gayet uygundur. Tabi her iki taraf diğerine şartlarını kabul ettirme çabası içinde olacak. İsrail Netanyahu`nun yönetimi boyunca güvenliği garantileyecek bir ateşkesi istiyor. Aynı şekilde Gazze`yi şöyle veya böyle kontrol altında tutmak istiyor. Bölgede direnişi engelleyecek bir ekonomik büyümenin olmasından yanadır.

Buna karşın Hamas da kendisine ağır bedeller ödeten, yıpratan ve gücünü tüketen savaşlardan sonra böyle bir ateşkesin nefes almasına yarayacağını düşünüyor. Bunu imzalarken siyasi bir anlaşmaya imza atmayacak, dolayısıyla ateşkesten savaşın bir sonucu olarak bahsedecektir.

Tabi engeller çok, müdahaleler de çok. Ancak sahadaki aktörlerin dosyayı olgunlaştırıp ileri bir aşamaya taşıdıklarından bahsediliyor.

Amerika`nın bölgede ateşkesi arzu etmesi, İsrail`in yeni bir savaştan korkması, alternatiflerin olmayışı ve İsrail`in Hamas karşısında başarısız kalması bu sonuca götüren asıl nedenlerdir.

Anlaşmayla ilgili korkular…

Bir: Fetih`in bu durumu fırsata çevirememesi ve sadece Batı Yaka ile yetinmesidir. Bunun yanında Hamas`ın da durumu kabullenmesidir. Bu durum, Filistin Yönetimi`ni arzulanmayan tehlikeli adımlar atmaya itebilir.

İki:  Şemsiyesi FKÖ olacak bir siyasi yapının kimi çevrelerin katkılarıyla Batı Yaka`da, şemsiyesi Hamas olacak bir yapının da Gazze`de kurulması.

Üç: Gazze`deki grupların ateşkes maddeleri üzerinde ittifak etmemeleri.

Dört: İsrail ile ilişkilerin korunması hususunun Batı Yaka`da savunulmaya devam edilmesi ve bunun sonucu olarak güvenlik durumunun daha önce olduğu gibi şimdi ve daha sonra da devam etmesi. Bütün bunlar ateşkesle ilgili korkulardan bazılarıdır.

Ala Er-Rimani - Flistin Haber