Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu toplantısı sonrası açıklama yaptı. Davutoğlu, MHP Lideri Bahçeli ile Cuma namazı sonrası bir araya gelmeyi ve seçim hükümeti kurmayı teklif etti. HDP ile hükümet kurmak istemediğini söyleyen Davutoğlu HDP`den kimlerin bakan olacağına kendisinin karar vereceğini tekrarladı.
“Cuma buluşalım”
Başbakan Davutoğlu, Bahçeli`nin “Cuma Namazı sonrası” sözünü hatırlattı ve bir araya gelerek seçim hükümeti kurma çağrısında bulundu;
“En kısa zamanda nerede ve ne zaman isterlerse bir araya gelmeye razıyım. Yeter ki millet bize verilen sorumluluktan kaçtığımızı söylemesin. Yarın Cuma. Sayın Bahçeli hep Cuma`dan bahsetti. İsterse Cuma namazı sonrası nerede istiyorsa buluşalım. İsterse ilk mecliste buluşalım.Seçim kararını Cumhurbaşkanı değil meclis alsın.”
“Cumhurbaşkanımızın, erken seçim kararı almasına mahal bırakmaksızın…”
Davutoğlu HDP ile koalisyon kurmak istemediklerini ancak bunun anayasal bir zorunluluk olduğunu söyledi ve CHP ile MHP liderlerine seslendi;
"Ben bütün siyasi partilere bir çağrıda bulunmak istiyorum. 24 Ağustos günü gelmeden önce, TBMM içinden bir hükümet çıkamadığı için Sayın Cumhurbaşkanımızın, hükümet çıkmaması dolayısıyla erken seçim kararı almasına mahal bırakmaksızın gelin biz görevimizi yapalım ve TBMM içinden bir hükümeti, erken seçim kararını da TBMM içinde alarak biz vazifemizi yapalımSayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Bahçeli'ye buradan çağrıda bulunuyorum, en kısa zamanda nerede ve hangi şartlarda isterlerse bir araya gelmeye hazırım. İstedikleri mekanda, istedikleri süreyle, istedikleri gündemle oturmaya hazırım."
“TBMM içinde çözüm üretelim”
Başbakan, MHP Lideri Bahçeli`nin PKK saldırıları sonrası bazı illerde sıkıyönetim ilan edilmesi talebini sorumsuzluk olarak niteledi ve şunları söyledi;
"Milletimiz söz konusuysa biz egolarımızı bir kenara bırakırız. 'Vesayetten kurtulsun da gelsin' dedikleri halde ben hiçbir şekilde bunu tartışma konusu yapmadan gittim, çünkü milletimin geleceği benim şahsi egomdan daha önemlidir. Ama şimdi herkese soruyorum ne çözüm ürettiler, ne teklif ettiler? Her teklife hayır dedikten sonra çıkıp sıkıyönetim talebinde bulunmak, 'TBMM içinde çözüm üretelim' dedikten sonra çıkıp Milli Güvenlik Kurulu zeminine olayları çekmeye çalışmak, 28 Şubat mantığı gibi bir mantıktır."
“Milletimiz devletimizin kudretinden emin olmalıdır.”
Davutoğlu HDP`ye yönelik ise şunları söyledi;
"HDP'ye dönük olarak da, onun sırtını dayadığını iddia ettiği örgütlere dönük olarak da söylüyorum, Türkiye'de demokrasiyi korumak için alınması gereken her türlü güvenlik tedbirini, önlemi alacağız ama asla Türkiye'de demokrasinin askıya alınmasına izin vermeyeceğiz. Milletimiz ve vatandaşlarımızın bütünü hükümetimizden, devletimizin kudretinden emin olmalıdır. Her ne suretle olursa olsun bu görevi ürettiğimiz sürece ülkemizin her bir köşesinde üzerimize gelen terör saldırıları karşısında kararlılığımızı hiçbir tereddüt göstermeden devam ettireceğiz."
“HDP'nin, gelecek üyelerin kendisine danışılmasını istemesi tutarsızlıktır”
Başbakan olası bir AKP-HDP seçim hükümetinde HDP bakanlarını da kendisinin belirleyeceği söylemini tekrarladı;
"62. Hükümet döneminde benim oluşturduğum Bakanlar Kurulu'nu Cumhurbaşkanımıza arz ettim. Cumhurbaşkanımız anayasal olarak daha önceki bütün cumhurbaşkanlarında olduğu gibi onaylar ve o anlamda istişarede bir söz hakkı da vardır o ilişkinin doğası gereği ortaya çıkan. Bunu tartışmaya açtıktan sonra HDP'nin, gelecek üyelerin kendisine danışılmasını istemesi tam anlamıyla bir tutarsızlıktır. Ben ne yapacağımı bilirim. Anayasa ne derse onu yaparım. Eğer böyle bir ithamda bulunmasalardı, belki bir istişare ihtiyacı hisseder veya demokratik süreçlere duyduğum saygı gereği belki de bir istişarede bulunur, sorabilirdim. Ama bana hakaret ettikten sonra, anayasal çizgi dışına çıkıp benden bir tavır beklemeye de hakları yok."
Kaynak: Al Jazeera, AA