Riyad Makaev – Doğruhaber/Analiz
Amerika Birleşik Devletleri, Ortadoğu`da gerçekleştirmek istediği düzenini tek başına yapamayınca DAEŞ üzerinden yeni bir oyun tasarlayarak gerçekleştirmek peşinde. Irak El-Kaide örgütünden koparak Suriye savaşı ile birlikte yeni bir radikal örgüt haline gelen DAEŞ için ABD dünya medyasında en geniş tanıtımını gerçekleştirdi. Suriye`de İran ve Rusya gibi engellerle karşılaşan ABD önce DAEŞ`i büyüttü ve medya üzerinden DAEŞ`i dünya gündeminin en önemli konusu haline getirdi. ABD ikinci kez dünya kamuoyunu aldatmayı başardı. İlki, 11 Eylül New York İkiz Kulelerine yönelik saldırısını bahane ederek El-Kaide ve uluslararası terör tehlikesini gündeme getirerek bir koalisyon ordu kurmuştu. Neticesinde Afganistan ve Irak`ı işgal ederek milyonlarca insanın ölümüne sebep oldu. Şimdi ikinci kez Suriye`de işler istediği gibi gitmeyince ikinci bir senaryonun startını verdi. Bu sefer “radikal İslam” kılıfına soktuğu DAEŞ örgütünün oluşumuna öncülük yaptı. Sonra bu örgüt üzerinden öncesinde yaptığı gibi İslam`ı kötülemeye devam ederek DAEŞ`in dünya için en birincil tehlike olduğu şeklinde dünya kamuoyuna yutturdu.
SİNSİ ŞEYTANCA PLAN!
Suriye`de ciddi problem olarak karşısına çıkan İran ve Rusya sorununu ise ABD şu şekilde çözmüş oldu. Önce Ukrayna`da hazırladığı senaryoyu yürürlüğe koydu. Rusya`nın asla kenarda durmayacağı Ukrayna`nın AB`ye entegrasyonu anlaşmasını bahane ederek Rusya`yı ve Ukrayna`yı savaşa soktu. Daha sonra Kırım`ın ilhakına sebep oldu. Bunları bahane ederek Rusya`ya yönelik ekonomik yaptırımlar kararı aldırttı. ABD ve AB Ukrayna ile ilgilenirken DAEŞ tüm hızıyla hem Irak`ta hem de Suriye`de ilerliyordu. ABD, DAEŞ`in ilerlemesini gördüğü halde hiç ses çıkarmadan Ukrayna`da “demokrasi için” uğraşıyordu. Rusya`ya yönelik her alanda ekonomik yaptırımlar uygulayan ABD ve AB dünya pazarında petrol fiyatlarını da düşürmeyi başardı. Rusya inanılmaz bir ekonomik sarsıntı ile karşı karşıya kaldı. Rus rublesi ani düşüşlerle halkı bir an içinde fakirliğe ve maddi ve manevi sıkıntılara soktu. Rusya artık dış politika ile uğraşacak pozisyonda değil, ekonomi ile ve ekonomik yaptırımlarla ortaya çıkan sıkıntılarla boğuşmak zorunda bırakıldı.
İŞLEYEN PLAN TÜRKİYE`Yİ DE KOALİSYONUN İÇİNE İTTİ
Suriye`de ABD`nin karşısındaki ikinci problem ise İran idi. İran ile nükleer müzakereleri gündeme getirerek ilk defa başarı elde eden Batı, aynı zamanda bu anlaşma ile İran`a yönelik ekonomik yaptırımları da kaldırmış oldu. Bu anlaşma ile birlikte İran`ın petrol üretimi ve ihracatı otomatik yükselecek ve aynı zamanda Rusya ekonomisine direkt etki yapacak. Petrol varil fiyatı bugünlerde 50 doların altına düştü. ABD böylece İran`ı da Suriye`de problem olmaktan çıkarmış oldu. Ayrıca Suriye konusunda hiç müdahil olmak istemeyen Türkiye bile Suriye`deki DAEŞ`e yönelik kurulan koalisyon içine girmiş oldu. Türkiye`yi Suriye`deki PYD`yi harekete geçirerek koalisyona girmeye ikna etti. Bugüne kadar Beşar Esad`a karşı herhangi askeri müdahaleye yanaşmayan ABD, artık Esad`a vurun talimatı verdi. Böylece bazı şeylerin yerine oturduğu belli oldu.
RUSYA DA KENDİNİ ABD`NİN PLANI İÇERİSİNDE BULDU
ABD böylece Suriye savaşında kendi yanında yer almayan tüm ülkeleri bir şekilde problemlerle sardı ve kendi istediği raya sokmuş oldu. Kim ne derse desin ABD bölgede hala hâkim ve istediği gibi at koşturuyor. Birçok konuda büyük konuşan ve hatta nükleer başlıkları taşıyan uçakları AB semalarına yakın sınırlardan uçurarak blöf yapan Putin`i bile köşeye sıkıştırdı. Son olarak, Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jan Asselborn ile yaptığı görüşmede öncelikle DAEŞ'le mücadele olmak üzere güncel konuları ele alan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova yönetiminin, Arap ülkeleri koalisyon ordusunun kurulması da dahil, DAEŞ'le mücadeleyi geliştirmek için yapılacak her türlü girişimi destekleyeceğini belirtti. Mısır tarafından yapılan bu teklifin şu anda Arap Birliği ülkeleri tarafından müzâkere edildiğini vurgulayan Lavrov, Rusya'nın bu konudaki müzâkere ve istişarelere açık olduğunu söyledi.
RUSYA`DAN KATILIM ÇOK…
Öte yandan DAEŞ, Rusça yayın yapan kanalı açarak Rusya`da bulunan Müslüman gençlere yönelik propagandaya başladı. DAEŞ`e en çok katılan ülkeler arasında Rusya ilk sıralarda yer almaktadır. Rusya`dan giden gençler en çok Çeçenistan bölgesinden ve Rusya`ya çalışmaya gelen Orta Asya Cumhuriyetlerinden oluşuyor. Rusya`dan gidenlerin sayısı artık on binlerle zikrediliyor. Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jan Asselborn, sadece Rusya'nın yardımıyla "Ortadoğu'da milyonları dul bırakan mafyanın belinin kırılabileceğini" AB'nin bunu kabul ettiğini söyledi. Böylece ABD dünyaya, “Ben hala süper güce sahibim. İstediğimi geç de olsa elde ederim. Benim dediğim olur” demeye getiriyor.
ABD son olarak önümüzdeki Eylül ayında BM Güvenlik Konseyi toplantısında tüm koalisyon ülkeleriyle ve özellikle Rusya ile DAEŞ`e karşı nasıl bir strateji uygulanacağı ve kimin hangi görevi üstleneceği konusunda detaylı bir görüşme gerçekleştirecek.