Uganda'da son bir yıl içinde 12 Müslüman alim faili meçhul cinayetlere kurban gitti. Cinayetlerle ilgili şu ana kadar hiçbir ilerleme sağlanamamış olması, şüpheleri polisin üzerine yoğunlaştırıyor. Ancak polis, yöneltilen suçlamaları kabul etmeyerek faili meçhul cinayetlerin farklı gruplar tarafından işlenmiş olabileceği ihtimali üzerinde çalışıyor.
Ramazan ayında, Uganda'nın başkenti Kampala'da insanlar Şeyh Hasan Kirya'nın katledilmesiyle adeta sarsılmıştı. Yüzünü gizlemiş motorsikletli bir sürücü tarafından vurulan Şeyh Hasan, 6 ay içinde İslam alimlerinden öldürülen üçüncü isim olmuştu. Üçü de aynı yöntemle ölüdürülen alimlerin bir diğer ortak özelliği ise toplumun geniş kesimleri tarafından seviliyor olmalarıydı.
Ülkeledeki Müslüman liderler artan terör olaylarını lanetlerken son üç yılda açılan hiçbir soruşturmanın sonuca varılamamasını sert dille kınadı. Uganda Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri El Hacı Muhammet konu hakkında polisin şüpheli davranışlarının sorgulanması gerektiğini ifade etti.
Üç davanın da birbri ile bağlantılı olduğunu söyleyen Polis Şefi Kayihura, 20 şüphelinin tutuklanarak yargıya teslim edildiğini kaydetti. Fakat hala kimin yaptığına dair şüpheler giderilmiş değil.
Ugandalı gazeteci Ahmed Wetaka Cii Meyda'ya yaptığı bir açıklamada "kimin yaptığını kestirmek zor çünkü Uganda'da müslümanlar, pek çok grup tarafından tehdit altında."
Uganda Müftüsü Şeyh Ramazan Şaban Mujabe ise şeyhlerin öldürülmesinin müslümanlar arasında nifak çıkarmak adına bir grup tarafından planlanan komplonun birer parçası olduğunu söyledi.
Konu ile ilgili bazı yetkililer de ölümlerin farklı müslüman grupları birbirine düşürmek için yapıldığını iddia ediyor. Bu meyanda bazı dedikoduların hızla yayıldığı görülüyor.
Suçlamaların odağındaki grup olan Demokratik Birlik Cephesi (ADF) lideri Şeyh Cemil Mukulu ise şu günlerde Tanzanya'dan ihraç edilmemek için hukuk mücadelesi veriyor.
İLİŞKİ BULUNMADIĞI İDDİASI
Uganda Yüksek İslam Konseyi Genel Sekreteri El Hacı Muhammed Kisambra, önceki cinayetlerle ilgili soruşturmaları sürdüren polislerin gerekli hassasiyeti gösterdiğini fakat mahkemeden aynı yakınlığı bulamadıklarını söyledi.
Kisambra duruşma ile ilgili endişelerini “adaleti ertelemek adaletten mahrum etmektir” sözleri ile ifade ederken Müslümanların korkmayacağını belirtti.