Mehmet Sait Çimen / İnzar Dergisi
 
Yer Ukaz Panayırı.

Beyaz sakallı yaşlı bir adam, toplanmış olan kalabalığa konuşacak.

Herkes dikkatle bakıyor bu heybetli adama.

Kuss b. Saide adında muvahhid bir şair…

Belagatin sınırlarını zorlayan şeyler söylüyor.

İnsanlar sözlerin çekiciliğine kapılmışken, yaşlı adamın yüzünde acı, hasret ve çaresizlik var.

Ve zihinlerde depremler oluşturması gereken sözler:

“Ey insanlar! Beni iyi dinleyin ve anlayın. Anladığınız şeylerden de faydalanın. Şunu iyi bilin ki; yaşayan ölür, ölen gömülür, gelecek olan her şey de görülür.

Yağan yağmurlar ve biten otlar, rızıklar ve azıklar, babalar ve analar, diriler ve ölüler, toplular ve dağınıklar; ayet üstüne ayettir bunlar.

Vahiy bilgisi gökten gelen haberlerdir. Karanlık gece, burçlarla dolu gökyüzü, vadilerle yarılmış yeryüzü ve dalgalarla coşan denizler; yerdeki ibretlerdir.

Bana ne oluyor! İnsanların gittiğini fakat dönmediğini görüyorum. Bunlar, gittikleri yerlerden çok mu memnunlar da orada duruyorlar? Yoksa terk mi edildiler de uyuyorlar?

Kuss ne haince ne günahkârca; ama dosdoğruca yemin eder ki; Allah katında; Ona şu inandığınız dininizden çok daha sevimli olan bir din var. Ve bir de gönderilme vakti çok yaklaşmış bir peygamber var.

O peygamberin gelme zamanı sizi gölgeledi, devri de kucakladı. Ne mutlu onu anlayan ve ona iman edene. Yazıklar olsun ona karşı gelen ve ona isyan edene.”

Zaman cehaletin zirve yaptığı bir zamandı.

İnsanların bir kısmı ...
 
MAKALENİN TÜMÜNÜ OKUMAK İÇİN TIKLAYIN!