Mekke ve Medine`den sonra en çok Peygamber ve Sahabe mezarının bulunduğu Diyarbakır`a Türkiye`nin her yerinden akın eden ziyaretçiler, Hz. Süleyman ve 27 sahabenin yattığı camiye yoğun ilgi gösteriyor.
Hz. Süleyman Cami`sinin tarihi hakkında bilgi veren Hz. Süleyman Cami İmamı Ömer Kırmızıçiçek, cami suyunun kaynağının belli olmadığını ve yüzyıllar boyunca akan saf ve berrak bir su olduğunu söyleyerek, bu kaynağın Zemzem suyundan sonra içimi hoş olan sular arasında yer aldığını belirtti.
“Camii, ismini Hz. Süleyman`dan aldı”
İslam ordusunun Diyarbakır`a vardığında, şehrin surların içinde korunduğunu belirten Kırmızıçiçek, “Şehrin dört giriş kapısı vardı ve içeri girilmesi imkansızdı. İslam ordusu bir mektup gönderip İslam dininden haber verdi. Tabi şehir yönetimi, olumsuz cevap vermişlerdir. İslam dininin şemsiyesinin altına girmek istememişlerdir.” dedi.
İslam ordusunun, İslam dinini kabul etmeyen şehrin, vergilerini vermeleri halinde huzur içinde yaşayabileceklerini vadettiğini söyleyen Kırmızıçiçek, “Yine bu teklifi kabul etmediler. Üçüncü aşamada İslam ordusu kaleye girmeye çalışmıştır. Kaleye girme esnasında 27 sahabe şehit düşmüştür. Fetihten takriben 500 yıl sonra Nisanoğlu Ebul Kasım tarafından bu cami inşa edilir. Camiye “Hz. Süleyman” ismi verilir. Bu ismin verilmesinin nedeni, şehitlerin başında gelen Hz. Süleyman`ın naaşının bu yerde olmasıdır.” ifadelerini kullandı.
“Türkiye`nin her yerinden geliyorlar”
Caminin Perşembe ve Cuma günleri yerli ziyaretçileri olduğunu belirten Kırmızıçiçek, “Diyarbakır içinden ve çevre şehirlerden gelen ziyaretçilerimiz var. Genelde Perşembe ve Cuma günleri yerli ziyaretçiler, hafta sonu ise şehir dışından gruplar geliyor. İnsanların buraya rağbet etmesinin sebebi Hz. Peygamberin arkadaşlarının burada olmasıdır. Türkiye`nin her ilinde gelen sayısız ziyaretçi var.” ifadelerini kullandı.
“Diyarbakır sahabeler şehridir”
Hakkari`den Diyarbakır`a geldiğini söyleyen Zümeyra Güven, Diyarbakır`ın fethinde yer alan Hz. Süleyman`ı ve diğer sahabeleri ziyaret ettiğinden dolayı çok mutlu olduğunu dile getirdi.
Dini açıdan önemli yere sahip ziyaret yerlerinin gezip görülmesi ve onların faydalanılması gereken yerler olduğunu belirten Güven, “Sahabeler şehrinden sizin aracılığınızla herkese bu anlam dolu manevi yerleri ziyaret etmelerini tavsiye ediyorum. Bu ziyaretlerin bizlere faydası olacağına inanıyorum.” diyerek duygularını dile getirdi.
“Bu ziyaret ahde vefa borcumdur”
Babasının kendisine her zaman Diyarbakır`ın tarihinden söz ettiğini ifade eden Remziye Ayık, bundan dolayı Diyarbakır`ı merak ettiğini ve Adıyaman`dan buraya geldiğini söyledi.
İslam dininin buralara kadar getirilmesinde katkısı olan sahabeleri ziyaret etmenin herkesin üzerinde ahde vefa borcu olduğunu ifade eden Ayık, “Doğrusu Diyarbakır`ı sahabeler şehrine çeviren Hz. Süleyman`ı ve İslam dinini buralara kadar getiren sahabeleri ziyaret etmek boynumun borcu olduğuna kanaat ettim. Bu duygularla, ahde vefa olarak gördüğümden dolayı ziyaret etme ihtiyacı duydum.” diye konuştu.
“Tanıdığım herkese buraları anlatacağım”
Kendilerinin Antalya`dan Diyarbakır`a sahabeleri ziyaret etmek için geldiklerini ve buraları çok beğendiklerini ifade eden Güler Sayan ise, “Diyarbakır çok güzel bir şehirmiş. Özellikle bu gibi evliya ve sahabe türbelerini ziyaret etmek, üzerimizde manevi etki bırakıyor. Bundan sonra buralara daha sık bir şekilde geleceğim. Tanıdığım herkese buraları anlatacağım.” ifadelerini kullandı.
Hz. Süleyman ve 27 sahabenin yattığı Hz. Süleyman Camii, Diyarbakır`da tarihi ve dini açıdan önemli bir yere sahiptir.
Hz. Ömer`in İslamiyet`i dünyanın her yerine ulaştırmak amacıyla Diyarbakır`ın fethine gönderdiği orduda, Hz. Halid bin Velid`in oğlu Hz. Süleyman da bulunuyordu.
İyaz bin Ganem komutasındaki 8 bin kişilik ordu, 639 yılında Diyarbakır`ı kuşatmış, bu kuşatma sonucunda Diyarbakır İslam topraklarına katılmış, Hz. Süleyman ve 27 Sahabe de şehit olmuştu. (Ayten Oğuz – İLKHA)