Çözüm Süreci ile başlayan çatışmasızlık döneminde Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki illerde ekonomi başta olmak üzere her alanda olumlu gelişmeler yaşanırken, bu süreci yapılanma ve daha fazla eleman kazanma açısından bir fırsat olarak gören PKK, silah bırakıp sınır dışına çekilmek yerine "barış süreci"ni akamete uğratacak eylemler gerçekleştirdi.

Çözüm Süreci ile huzur ve güven ortamına kavuşan Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da devletin yaptığı düzenlemeler, reformlar, yatırımlar ve verdiği teşvikler sayesinde eğitim, ekonomi, sağlık, turizm, tarım ve hayvancılık başta olmak üzere her alanda büyük bir değişim ve gelişim yaşandı.

Son 10 yılda temel hak ve özgürlükler alanında gerçekleştirilen reformlar ve ardından uygulamaya geçirilen Çözüm Süreci, 30 yıl olağanüstü şartların hüküm sürdüğü Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun adeta çehresini değiştirdi.

Çatışmalı ortam nedeniyle yatırımların yapılamadığı bölgede, Çözüm Süreci'nin getirdiği huzur ve güven ortamı sayesinde ekonomik kalkınmayı sağlayacak yatırımlara hız verildi; kısa sürede ekonomiden turizme, eğitimden sağlığa kadar her alanda büyük gelişme yaşandı.

Yatırımcı sıraya girdi

Huzur ve güvenin sağlanmasıyla girişimcilerin yoğun talebi nedeniyle organize sanayi bölgelerinde (OSB) doluluk yüzde 100'e ulaşınca sırada bekleyen yatırımcılar için Diyarbakır, Batman, Mardin, Şanlıurfa ve Adıyaman başta olmak üzere çok sayıda ilde yeni sanayi bölgeleri kurulmaya ve ilave etaplar oluşturulmaya başlandı.

Çözüm Süreci'nden önce 50 fabrikanın bulunduğu Batman OSB'de 75 fabrika faaliyetini sürdürürken, 200 girişimci de yatırım yapmak için arsa tahsisi bekliyor.

Diyarbakır OSB'de son 2 yılda yapılan yatırımda yüzde 50 artış olurken, 100 girişimci fabrika kurmak için OSB'ye ilave alanın dahil edilmesi için gün sayıyor.

Doluluk oranı, Diyarbakır ve Batman gibi yüzde 100 olan Mardin OSB'de ise fabrika kurmak isteyen 170 yatırımcı arsa tahsisini bekliyor.

Sürece destek amacıyla Haziran 2012'de yürürlüğe giren Yeni Teşvik Yasası ile 6. bölge kapsamındaki Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerine yönelik yatırımlara önemli destekler sağlandı. 15 ilde gerçekleştirilmesi planlanan sabit yatırımların tutarı, 2010-2014 Eylül döneminde yabancı yatırımlar dahil 2,3 katına çıkarak 3 milyar 473 milyon liraya yükseldi. Aynı dönemde söz konusu yatırımlar çerçevesinde öngörülen istihdam da yüzde 24 artışla 13 bin 741 kişiye ulaştı.

İhracat 10 milyar doları aştı

Çözüm Süreci ile bölgeye yönelik yatırımcı ilgisi artarken, Doğu ve Güneydoğu'nun ekonomisindeki hareketlilik ihracat rakamlarına da yansıdı.

Türkiye İstatistik Kurumunun verilerine göre, bölge illerinin ihracatı 2012'de 9 milyar dolar seviyelerinde iken geçen yıl sonu itibarıyla ihracat yüzde 17 artışla 10,4 milyar dolara yükseldi.

Bu dönemde, Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki 14 ilin ihracatı yüzde 33 artışla 927 milyon dolardan 1,2 milyar dolara, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki 9 ilin ihracatı da yüzde 14 artışla 8,1 milyar dolardan 9,2 milyar dolara çıktı.

Bölge ekonomisinde en dikkat çekici gelişmelerden biri, 2012 yılına kadar hiç ihracat yapamayan Tunceli'nin, 2014 sonu itibarıyla 328 bin dolarlık ihracat rakamına ulaşması oldu.

Yaklaşık 188 bin kişi köye dönüş yaptı

Uzun yıllar devam eden terör olayları nedeniyle köyünden göç etmek zorunda kalan 386 bin 360 kişiden 187 bin 861'i Köye Dönüş ve Rehabilitasyon Projesi'nden (KDPR) sağlanan destekle topraklarına geri dönüş yaptı.

Adıyaman, Ağrı, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Hakkari, Mardin, Muş, Siirt, Şırnak, Tunceli ve Van'da çatışmalı dönemde 386 bin 360 kişi terör ve güvenlik kaygılarıyla yaşadıkları köylerden göç etmek zorunda kalırken, KDPR kapsamındaki destekle 28 bin 384 haneden 187 bin 861 kişinin köyüne dönüşü sağlandı.

Tarım ve hayvancılık gelişti

Türkiye'nin toplam 14,6 milyon hektar mera varlığının yaklaşık yarısına yakınının yer aldığı Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde 3 milyon 500 bin hektarlık mera, yaylak ve kışlak alan etap etap kullanıma açıldı.

Terör olayları nedeniyle önceden hayvancılığın bitme noktasına geldiği bölgede, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının çiftçilere sunduğu teşvikler ile Çözüm Süreci kapsamında yayla ve meraların kullanıma açılması ve köye geri dönüş, hayvan varlığının artmasını sağladı.

Turist rotasını Doğu'ya çevirdi

1980'li yılların başında turizm potansiyeli açısından Türkiye'de adından söz ettiren ancak aradan geçen sürede yaşanan terör olaylarının gölgesinde kalan bölge, süreçle yeniden kültür ve inanç turizminin merkezi olma yolunda önemli adımlar attı.

Güvenlik gerekçesiyle ziyaret edilemeyen Doğu ve Güneydoğu'daki tarihi ve doğal güzellikler, sürecin ardından ilgi çekerken, binlerce turist adeta bölgeye akın etti.

Yoğun talebi gören girişimciler, açtıkları tesislerle canlanan turizm sektöründe binlerce kişiyi de kısa sürede istihdam etti.

Diyarbakır'a son 2 yılda gelen yabancı turist sayısında yüzde 130, yerli turist sayısında ise yüzde 35'lik artış gerçekleşti.

Mardin'de geçen yıl konaklayan turist sayısı 400 bini aşarken, günübirlik gelen turistlerle bu sayı 1 milyona ulaştı.

Daha önce terör olayları yüzünden silah seslerinin duyulduğu bölgedeki dağlar, huzur ortamında spor etkinliklerine ev sahipliği yapmaya başladı. Şırnak, Siirt, Hakkari ve Tunceli'de yamaç paraşütü, rafting ve doğa yürüyüşü başta olmak üzere çok sayıda spor etkinliği düzenlendi.

Adı yıllarca çatışmalarla gündeme gelen Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesindeki Kato Dağı'nda uçurtma şenliği gerçekleştirildi.

Silopi Kaymakamlığının AB desteğiyle hayata geçirdiği "Gençler İçin Çözüm Zamanı Projesi" kapsamında Polonya, Tunus, Gürcistan, İtalya ve Ukrayna'dan Şırnak'a gelen 35 üniversite öğrencisi, Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğünce düzenlenen "Barışa Dönen Pedallar" etkinliğinde Cudi Dağı eteklerinde bisiklet turu attı.

Çözüm Süreci ile Mardin, Diyarbakır, Batman ve Van'da ulusal ve bölgesel kategoride spor organizasyonları düzenlendi.

Örgüt barışı değil, "yapılanma"yı tercih etti

Atılan olumlu adımlara ve eylemsizlik kararına rağmen bu süreci yapılanma ve daha fazla eleman kazanma açısından bir fırsat olarak gören, gençleri ve çocukları dağa kaçıran, kandırıp kadrosuna katan PKK, silah bırakıp sınır dışına çekilmek yerine "barış süreci"ni akamete uğratacak saldırılar gerçekleştirdi.

PKK,  özellikle KCK'dan temmuz ayında yapılan "Barajlar ve baraj inşasında kullanılan araçların hedef alınacağı" yönündeki açıklamanın ardından saldırılarını artırdı.

Güvenlik güçlerine yönelik eylemlerde bulunan örgüt mensupları, havaalanı, baraj, kalekol ve yol yapımı ile içme suyu ve tarımsal sulama çalışmalarında kullanılan araçları ve iş makinelerini ateşe verip, müteahhitleri ve işçileri tehdit ederek, yatırımları engellemeye çalıştı.

Örgüt üyeleri, bölgenin bereketli topraklarını suya kavuşturacak, binlerce kişiye istihdam sağlayacak ve göçü önleyecek barajların yapımına engel olmak amacıyla saldırılar gerçekleştirdi, baraj yoluna yerleştirdiği patlayıcılarla güvenlik güçlerini ve inşaata malzeme taşıyan araçların şoförlerini hedef aldı.

Örgüt yandaşları da bu süreçte çeşitli bahanelerle gerçekleştirdikleri izinsiz gösterilerde, başta okullar olmak üzere kamu binalarına, iş yerlerine ve araçlara zarar verdi.

6-8 Ekim olayları

DAEŞ'in Kobani'ye (Ayn el Arap) saldırılarının ardından HDP'nin çağrısı üzerine 6-8 Ekim 2014'te düzenlenen izinsiz gösterilerde, aralarında Diyarbakır'da vahşice katledilen Yasin Börü ve arkadaşlarının da yer aldığı 42 kişi hayatını kaybetti, 200'e yakın kişi yaralandı. Gösterilerde, okul, kütüphane, müze, banka şubeleri ve iş yerleri zarar gördü, çok sayıda araç ateşe verildi.

Şırnak'ta 6-8 Ekim olaylarından sonra PKK'nın gençlik yapılanması YDG-H üyeleri, güvenlik güçlerine ait zırhlı araçların mahallelere girişini engellemek amacıyla Cizre'de 184, Silopi'de ise 40'ı aşkın hendek kazdı. Gerginliğe yol açan ve vatandaşları mağdur eden hendekler, daha sonra belediye ekiplerince kapatıldı.

Seçim sürecindeki baskılar

PKK, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde terörle mücadelede yıllarca askerle ile omuz omuza veren koruculara silah bırakmaları yönünde baskı yaptı.

Örgüt mensupları ve yandaşları, 7 Haziran'daki genel seçim öncesinde de bölgede seçmene "HDP'ye oy vermeleri" yönünde baskı uyguladı.

Siirt'te köy muhtarının, Şırnak'ta HÜDA PAR üyesi iki kişinin öldürülmesi, Van'da billboardlarda "kan akan musluk" görseli ve "önleminizi alın, korkmuyor musunuz?" yazılı ilanların kullanılması, Erciş'te "HDP dışında başka partinin girmesi tehlikeli ve yasaktır" pankartının asılması, seçmen iradesinin baskı ve tehdit altında olduğunu gözler önüne serdi.

Suruç'taki saldırı

Şanlıurfa'nın Suruç ilçesindeki saldırıya tepki bahanesiyle 20-22 Temmuz tarihlerinde düzenlenen izinsiz gösterilerde 11'i polis 24 kişi yaralandı; kamu binaları ve araçları tahrip edildi, iş yerlerine zarar verildi.

PKK'nın son dönemdeki saldırılarından bazıları

- Van'ın Saray ilçesinde 19 Ağustos 2014'te pusu kuran teröristlerin açtığı ateş sonucu Teğmen Emre As (23) şehit edildi, 1 asker yaralandı.

- Diyarbakır'ın Kayapınar ilçesinde polis Osman Bal 25 Ağustos 2014'te, meslektaşı Ali Kızıloğlu ise ertesi gün evlerine giderken uğradıkları saldırıda şehit düştü.

- Bingöl'de 9 Ekim 2014'te İl Emniyet Müdür Atalay Ürker, Emniyet Müdür Yardımcısı Atif Şahin ve Başkomiser Hüseyin Hatipoğlu, izinsiz gösteri sırasında hasar gören iş yerlerini gezdikleri sırada örgüt mensuplarının saldırısına uğradı. Saldırıda, Şahin olay yerinde, Başkomiser Hatipoğlu da kaldırıldığı Bingöl Devlet Hastanesinde şehit düştü; İl Emniyet Müdürü Ürker ve polis Uğur Adlı ağır yaralandı.

- Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde 29 Ekim 2014'te pazarda eşi ile alışveriş yapan Astsubay Üstçavuş Nejdet Aydoğdu, yüzü maskeli kişilerce düzenlenen silahlı saldırıda şehit edildi.

- Ağrı'nın Diyadin ilçesinde 11 Nisan'da çıkan çatışmada 4 asker yaralandı, 5 PKK'liöldürüldü.

- Siirt'te Bağgöze köyü muhtarı ve köy korucusu Mustafa Turhan, 29 Nisan'da silahlı saldırıda şehit düştü.

- Van'ın Erciş ilçesinde 25 Mayıs'ta geçici köy korucusu Abdülbari Gül, uğradığı silahlı saldırıda şehit edildi. Saldırıyı bölücü örgüt mensubu S.C'nin gerçekleştirdiği tespit edildi.

- Siirt'te 7 Temmuz'da polis memuru Bünyamin Torğut, Eruh yolundaki uygulama noktasında bir otomobilden açılan ateş sonucu şehit düştü.

- Adıyaman'ın Kömür beldesinde 20 Temmuz'da güvenlik güçleriyle PKK mensupları arasında çıkan çatışmada Uzman Onbaşı Müsellim Ünal şehit düştü, 2 asker yaralandı.

- Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesinde 22 Temmuz'da polis memurları Feyyaz Yumuşak ve Okan Acar, PKK mensuplarınca evlerinde şehit edildi.

- Diyarbakır'ın Yenişehir ilçesinde 23 Temmuz'da PKK'nin silahlı saldırısında iki trafik polisinden Tansu Aydın düştü, Ali Karahan ise ağır yaralandı.

- Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 25 Temmuz'da askeri aracın geçişi sırasında teröristlerce bomba yüklü aracın patlatılması sonucu Jandarma Uzman Çavuş Mehmet Koçak ve Jandarma Başçavuş İsmail Yavuz şehit düştü, 4 asker yaralandı.

- Mardin'in Nusaybin ilçesinde 26 Temmuz'da Bölge Trafik İstasyonuna silahla ve patlayıcıyla düzenlenen saldırıda 3 polis yaralandı.

- Muş'ta, Malazgirt İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Arslan Kulaksız, 27 Temmuz'da eşi ve çocuğunun da bulunduğu otomobile teröristlerce düzenlenen silahlı saldırıda şehit edildi.

- Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde 28 Temmuz'da bir banka şubesi önünde para çekmek istediği sırada yüzü maskeli teröristin silahlı saldırısı sonucu ağır yaralanan Piyade Uzman Çavuş Ziya Sarpkaya, kaldırıldığı hastanede şehit düştü.